Altın
%
Dolar
%
Euro
%
Bitcoin
%
Eth
%
Önümüzdeki 5 gün boyunca
https://kultursanat.istanbul/wp-content/uploads/2022/01/gullu-agop-1536x864.jpg
BİYOGRAFİ Kültür/Sanat, Kadın Kafası

Sıvacılıktan Tiyatroya: Güllü Agop

28 Mar 2023

Bugün üç isimli bir tiyatrocudan bahsedeceğiz, Agop Vartovyan, Yakup Mehmet Efendi yani nam-ı diğer Güllü Agop. Güllü Agop, Türkiye tiyatrosunun en önemli isimlerinden biri sayılıyor çünkü Türkiye’deki tiyatroyu Türkçeleştiren ve bu nedenle de tiyatronun geniş halk kitlelerine ulaşmasını sağlayan bir isim. Önce kimmiş, tiyatro hayatına başlamadan önce neler yapmış bunu konuşalım. Çünkü tiyatro yapmak için elini güçlendiren şey tiyatroya başlamadan önce yaptığı sıvacılık işi. Gelin bu ilginç geçişe yakından bakalım.

https://pbs.twimg.com/media/FkKjNZaWAAEqasx?format=jpg&name=4096x4096
1840 İstanbul doğumlu Güllü Agop. Ermeni ilkokulunu bitiriyor ve ardından çok yetenekli olduğu el işçiliği alanında iş hayatına başlıyor. Nakkaşlık yapıyor. Sonra balık pazarında memurluk yapıyor, balık tartıyor, topluyor, paketliyor vs. Ardından uzun yıllar sıvacılıkla uğraşıyor. 20 yaşına kadar sıvacılıkta gerçek anlamda ustalaşıyor. Tiyatro ilgisini çektiği için de ufak tefek topluluklarla birlikte çalışıyor.
Tam bu sıralarda da Beylerbeyi Sarayı inşa ediliyor. Sarayın yapımında ustalar sıvayı tutturmayı bir türlü beceremiyorlar. Defalarca deneniyor, farklı formüller uygulanıyor ama her seferinde sarayın sıvaları dökülüyor. Her nasılsa Güllü Agop bir sıva formülü öneriyor ve dediği gibi yapıldığında sıva tam istendiği şekilde tutuyor. Bu durum padişahın kulağına gidiyor ve teşekkür babında Güllü Agop’a tam 50 altınla ödeme yapılıyor.

https://pbs.twimg.com/media/Cejc1jrW8AAIYF5?format=jpg&name=large
Güllü Agop bu sırada Naum Tiyatrosu ve Şark Tiyatrosunda aynı anda çalışıyor. Yetenekli bir oyuncu olmamakla birlikte ufak tefek rollere hayat veriyor. Örneğin Macbeth, Serseri Yahudi gibi önemli oyunlarda sahne alıyor. Fakat genç aşık gibi küçük ve büyük oyunculuk hünerleri gerektirmeyen roller tercih ediyor. Oyuncuların birçoğunun acemilik evresinde oynadığı bu rollerin replikleri oldukça az ve sahnede durma süresi kısa oluyor.
Zaten Güllü Agop’un da yapmak istediği oyunculuk değil aslında. Onun kafası ticarete ve organizasyona müthiş çalışıyor. Hatta ticarete olan yatkınlığı, becerisi ve öngörüsü sayesinde bir bankayı mükemmelen yönetebileceği düşünülüyor. Sonuç olarak organizasyon ve idarecilik becerisi sayesinde henüz 25 yaşındayken bir tiyatro topluluğu kuruyor ve İzmir’e gidiyorlar. Orada da sahneye çıkmayı değil tiyatronun genel idaresini üstlenmeyi tercih ediyor. Birkaç senenin sonunda İstanbul’a yeniden dönüyor.

