Önümüzdeki 5 gün boyunca
Yapay zeka ve yönetim - Pixabay
ZOOM

Yapay Zeka Hükümetleri Kurulmalı mı?

30 May 2023

Yapay zekanın dünyayı yönetmesi, distopya hikayelerinin bilim-kurguyla harmanlanmasına benziyor. Kulağa imkansız gelmesinin yanında bu düşüncenin ürkütücü bir yanı da var: Bilgisayarların yönetimi ele geçirmesi veya insanlığın, yönetim hakkını isteyerek bilgisayarlara vermesi! Giderek hayal olmaktan öteye geçen bu teknolojik atılımları ve yapay zeka hükümetlerinin gerçekliğini sizler için araştırdık.

unsplash
Evrenin oluşumundan ve yaşamın başlangıcından bu yana, tarihteki en önemli olaylardan birisi olarak kabul edilen yapay zeka fikri, 1956 yılında ortaya atılan bir fikirle gündeme gelir. Adımlar atılır. Akıllı makinalar gelişir. Sadece birkaç on yılda ise bilgisayar çağının yükselişi başlamıştır. Teknoloji son hız gelişir ve artık yapay zekanın insanla yarıştığı bir döneme girilir. Bu hızlı değişim, gelecekteki dünyayı öngörmemizi bir hayli zorlaştırırken son zamanlarda yüksek sesle dile getirilmeye başlanan yeni bir iddia tüm dengeleri alt üst eder: “Yapay Zeka dünyayı veya ülkeleri yönetse ne olur?”
Bu soruya geçmeden önce, teknolojinin hayatımızı ne kadar değiştirdiği konusuna kısaca değinebiliriz. Duygusal bir varlık olan insanın, sosyal ve kişisel hayatının merkezine yerleşen teknoloji, gündelik yaşamdan ülkelerin üst düzey çalışmalarına kadar her alanda dünyanın kaderini etkiliyor.

Görünen o ki, bilgisayarlar gelecek yıllarda daha fazla değiştirmeye ve belki de büyük ölçüde dönüştürmeye devam edecek. İnsanlar gibi ülkeler de yazışmalardan savunma sanayine, bürokratik işlemlerden vatandaşlarıyla kurduğu etkileşime kadar her alanda teknolojiyi kullanmaya devam edecek. Ya sonra? 

pexels
İspanyol sosyolog Manuel Castells’in altını çizdiği üzere online bağlantılar, yapay zekaya dayalı sistemler ve üst düzey iletişim olanakları sayesinde küresel bir yapının şekillenmeye başladığını görebiliyoruz. Dahası, yapay zeka teknolojisinin inanılmaz yükselişiyle beraber insani özelliklerin makinelere yüklenmesine tanık oluyoruz. On yıl öncesine kadar oyun ve problem çözme gibi becerileri olan bilgisayarlar ise derin öğrenme gibi özelliklerle zeki birer varlığa dönüşüyor. Sonuç; yaşadığımız yüzyıl bir robotik çağa doğru evriliyor. 
Böylesine devingen, dönüşen bir dünyanın gelişmiş robotlara emanet edilmesi de şaşırtıcı değil. MIT Medya Laboratuvarı'nda Kişisel Robotlar grubunun başkanı Cynthia Lynn Breazeal tarafından 10 yıl önce yazılan bir makalede şöyle bir gelecek tasvirine rastlıyoruz:

“Gelecekteki robotların, kişilerin günlük yaşantısını destekleyici, işbirlikçi ve insan merkezli-çoklu modelli iletişim kuran ve geleneksel bir robot algısından uzaklaşan bir oluşuma geçeceğini öngörüyoruz.”

