℃
Altın
%
Dolar
%
Euro
%
Bitcoin
%
Eth
%
Önümüzdeki 5 gün boyunca
BİYOGRAFİ
Yalanın Bini Bir Para: Joseph Goebbels
16 Oca 2023
I. Dünya Savaşı sonunda imzalanan Versay Barış Antlaşması (1919) Müttefik Devletler’in kesin zaferini simgeliyordu. Bu antlaşma neticesinde Almanya’nın yüklü savaş tazminatları ödemesine karar verilmiş, ordusu hemen hemen yok seviyelerine çekilmiş ve uluslararası camiada Almanlar ağır bir itibar kaybına uğramıştır. Versay’ı bir ‘’hakaret’’ olarak gören nasyonal-sosyalistler, ülkenin başına geldiğinde dünyaya meydan okuyacak ve büyük acıların perdesi aralanacaktı. Adolf Hitler’in Halkı Aydınlatma ve Propaganda Bakanı Joseph Goebbels, bu ağır itibar kaybının telafisi için Alman ulusuna kin ve nefret tohumları ekiyor; Nazilerin savaş çığlıkları arşa değiyordu. Gelin, savaş çığırtkanlığının ve manipülasyonun bedene bürünmüş hali, Joseph Goebbels’i yakından tanıyalım ve yalanların insanlığı sürüklediği uçuruma ihtiyatla (!) bir göz atalım.
2 Bardak
1897 yılında Almanya’nın Mönchengladbach şehrine bağlı Rheydt kasabasında Fritz Goebbels ve Katharina Maria Goebbels çiftinin Paul Joseph isminde bir oğulları dünyaya gelir. Fritz Goebbels bir fabrikada katiplik görevini ifa ederken Katharina Maria, Joseph’le beraber altı çocuğuna bakan bir ev hanımıdır.Kalabalık aile nüfusu ve tek maaş, Goebbels ailesinin pek de iyi şartlarda yaşamasına imkân sağlamaz. Küçük yaşta yoksulluğu tadan ve doğuştan bir ayağı diğerinden kısa olan Joseph, küçük yaşta eğitimi için bir Katolik kilisesine gönderilir. Aldığı eğitim, doğuştan gelen problem Joseph’in iyiden iyiye içine kapanmasına sebep olurken okuma-yazma uğraşları içinse bir kapı aralamıştır.
O, çocuk yaşında uzlete çekilen dervişler gibi kendini kitaplara veriyor ve akran zorbalığının yarattığı yıkıcı atmosferi aşabilmek için kendi dünyasına ve okumalarına çekiliyordu.Her ne kadar geçirdiği ameliyat ile kısmen de olsa yürümeyi başaran Joseph; topal, kısa boylu, bir ayağı diğerinden kısa ve yoksul olarak dünyaya gelmesinin acısını ileride tüm insanlığa adeta! ödetiyordu. Birtakım fiziksel sıkıntıları belki de Joseph’i kendisini zihinsel manada aşmaya çağırıyor; liseyi bitirme sınavlarında derece elde ederek hatta birinci olarak geleceğin propaganda bakanının çarpık da olsa bilgi hazinesinin dolmasına vesile oluyordu.
Joseph Goebbels; Bonn, Würzburg, Münih gibi üniversitelerde tarih ve edebiyat eğitimleri alır. Akademik kariyerinde oldukça istikrarlı ve başarılı olan bu genç adam, doktorasını felsefe alanında yapacak ve Heidelberg Üniversitesinden doktor olarak mezun olacaktı. Takvim 1921 yılını gösterirken Joseph genç bir felsefe doktoruydu ve 1940 yılına gelindiğinde verdiği eser sayısı on dördü bulmuştu. Kariyerinde öğretmenlik, metin yazarlığı, gazetecilik ve banka memurluğu gibi meslek bulunan Goebbels’in en büyük dileği ise ünlü bir edebiyatçı olmaktı. Bu isteğine ulaşamayan ve yazdığı iki tiyatro oyunu kimseler tarafından beğenilip satın alınmayan Joseph’in çocukluktaki travmaları tetiklenir ve Joseph, başarısızlık halesiyle dolu kaderine isyanı Nazilere katılmakta bulur.
1924 yılında başlayan yolculuk, Hitler’in sadık bir uşağına dönüşümle sürmüş ve yalanların arşa çıktığı, palavraların Almanların yazgısını belirlediği acı bir sonla noktalanmıştır.1924 yılında başlayan Nazi macerası; Goebbels’in kutbunu yani liderini bulmasını ve sıkıntıyla geçen hayatının anlamla dolmasını sağlar. Hitler’in zorda kalan Alman milleti için bir ortak düşman belirleme çabası işe yaramışa benziyordur: Goebbels, Hitler’in öğretisini benimseyerek Yahudilere karşı olağanüstü bir savaş açar.Ülkedeki ekonomik ve siyasal sıkıntıların müsebbibi ilan ettiği Yahudilere karşı propaganda makinesinin düğmesine basar:Kamu kurumlardaki ayrımcılık, işyeri yağmalamaları, kamusal alanda hizmet alamama ve toplumun içinde damgalanarak gezme….
Bununla da yetinmeyen Goebbels, her gün her gece anti-semitik söylemli radyo programları yaptırıyor, konuşmalara bizzat kendisi katılıyor ve yalanlar üstüne yalanlar uyduruyordu.Savaşın acı sonuçlarını ve aşağılamalarını sindiremeyen Almanlar, sonunda kendilerine bir sebep bulmuş ve Nazizmin korkunç propagandası doğrultusunda saldıracak bir düşmanı kendi kendilerine edinmişlerdir.Goebbels;mitinglerdeki söylevlerin ve radyolardaki konuşmalarının açıkça yalana dayandığını günlüklerinde izah etmişti. Bir yalanı defalarca söylemenin önemine, illaki inanacak kitlelerin bulunacağına ve tekrarlanan her yalanın toplum tarafından bir zaman sonra doğru kabul edileceğine dair inançları hiç de boşuna değildi ve Dr. Paul Joseph Goebbels, aldığı eğitimi yalanlara ve faşizmin yüceltilmesine adıyordu.
Hitler’in Propaganda Bakanı, II.Dünya Savaşı’nın Almanlarca kaybedileceği anlaşıldığında dahi Hitler’le beraber Berlin’i terk etmez. Sovyet Ordusu, Berlin sınırlarına dayanmışken o hala yalan söylüyor ve savaşın kaybedildiğini bilse de yalanına devam ediyordu. 1 Mayıs 1945 tarihinde teslim olmayı kendisine ve ailesine yediremeyen Goebbels,altı çocuğunu siyanürle zehirler ve ardından önce karısı Magda’yı sonra da kendisini vurarak intihar eder. Goebbels, arkasında holokost, katliam, acı ve gözyaşı bırakırken tarihin karanlık sayfalarında özenle! yerini almıştır.
İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK İÇERİKLER
©2022 Beyhan&Beyhan Business Solutions Tüm Hakları Saklıdır
Yukarı Kaydır
BUNU OKUMAK İSTER MİSİN?