Transfer Notları: Beşiktaş'ta Soru İşaretleri

Siyah beyazlıların eleştiri oklarının hedefinde olması temelde iki ayrı futbol aklının söz sahibi görünmesiyle alakalı olabilir. Bir tarafta, istifası gündemdeki sportif direktör Ceyhun Kazancı, diğer tarafta teknik direktör Şenol Güneş. Birbirlerinden epey farklı futbol anlayışlarına sahip ve yıldızlarının da barışmadığı konuşulan ikilinin transferdeki muhtemel anlaşmazlıklarının sürece olumsuz yansıması makul. Transfer listesindeki isimlerde uzlaşılamaması, belki de Kazancı'nın da Güneş'in de arzu ettikleri futbolcularda diretmeleri işleri başka boyuta taşımış olabilir.

Sağlıklı bir kulüp işleyişinde transfer planlamalarının sezon sürerken, uzun vadeli de düşünerek yapılması idealdir. Lakin bize benzer, kalitesi düşük, salt başarı odaklı, menajerlerin elinin güçlü olduğu ve günlük olarak eyleme geçmenin normalleştiği liglerde böylesi bir yapıya rastlayamayız. Bu plansızlığa bir de bireysel çatışmaları ekleyin... Doğru, sağlıklı bir transfer dönemi hayalden öteye gitmez. Ya gereksiz paralar harcanır ya yanlış isimler takıma monte edilir ya da eksiklikler giderilemez. Ne olursa olsun, bir veya birkaç sezonun yakılması demektir bu. 

Beşiktaş şu ana dek; Jean Onana, Emrecan Bulut, Daniel Amartey isimlerini kadrosuna kattı. Güneş'in ısrarla arzu ettiği Onana, kesici bir altı numara. Fizik gücü yüksek... Emrecan Bulut, Somaspor'dan transfer edilen hücumcu bir sol kanat. Geleceğe yatırım olarak görülebilir. Daniel Amartey, Premier Lig tecrübeli asıl olarak stoperde görev yapsa da bir iki mevkide daha oynayabilen bir oyuncu.

Takımdan ayrılanlar arasında en dikkat çekici oyuncu; Nathan Redmond... Geçen sezonun son bölümündeki üstün performansıyla takıma büyük katkı sağlayan İngiliz yıldız, sezonun bitmesiyle birlikte kontratını tamamladı. Boşa çıkan Redmond'ın kalıp kalmayacağı sorusu uzun süre Beşiktaş'ı meşgul etti. Oyuncunun son kararıysa kariyerine İngiltere'de devam etmek oldu. Elbette böylesi gelişmeler futbol dünyasında normal. Esas soruysa şu; Beşiktaş tek futbolcuya bağlı planlar mı yapıyor? Doğrusu bu mu veya olumsuz geri dönüşe karşılık hızlı aksiyon alınması gerekmez mi?

Transfer döneminin ilk günüyle birlikte haklı olarak eleştirilen Beşiktaş'a transferlerinde büyük aşama kaydettikleri Halil Dervişoğlu'nun ve Tadic'in transferlerini noktalayamaması ile de büyük tepki gösterildi. Halil Dervişoğlu Galatasaray'a giderken, Tadic Fenerbahçe'yi tercih etti. İstanbul'a getirilen Lyanco'nun transferi sağlık taramasında çıkan problemler nedeniyle iptal edildi. Tüm veriler; kara kartalların transfer sürecinde kaosa varabilecek zamanlardan geçtiğinin işareti adeta. Ve yaşananların önümüzdeki sezona eksi olarak geçmesi kaçınılmaz.

Buradan dönülür mü? Eğer Ceyhun Kazancı istifa ederse, istifası da kabul edilirse Beşiktaş yeni bir başlangıç yapabilir mi? Bunu bekleyip görmek lazımsa da kara kartalların hata yapma payı kalmadığını söyleyebiliriz. Ne de olsa transferler vakit alabiliyor... Anlaşmalar hızlıca gerçekleşmiyor. Öyleyse Beşiktaş adına transfer dönemine asıl şimdi mi girilecek? Üzücü olansa; her şeyde profesyonellik, kurumsallık, marka değeri vurgusu yapılan bir yerde tam zıt şekillerde davranılması. Bu da sanırım artık kültürel kodumuz... Profesyonelliğin, kurumsallığın, marka değerinin yalnız söylemlerden ibaret olması futbolun da önünü tıkamakta. Kişisel çıkarlar, kibir futbolu da ele geçirmiş vaziyette. Böyle bir zeminde bakalım yarınlar Beşiktaş'a neler getirecek...