pexels
Yukarıdaki cümlede dikkatimizi çeken, sadece gelişmiş yapay zeka formlarının var olması değil. Asıl önemli nokta “iş birliği” odağında gelişmiş bir insan-robot yaşamının vurgulanmasıdır. Yeni jenerasyon robotlarla geliştirdiğimiz iş birliğinin işaret ettiği en üst nokta ise “bizi yönetebilecek” kadar güçlü ve derin bir sisteme doğru yol aldığımız gerçeğidir. Bu noktadan sonra “İnteraktif robotlar” veya “interaktif yapay zeka” virajına vardığımızda, ondan vazgeçme olasılığımızın giderek düşmesi oldukça mümkün. 
Peki, gerçekleşme olasılığı bir hayli yüksek olan bu senaryoda yapay zekanın yönettiği bir ülkede yaşama fikri ne kadar gerçek olabilir? 

pexels

Belki de bu sorunun en önemli noktası; insanın duygusal bir varlık olarak mantıklı kararlar verme konusundaki başarısı veya başarısızlığıdır. Özellikle insanlık tarihinin savaşlarla, kıyımlarla, yok edici olaylarla dolu olduğunu; atom bombasının bir ülkeyi yerle bir etmesi veya nükleer bomba tehditlerinin yaşandığı ülkelerarası sorunların baş göstermesi gibi durumları düşünürsek; interaktif bir yapay zeka teknolojisinin “tarafsız olabilme” potansiyeli bazı insanlar için “neden olmasın” dedirtebiliyor. 

unsplash
Örneğin milyonlarca insana zarar verebilecek bir silahın, geçmişteki tüm verileri inceleyen, analiz eden ve bir sonuca varan yapay zekanın kontrolüne bırakmak akıllıca olabilir mi? Bir açıdan öfkesi, duyguları olmayan bir yapay zeka mantıklı veriler ışığında bu silahı kullanması akla yatkın gelebiliyor. Ancak tam bu noktada devreye “siber saldırı tehlikesi” girebiliyor. Yani son derece doğru verilere sahip bir yapay zeka, bir grup hacker tarafından ele geçirilirse ne olur? 
İşte bu mantık-tehlike denklemi hala çözülebilmiş değil. Sonuçta Amerika ve Sovyet Rusya arasında yaşanmış Soğuk Savaş döneminin gelecekte yaşandığını hayal edersek, iki ülkenin birbirine ait yapay zeka sistemlerini ele geçirmek için neler yapabileceğini hayal etmek zor olmaz. 

pexels

Ama tartışmaların asıl değinmek istediği konuyu, yapay zeka ile kurulan hükümetlerin ortak bir sistemle buluşması, şeklinde özetleyebiliriz. Daha net bir ifadeyle, tüm dünyanın yapay zeka tarafından yönetildiği, önemli kararları alıp ülkeler bazındaki sorunlara onun çözüm bulduğu küresel bir sistemden bahsediyoruz. Böylece Amerika ve Rusya arasında yaşanması muhtemel bir gerilimde, kararları insanlar değil ileri derecede gelişmiş yapay zeka verecek. En azından bahsettiğimiz tartışmaların ulaşabildiği zirve nokta şimdilik bunlarla sınırlı… 

unsplash
Bir yanda hız kesmeden yoluna devam eden yapay zeka çalışmaları; öte yanda düşünür ve sosyologların araştırmaları bize büyük bir resim çiziyor: Gelecekle ilgili inanılmaz öngörülere sahibiz ama bu öngörülerin nereye varacağını kesin olarak bilmiyoruz. Yapay zekanın daha da gelişerek ülkeleri ve son noktada dünyayı yönetmesi ise ne kadar doğru bilemeyiz. Ancak buna benzer tartışmaların giderek çoğaldığının altını çizerek şu soruyu sorabiliriz:  
“Dünyayı yöneten gelişmiş bir yapay zeka, savaşları ve insanın neden olduğu yıkımları sona erdirebilir mi?” 
©2022 Beyhan&Beyhan Business Solutions Tüm Hakları Saklıdır
Yukarı Kaydır
BUNU OKUMAK İSTER MİSİN?