Bu dönemin genel atmosferine bakacak olursak, oyunların tamamı Ermenice oynanıyor, bu nedenle de repertuvar oldukça kısıtlı. Hal böyle olunca neredeyse tüm kumpanyalar aynı oyunları oynamak durumunda kalıyorlar. Bu da haliyle seyirci sayısını zaman içerisinde düşürüyor. Bu dönemde Güllü Agop Asya Kumpanyasını kurmuş durumda ve işlerden hiç memnun değil. İşte Güllü Agop’un ticari zekâsı tam da bu noktada devreye giriyor.

https://miro.medium.com/v2/resize:fit:800/1*wBL9WpzSWamT7CxFvdfeuQ.jpeg
Sarayın ilgisini çekmek için Sezar Borciya oyunu Türkçeye çevirip sahneleme önerisi sunuyor ekibine. 1868 yılında batılı tarzda Türkçe oyun oynanmadığı için sarayın hemen buna ilgi göstereceğini tahmin ediyor ve tahmini doğru çıkıyor.
Bu dönemde Garabet Papazyan ile birlikte Gedikpaşa Tiyatrosunu kiralıyorlar. Hatta bu kiralamayı da saraydan aldıkları o 500 altınla yapıyor söylenene göre. Bununla da kalmıyor çok ama çok büyük bir tamirat yaptırıyor tiyatroya. Merdivenlere döşettikleri mermerler, 40 kandilin yandığı dev bir avize, sahnenin ve seyir yerinin konforu üzerine yaptığı tadilatlar, oluşturduğu localar derken muazzam bir para harcanıyor buraya. Tabii tam da bu noktada dikkat çekmek istediğim bir şey var.

pinterest
Biliyorsunuz ki Osmanlı Döneminde kadınların tek başlarına, yanlarında kocaları olmadan bir yerlere gitmeleri filan çok büyük meseleler. Hele ki akşam vakti bir kadının sokakta olması ve erkeklerle birlikte bir gösteriyi izlemesi mümkün değil. Güllü Agop müthiş ticari zekâsı ve bence kadınları sosyal yaşama dahil etme arzusuyla biz çözüm buluyor. Kocası olmayan yalnız kadınlar için ücretsiz bir at arabası hizmeti hayata geçiriyor. Özellikle gece hava karardıktan sonra evlerine dönmeleri için bu hizmeti sağlıyor. Ayrıca kadınlarla erkeklerin bir arada bir şeyler izlemesi yasak olduğu için özel kadın locaları yaptırıyor. Yalnızca kadınların ayrı bir kapıdan girerek gösteriyi izleyebildikleri localar oluşturuyor. Bu da Osmanlı’da ilk kez kadın ve erkeğin aynı ortamda tiyatro izleyebildikleri mekânın Gedikpaşa Tiyatrosu olduğu anlamına geliyor. Ayrıca kadınlar için matineler de sahneliyor. Bu muhteşem yenilikler kadınların sokakta olmasına dair aslında çok önemli katkılar sunuyor.

https://pbs.twimg.com/media/DRmoeYXXcAE3Phz.jpg
Ayrıca Güllü Agop bu tiyatro için hiçbir masraftan kaçınmıyor, çok önemli bir dekor tasarımcısına 90 küsur tane dekor yaptırıyor. Aynı masrafı oyunları için de harcamaktan çekinmiyor. Müzikli oyunlar sahneye koyuyor örneğin bu oyunlar için İtalya’dan kompozitörler getiriyor, orkestra şefleri getiriyor. 1968 yılında kurduğu Aziziye Tiyatrosunda yaptığı bu yatırımlar karşılığını buluyor ve oyunlar tutuluyor. Çok beğenilen oyunlarla Beyoğlu’na ve Kadıköy’e turneler düzenlemeye başlıyor. Elbette bu dönemdeki ulaşım problemine çözüm olarak yapıyor bu hamleyi de.
Tabii burada bahsedilmesi gereken bir diğer mesele Güllü Agop’un oyuncularının haklarını gözeten ilk idareci olduğu. Yevmiye usulü çalıştırdığı oyuncularına iyi oynadıkları taktirde pirim veriyor. Fakat geç gelen ya da rolünü ezberlemeyen oyuncunun da yevmiyesinden kesiyor. Gerçek bir disiplin uyguluyor tiyatrosunda. Ardından seyirciye de müdahale etmeye başlıyor, oyun izlerken kabak çekirdeği yemeyi, şerbet ve nargile içmeyi de yasaklıyor.

