℃
Altın
%
Dolar
%
Euro
%
Bitcoin
%
Eth
%
Önümüzdeki 5 gün boyunca
İLİŞKİLER / CİNSELLİK
Susarsak Birbirimizi Daha İyi Duyar Mıyız?
02 Şub 2023
İlişkilerde iletişimin ne kadar önemli olduğundan önceki içeriklerimizde sık sık bahsetmiştik. Açık bir iletişimle her zaman daha sağlıklı ilerleyen ilişkilerdir. Duygularını, düşüncelerini ve deneyimlerini birbirlerine aktaran partnerler genellikle birbirlerini anlamakta zorluk çekmezler. Peki, konuşmak her zaman karşımızdakini anladığımız anlamına mı gelir? Bu soruyu tartışmaya açmak romantik ilişkilerin gidişatı açısından oldukça önemli. Çünkü bazı durumlarda susmak birbirimizi daha iyi duymamızı sağlayabilir. Doğru yerlerde sessiz kalındığında bu sessizlik iletişimi güçlendiren bir etki yaratabilir. Gelin, iletişimde sessizliğin yerini bu yazımızda birlikte keşfedelim.
2 Bardak
İletişim ilişkide uzlaşmanın en bilinen yoludur. Sağlıklı yöntemlerle kurulan iletişim hem aradaki bağı güçlendirir hem de tartışmaları bir sona bağlamayı sağlar. İletişimin bir tarafı açıkça kendimizi anlatmak olduğu gibi diğer tarafı ise dinlemektir. Dinlemek için sessiz kalabilmek, gerekli yerlerde susabilmek önemlidir. Bu sessizlikte aslında aktif bir dinleme gerçekleştirilir. Bu süreçte karşımızdakinin kendisini açmasına olanak tanımış oluruz. Sabırlı olmak ve sözleri sona erene kadar karşımızdakine izin vermek iletişimimizin kalitesini arttırır. Bu sessizlik aslında karşımızdakini anladığımız ve farklı şekillerde empati de kurabildiğimiz alanı bize yaratır.
Sessizlikte önemli olan kısım ise hem beden dilimizle hem de sessizlik sonrası sözlerimizle karşımızdakini dinlediğimizi gösterebilmektir. Bulunduğumuz yerden ayrılmamak, tamamen başka bir yöne odaklanmamak, başka bir şeyle ilgilenmemek, göz temasını belli oranda sürdürmeye çalışmak, söylenenleri anladığımıza dair baş hareketleri ve aralarda kullanacağımız ‘hım’ sesleri karşımızdakine onu dinlediğimiz mesajını göndermemize yardımcı olur. Partnerinizin konuşması bittiğinde anladıklarınızı özetleyebilir, bu özeti ‘Anladığım kadarıyla ……….. bahsediyorsun.’ diyebiliriz. Bu özeti kendi yorumlarımızı katmadan yalnızca duyduklarımızı teyit edecek şekilde yapmak önem taşır. Bu şekilde bir özet yapıldığında karşı taraf onu dinlediğimiz ve doğru anladığımızdan emin olmak istediğimiz mesajını alır.
Sessiz kalıp dinlediğiniz söylemlerde anlamadığınız ya da daha detaylı anlatılmasını istediğiniz konuları sormak da önem taşır. Sessizlik bize bu konulara eğilme ve daha geniş bilgiye sahip olma fırsatını verir. Sessizlik aynı zamanda partnerimizin hisleri hakkında düşünebilmek ve onları anlamak için de bize zaman verir. Dinlemeden ve kendimize düşünme süresi tanımadan verdiğimiz cevaplar çoğunlukla bizi olumsuz sonuçlara götürür. Karşımızdakini anlama fırsatımız olmadığından direkt olarak yargılayabilir ya da onun fikirlerini değersizleştirecek sözler söyleyebiliriz. Bu tarz durumlar yaşandığında aradaki iletişim ciddi zararlar görebilir. Kişi kendisini için önemli bir konudan bahsederken ‘Bence sen şöyle yap’ diye başlayarak hemen tavsiyeler vermek de yapılan yanlış müdahalelerden bir tanesidir. Karşı taraf kendi sözlerinin değersiz olduğunu ve ne yapacağını bilmediğini düşündüğümüzü hissedebilir.
Kişinin bulunduğu konumda ne hissettiğini ve ne istediğini anlamadan söze başlamak genel olarak negatif sonuçlar doğurur. ‘Ben senin yerinde olsaydım’ ya da ‘Asıl benim başıma böyle bir şey gelmişti’ gibi cümleler bu ani müdahalelerden bazılarıdır. Henüz karşımızdaki kendini anlatamadan onun konumuna geçmek, kendi deneyimlerimizi anlatmaya başlamak iletişimi sekteye uğratır. Kişinin kendi deneyimine alan açmak, bu alanda sessiz kalabilmek partnerimizin desteğimizi hissetmesini sağlayacak asıl davranıştır. Burada durmak ve partnerimizin ilişkimizle ya da kendi hayatıyla ilgili olumsuz deneyimlerini dinlemek zorlayıcı olabilir. Ancak bunlardan kaçmaya yönelik davranışlarda bulunursak partnerimiz onunla bu zorluğun içerisinde kalamadığımız düşüncesine kapılabilir. Bazı durumlarda partnerimizin ihtiyacı olan şey bu zorlu duygudurumu içerisinde onunla kalabiliyor olduğumuzu görmektir.
Her ne kadar kendimizi kelimeler ifade etme ihtiyacı duysak ve çoğu zaman beden dilimiz yeterli gelmese de birçok araştırma beden dilimizin sözcüklerden daha etkili olduğunu gösteriyor. Romantik ilişkilerde de partnerimiz için orada var olmamız, duygularını paylaştığımızı yüz ifademizle göstermemiz, bedensel temasımız ve göz temasımız tahmin ettiğimizden daha fazlasını ifade ediyor. Özellikle partnerimize tanıdığımız zaman, onun kendini ifade etmesi için açtığımız alan kendisini daha değerli hissetmesini sağlıyor. Açılan bu ifade alanı ilişkinin tüm evrelerinde partnerlerin kendilerini ifade etmekte daha özgür hissetmeleri durumunu da beraberinde getiriyor. Sessizlik ne yapacağımızı bilemediğimiz durumlarda da negatif davranışlarda bulunmak yerine düşünmek için alan kazanmamızı sağlıyor.
Bu yazıda detaylı olarak bahsettiğimiz sessizlikler iletişimden kaçışı değil, iletişimi güçlendirmeyi hedef alıyor. Zamanla daha yakından tanıdığımız partnerimizin ihtiyaçlarına göre gerekli yerlerde sessiz kalabiliyoruz. Açılan alanla birlikte partnerler birbirlerine hangi noktada, ne kadar sessizliğe ihtiyaçları olduğunu da söyleyebiliyorlar. Böylece sessizlik iletişimi baltalayan bir unsur olarak değil, aksine iletişimi destekleyen bir unsur olarak ilişkide yerini almış oluyor.
İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK İÇERİKLER
©2022 Beyhan&Beyhan Business Solutions Tüm Hakları Saklıdır
Yukarı Kaydır
BUNU OKUMAK İSTER MİSİN?