Siyasi Görüşün Değişmesine Gelen Tepkiler ve Sonuçları

Doğduğumuz andan itibaren eğer siyaset konuşulan, siyasi kitaplar okunan, gündeme dair konuşmalar yapılan, oturumların izlendiği bir evde büyümüşsek siyasete pek de yabancı olamayız. Fakat bir önceki cümledeki kişilere nazaran, belli bir ideoloji ile büyütülmemiş, politik bir görüşün taraftarı olmamış ya da ailenin görüşünün çocuğa yansıtılmadığı bir yaş alma sürecinden geçtiysek politikaya fazla ilgili de olmamamız gerekir. Eğer ki bireylerin siyasi görüşü hep aynı kalsaydı; yaşayacağımız durumda; politikaya ilgili ailede büyüyen çocuğun o ailenin politik görüşünü desteklemesi, apolitik olan ailede büyüyen çocuğun ise siyasete hiç ilgili olmaması gerekirdi.

Fakat insan öğrenir. Bazen öğretmeninden, arkadaşlarından, okuduğu kitaplardan, izlediği belgesellerden, bazen haksızlığa uğrayan bir hayvandan veya bir kişiden, yaşadığı, maruz kaldığı ya da yalnızlığa terk edilmiş bir durumda kaldığında öğrenir. Böyle zamanlarda yaşadığı durumlar onu geliştirir ve düşünmesini sağlar. Etrafında olup bitenin farkında olan ve düşünebilen bir insanın değişmemesi mümkün değildir. İşte o nedenle hangi ideolojilerle büyüdüğümüz, bize dayatılan görüşlerin dayandığı temel, bireyin sorgulama yaptığı andan itibaren çökmeye başlar. O noktada da siyasi görüşün aynı kalma olasılığı olduğu gibi, değişmesi de mümkündür. Peki, siyasi görüşünü değiştirenlere neden tepki veririz.

Bu noktada izniniz olursa kişisel görüşümü belirtmek istiyorum. İnsanların siyasi görüşünü değiştirenlere verdiği tepki, tamamıyla kişinin değişime kapalı olmasından kaynaklanıyor. Bir bireyin vakti zamanında sol ya da sağ görüşün ideolojisi ile yetişip daha sonra edindiği bilgiler ışığında görüşünü değiştirmesi aslında aynı ideoloji ile büyüyenden daha kıymetlidir. Bu sözümü biraz daha derinlemesine anlatmak isterim.

Bir bireyin ailesinin tüm fertlerinin, liberal ya da muhafazakar tarafın ideolojisinden asla şaşmadığını ve o güne kadar kullanmış oldukları tüm oyların bu çerçevede verildiğini düşünelim. Bu noktada birey bile isteye, tüm görüşlerine inanarak aynı görüşü savunuyor da olabilir başka bir fikir ile karşılaşmadığı ve o ideolojiyle büyüdüğü için tarafını seçmiş olabilir. Eğer ki bu şartlar içinden çıkan bir insan, siyasi görüşünü değiştiriyorsa orada o insana tepki vermek yerine saygı duyulması gerekir. Hatta bana göre, fikrini değiştirmiş kişi ezelden beri aynı ideolojiyi benimsemiş kişi ile aynı fotoğrafın içine girdiğinde, yeni gelen daha değerlidir. Çünkü yeni gelen; bir dayatma, zorunluluk ya da alışkanlık olmadan, araştırıp, okuyup, benimseyerek veya değişen düzenden memnun olmadığı için kendi fikirleri ile taraf değiştirmiştir. Elbette değişim şart değildir. Yine kendini geliştirip de aynı fikri savunuyor olmanın da sakıncası yoktur. Fakat konu politik görüşünü değiştirenlere verilen tepkinin nedenleri olduğu için böyle bir açıklama yapma gereği hissettiğimi de belirmek isterim. Tabii bu örnek sadece düşünüp değişebilen bireyler için geçerli. Çıkarları için taraf değişikliğine gidenler ya da rüzgarın her estiği yere göre yelkeninin konumunu değiştirenler asla bu paragrafın değerlileri değildir.

Fakat şu an Gökbakar hem muhalif hem de iktidar tarafından oldukça fazla eleştirilere maruz kalıyor. Bu dışlanmanın sebebi de daha birkaç yıl önce Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın verdiği bir resepsiyona katılmış olmasıdır. Muhalif kesim, eskiden iktidar yanlısıydı şimdi muhalif olamaz, hatta “çakma muhalif” gibi son derece kötü tabirler kullanırken, iktidar yanlısı kişiler ise onu “devlete” – ki aslında iktidardır söylenmek istenen – karşı gelerek vatan haini ilan ediyor ve oynadığı bir karakter ile aşağılamaya çalışıyorlar. Halbuki her iki kesim de bu konuda son derece haksız. Belki önceden iktidar yanlısıydı? Olabilir, çünkü o seçim sadece Şahan Gökbakar’ı ilgilendirir ve bu ülkede bazıları kabul etmese de düşünce özgürlüğü vardır! Belki de o resepsiyona katılmak istedi? Bir insan olarak davet edildiği yere katılmak istemesi son derece normal değil midir? Sadece o zaman öyle düşünüyor, bugün farklı düşünemez mi? Elbette düşünebilir de, fikrini değiştirebilir de, düzen hoşuna gitmiyorsa farklı bir görüş bildirebilir de... Hatta siyasi görüşünü de değiştirmiş olabilir. Bu konuda kişi görüşünü değiştirirken çıkar gözetmiyorsa verilen tepki son derece yanlıştır. Çünkü değişimin olmadığı bir düzen tekdüzeliğe mahkumdur.

Siyasi arenada yeni bir ses, yeni bir düzen veya yeni bir lider olsun artık, gibi isteklerimiz varsa tüm bunları politik görüşün değişmesinin sonuçlarının etkileyeceğini de bilmeliyiz. İşte tam da nedenle siyasi görüşün değişimine tepki vermeden önce çıkış yapacağınız düşüncenin sonuçlarını şöyle bir gözden geçirmemizi tavsiye ediyorum...