1870 yılına gelindiğindeyse Abdülaziz’in isteğiyle Türklerin sahneye çıkabildikleri bir tiyatro kurması için Güllü Agop’a başvuruluyor. Milli tiyatro için kolları sıvıyorlar. Saray, Güllü Agop’a 10 yıllık tekel veriyor elbette bazı şartlar karşılığında. Her yıl Üsküdar’da en az 30, Galata ve İstanbul’da en az 50 oyun sahnelemesi bu şartların en başında geliyor.
Tabii buradaki oyunlar Türkçe oynanıyor. Oyuncular Ermeni olunca şiveleri göze batmaya başlıyor. Güllü Agop yine zekâsını ortaya koyuyor ve tiyatro için bir edebi heyet kurmaya karar veriyor. Bu heyette kimler kimler var. Namık Kemal, Ali Bey, Şemsettin Sami, Ahmet Mithat Efendi gibi çok önemli yazarlardan oluşuyor bu heyet. Agop bu heyetten 2 şey istiyor, ilki bolca Türkçe oyun yazmalarını, ikincisi ise Ermeni oyuncuların şivelerini düzeltmeleri için birlikte çalışmalarını. Edebi heyet bunları kabul ediyor ve çalışmalara başlıyorlar. Her ay 4 Türkçe 4 Ermenice oyun oynanmaya başlıyor böylece Güllü Agop tiyatrosu.

https://pbs.twimg.com/media/FIlb4G4WYAQ2WNx.png
Bu dönemlerde halk, baskıların çoğalmasıyla iktidarı eleştirmeye başlıyor. Bazı sesler yükselince Güllü Agop yine ticari bir hamle olarak oyunlarına iktidara eleştiri getiren bazı replikler serpiştiriyor. Ardından Namık Kemal’in özgürlük vurgusu ve vatan sevgisi yanı ağır basan Vatan yahut Silistre oyunu 1 Nisan 1873 günü oynanıyor. Bu oyunu izleyen halk galeyana gelerek yürüyüşe başlıyor. Ayaklanma zor bastırılıyor. Bunun üzerine halkı saraya karşı kışkırtma suçuyla Namık Kemal’i sürgüne gönderiyorlar. Fakat Kemal sürgünden oyunlar yazıp Güllü Agop’a göndermeye, Agop’sa sahnelemeye devam ediyor. Bu süreçte tiyatro sıklıkla cezalar alıyor, süreli olarak kapatılıyor birkaç sefer de. Hatta Agop birkaç sefer tutuklanıyor ve serbest bırakılıyor.

https://im.haberturk.com/2019/03/19/ver1650394110/2408233_51399735d8edce1c3148794a5dbcd36c.jpg
Bu yetenekli ve öngörülü adam Osmanlı-Rus savaşı zamanında çöküşe geçiyor. Çünkü halk mutsuz ve gergin bu nedenle de daha hafif şeylere yöneliyor. Zaman içerisinde tiyatro seyircisiz kalıyor, Güllü Agop para kazanamamaya başlıyor. Gedikpaşa tiyatrosunun görkemi ve masrafları karşılanamamaya başlanıyor. Dahası paralarını alamayan oyuncular da tiyatroyu birer birer terk etmeye başlıyorlar. 1880 senesinde Güllü Agop bu tiyatrodan ayrılıyor ve ömrünün sonuna kadar tiyatro yapmaya devam ediyor.
 

©2022 Beyhan&Beyhan Business Solutions Tüm Hakları Saklıdır
Yukarı Kaydır
BUNU OKUMAK İSTER MİSİN?