Pinterest
WELLNESS

Yas(lanırsam) Geçer Mi?

01 Ağu 2023

Kaç türü vardır ki yasın? Aşamaları, belirtileri veya hissettirdikleri ortak mıdır bu duygunun? En yakınındaki insanın kaybıyla mı sınırlıdır burası? Peki, her yas kim tarafından ve ne zaman oluşturulduğu belli olmayan kalıplara uymalı, bunlar reddedilirse ötekileştirilen duyguların bayrağını mı taşımalıdır? Eğer bu soruların yanıtlarını düşünmek bizi, gözlerimizi kaçırmadan ve anlamaya çalışarak yasa bakacağımız bir yolculuğa hazırladıysa o halde başlayabiliriz!

Kelime anlamı, bir ölüm veya felaketten doğan acı duygusu olan yasın, aslında tanımındaki sınırlamaların çok daha ötesinde olduğunu içtenlikle söyleyebiliriz… Öyle ki insan bağ kurduğu birinin, bir yerin, bir canlının veya cansız bir eşyanın yasıyla dolup taşarken bulabilir kendini. Kişinin tuttuğu yasın öznesine, geçmişte mutlaka temas etmiş olması da gerekmez.  Çünkü yalnızca gerçekleşenin, gidenin, kopanın veya yaşanıp bitenin değil olmayan veya gerçekleşmeyen ihtimallerin de yası tutulabilir. Yasla ilk tanışıklığımız her ne kadar annemizin karnından kordonumuzu kopardığımız andan itibaren olsa da her kayıpta onu yeniden tanırız. Katmanları vardır çünkü yasın. Kopan her bağımız ve her kaybımız da bizi bu katmanlarla ve yasın farklı bir yüzü ile tanıştırır. Söz konusu yas olduğunda göz ardı etmememiz gereken önemli bir nokta ise bu duygunun olağan varoluşudur. İnsaniyetten, yaşamdan, bağ kurmaktan bahsettiğimiz her an, kapımızı yasa aralarız ve her ne kadar fark etmesek de hepimiz bir gün bir yerlerde bir şeylerin yasını tutmuşuzdur. Peki, yasımızı olağanın dengesinde tuttuğumuzdan ve yaşadığımız yasın, sürecin doğal getirisi olduğundan nasıl emin oluruz? 

Pinterest
Yasa daha yakından baktığımızda yasın eşlikçisi olan bilişsel, duygusal veya davranışsal birçok örüntüyle karşılaşırız. Bu duyguyu yaşadığımız anlarda, baş ağrısı, uyku bozukluğu, kaslarda gerginlik, iştah değişiklikleri veya halsizlik gibi birçok fizyolojik tepki; öfke, çaresizlik veya hissizlik gibi birçok duygusal tepkiyle beraber yol alabiliriz. Fikir uçuşmalarımıza ve kaybımıza dair bilişsel çarpıtmalarımıza engel olamadığımız anların olması da olağandır.

Literatürde yer alan aşamalarına bakıldığında, kişinin yası kabullenip yaşama yeniden uyum sağlama sürecine değin farklı aşamalardan geçtiğini görürüz. Bunlar arasında; şok ve uyuşma, inkâr etme, yaşadığı kayba yönelik yoğun arzu, çaresizlik, yeniden kabullenme ve hayatı yeniden düzenleme aşamaları yer alır. Bu konuyla ilgili sayfalarca bilgi, kuram veya aktarım olsa da her deneyimin merkezinde, bireyin ta kendisi yer alır. Bu nedenle, yasın yaşanma süreci ve şekli de bir o kadar kendine has ve biriciktir. Birey, bireyin kaybı ve aralarındaki bağ, bu süreci diğer yaslardan farklı kılar. Geçen zamana meydan okuyan ve gündelik işlerimize engel olmaya başlayan acı ise bize olağanın dengesinde bazı sorunlar olduğuna dair uyarılarda bulunur. İşler bu noktaya geldiğinde yaslanacaklarımıza ve kaynaklarımıza bakmak oldukça önemli bir roldedir. Peki, bu yas sürecinde, yaşadığımız duyguya, yasa yaslanmak ve adeta dipsizlik illüzyonu yaratan bu acıyı, yaslandıklarımızdan güç alarak iyileştirmek mümkün müdür? 

Pinterest
Yasın tek bir türü olmadığı gibi bu duygunun içerisinden geçerken güç aldığımız kaynaklarımızın da tek bir çıkış noktası yoktur. İçsel veya dışsal birçok kaynaktan güç alır, yasımızı yaşarken yaslanabileceğimiz, bu acıya dayanma gücümüzü desteğiyle artırabileceğimiz neler var bir bakarız. Destek çantamızın kenarlarını köşelerini bazen merakla bazen ise çaresizlikle yoklarız. Duygudaşlık kurabildiğimiz insanlar, ait ve güvende hissedeceğimiz yerler, değerlerimizin ve uğruna yaşadıklarımızın hatırlatıcıları, bize omuzlarına yaslanmamız için yer açarlar. Güvenle yaslandığımız ve güç aldığımız her şey bu geçişin yumuşamasına hizmet eder. Bu duyguyu canavarlaştırmayan ve yası anlamlandırmamız, şefkatle yaklaşmamız için destekçimiz olan her kaynak bize, yası görmezden gelmeyi değil yasla birlikte yol almayı, yasın kapladığı alanı küçültmeyi değil kendi zihnimizi ve kalbimizi genişletmeyi öğretir. 

Yas her ne kadar ötekileştirdiğimiz, yanımıza yakıştırmadığımız bir duygu olsa da çiçeklerimizi açmadığımız toprakları değerlendirmeyi, bakıp görmediklerimize büyüteç tutmayı, sarılmayı unuttuklarımızı kucaklamayı hatırlatır. Bize iyi gelecek olan şey ise yasımızı kabul etmek, yasımıza yaslanabilmek, sürecimizin biricikliğine güvenmektir ve sorumuzun yanıtı evet, yaslanırsak geçer… 

©2022 Beyhan&Beyhan Business Solutions Tüm Hakları Saklıdır
Yukarı Kaydır
BUNU OKUMAK İSTER MİSİN?