pinterest
SİYASET

Türkiye'nin Gerçek 100'ü

26 May 2023

Cumhuriyetimizin 100.yılına sayılı günler kala Türkiye, siyasi tarihinin en önemli seçimlerinden birine gidiyor. Bir asra varmış bir devletin ve emperyalizmin kucağından sökülüp alınan bir ülkenin sergüzeştini inceleyeceğimiz yazımızda, dünden bugüne yaşanan toplumsal ve siyasal değişimlere, demografik yapının bizlere gösterdiği tabloya ve 100.yılında ülkenin bulunduğu konuma hep beraber göz atacağız. ''Türkiye'nin Gerçek 100'ü'' adlı yazımız başlıyor, buyurun sevgili okur.

2 Bardak
1.Dünya Savaşı sonrası hızla dağılan imparatorluklar, ulus devletlere alan açar. Avusturya-Macaristan İmparatorluğu ve Osmanlı İmparatorluğu tarih sahnesinden çekilirken Çarlık Rusya, siyasal rejim değişikliğine gider; yükselen milliyetçi akım sonrası Avrupa ve Dünya haritası yeniden şekillenir. Birçok etnisiteden insana ev sahipliği yapan Osmanlı; başkentini 1918 yılında İngilizlere fiili olarak terk etmesinden sonra halihazırda kendi ülkelerini kurmuş azınlıkların yanında elde yalnız ve yalnız Anadolu coğrafyası kalır.

pinterest
Dünyada yükselen ulus devlet yapılanmasından ilhamla dönemin ileri gelen komutanlarından;Çanakkale Savaşı'nda büyük başarılar kaydetmiş, Anafartalar Cephesi kahramanlarından Mustafa Kemal, Anadolu'da verilecek olan kurtuluş mücadelesinin fitilini ateşler.Konumuzun kapsamı gereği Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin kuruluşunu esas alacağımız yazımızda daha önceki sürece daha fazla temas etmeyecek ve bundan sonra yaşanan 100 yıllık serüvenin kısa bir özetine odaklanacağız sevgili okur. 

29 Ekim 1923'te kurulan Cumhuriyetimiz, hafif tabirle oldukça büyük badireler atlatır. İzmir Suikastı, Menemen Olayı, Şeyh Sait İsyanı, Dersim İsyanı, Boğazlar Sorunu, Hatay'ın anavatana katılması henüz Mustafa Kemal Atatürk yaşarken meydana gelmiş sarsıcı gelişmelerdir.Bunun yanında çok partili hayata geçiş denemeleri, Türk siyasetinin rotasına oturtulmaya çalışılırken bu proje bir süre ertelenir ve uygulanması için İsmet İnönü'nün cumhurbaşkanlığı dönemi beklenir.

pinterest
Mustafa Kemal'in erken ölümü sonrasında bir süre daha CHP, yönetici parti konumunda bulunsa da 1950 yılındaki seçimlerde Demokrat Parti, sandıktan zaferle ayrılır ve Türkiye'nin Batı dünyasına angaje olmasının önü açılır.Bugünden düne baktığımızda Türkiye siyasetinin her daim istim üstünde olduğu aşikar. 1961 yılında yaşanan Yassıada İdamları ve hemen ardından gelen yeni anayasa, Türkiye'nin hararetli politik atmosferinin önemli payandalarından...

27 Mayıs 1960 Askerî Darbesi'nin etkisiyle geçen 60'lı yılların ardından Türkiye, maalesef düze çıkamaz ve 12 Mart 1971 Muhtırası sonrası, Türk solunun önemli gençleri birer birer idam edilir. Kutuplaşan dünya atmosferinden payına düşeni alan Türkiye, 1970'li yılları sağ-sol çatışmalarıyla ve 1974 yılındaki gerçekleşen Kıbrıs Harekatı'nın etkileriyle ve ambargosuyla geçirir. Bununla da kalmayan siyasi gerilimler, 12 Eylül 1980 Askerî Darbesi'ni doğurur. Toplumsal infialin ortasında ve fırtınanın gözünde geçirilen yıllardan sonra amiyane tabirle kuvvet komutanları yani Ordu bir anlamda silindir olur, Türk siyasi hayatını tarumar eder.

pinterest
80'li yıllar Özallı yıllar olarak anılırken Türkiye'nin Amerikancı politikaları neticesinde ülkede yoğun Amerikan kültür emperyalizmi yaşanır. Serbest piyasa ekonomisinin hemen tüm imkanlarından yararlanan Cumhurbaşkanı Özal, ülkenin rotasını A.B.D'ye kırar. Üst üste yapılan seçimler, siyasi yasaklar, 90'lı yılların başında patlak veren PKK ve terör olayları, ülkemizin yakasını bırakmaz. 90'lı yılların görece daha özgürlükçü bir ortama sahip olduğu düşünülse de Madımak Katliamı, Gazi Olayları, Güneydoğu'daki terör sorunu ve ''beyaz toros''larla meşhur kontrgerilla faaliyetleri, ülkenin kırılgan toplumsal uzlaşısını tehdit eder.

1999 yılında yaşanan Gölcük Depremi'yle siyasi tarihini çalkantılar geçiren bir ülke, büyük bir yıkıma uğrar. Bu yıkım ve akabinde yaşanan ekonomik kriz 2000'li yılların hemen başında sandığa yansır ve 20 yıllık bir iktidarın yolu açılır. 2000'li ve 2010'lu yıllar; AKP'nin, özelinde Erdoğan'ın ülke atmosferine hakim olduğu seneleri imler. Toplumsal kutuplaşmanın had safhaya geldiği bu yılların sonunda Türkiye, 100.yılına giderken yönünü tayin etmeye çalışıyor. 

pinterest
Velhasıl kelam sevgili okur; siyasi istikrarsızlığın Atatürk'lü yıllar dışında ülkede hüküm sürdüğü açık. Türkiye,100.yılının şafağında bir kararla karşı karşıya... Bakalım, ülkemiz müreffeh ülkeler seviyesine çıkabilmek için bir hamle mi yapacak yoksa başında fır dolanan istikrarsızlık ve kamplaşmayla tarihi tekerrür mü ettirecek? Barışın ve özgürlüğün hakim olduğu bir ülkeyi kucaklamanız dileğiyle, şimdilik hoşça kalın sevgili okur.

©2022 Beyhan&Beyhan Business Solutions Tüm Hakları Saklıdır
Yukarı Kaydır
BUNU OKUMAK İSTER MİSİN?