Uzun Bir Yürüyüş Hikayesi: George Aylwin Hogg

George Aylwin Hogg 1925 yılında İngiltere’de doğmuştur. Ailesi tüccar olan Hogg; başarılı bir gençtir. Wadham College in Oxford da eğitim almış ve Bachelor of Arts'dan derece almıştır. Daha sonra Manchester Guardian'da serbest gazetecilik yapmaya başlamıştır. 

1937 yılında, teyzesi ile New York’a gitmiş ve otostopla tüm Amerika’yı gezmiştir. Teyzesi Muriel Lester, İngiltere’de tanınan bir kişiydi, ayrıca Mahatma Gandhi’nin de arkadaşıydı. Daha sonra gezilerine Japonya’da devam etmişlerdir. Ocak 1938 yılında Hogg, birkaç günlüğüne gezmek için Çin’in Şangay şehrine gider. Ancak gittiği dönemde Japonya ve Çin arasında bir savaş söz konusuydu. O dönemde Japonya, Şangay şehrini kuşatır. Çin ve Japonya arasındaki gerilimin iyice arttığı dönemde orada bulunan Hogg, serbest gazeteci kimliği ile Nanking katliamına da tanık olur. Çinlilerin; Japonlar tarafından yapılan infazlarına tanıklık eder ve olayların fotoğrafını çekerken yakalanır. 

Bir asker tam kafasını kesecekken George Aylwin Hogg, Çinli asker Chen Hansheng tarafından kurtarılır. Çıkan kargaşada Hogg silahla yaralanır. Hansheng, Hogg’un tedavi görmesi için Kızıl Haç kampına götürür. Burada Kathleen Hall tarafından iyileştirilir ve orada kalıp ona yardım eder. Hansheng, Hogg’u “Shandan Bailie School” adlı bir yetimhaneye müdür olarak gönderir ve 60 çocuğun sorumluluğunu ona verir. 

Hogg, âşık olduğu hemşire Lee ile burada kalan çocuklara yardım etmeye başlar. Çocuklar, savaştan dolayı oldukça çok travma yaşamışlardır. Henüz 20’li yaşlarında bir gazeteci olan Hogg, yetimhanedeki çocuklarla oldukça güçlü iletişim kurmaya başlar. Bunun üzerine savaşın iyice şiddetlenmesi ile Hogg, yetimhanedeki çocukları daha güvenli bir yere götürmeye karar verir.