Şiddet ve Baskıya Karşı: İran’da Feminist Devrim

   17 Eylül 2022 tarihinde 22 yaşındaki Mahsa Amini, kurallara göre örtünmediği gerekçesiyle ahlak polisleri tarafından öldürüldü. Tüm dünyayı sarsan bu cinayetin ardından İran’da feminist devrimin fitili ateşlendi. Önce İran’da sonra da tüm dünyada kadınlar ayaklanmaya başladı. Bu ayaklanmayla başlayan özgürlük mücadelesinde yalnızca Mahsa Amini değil, birçok kişi daha hayatını kaybederken tepkiler, tüm dünyada çığ gibi büyüdü. Protesto amaçlı saçlarını kesen kadınlar, yürüyüşler, eylemler ve dijital ortamdaki protestolar, eylemleri daha da hareketlendiren unsurlardan oldu. Sizler için hazırladığımız içeriğimizde ikinci ayını dolduran İran kadınlarının feminist devrimini yakın mercek altına aldık. İncelmemize dilerseniz başlayalım.

   İranlı kadınların örgütlü mücadelesi, tüm dünyaya yaptıkları eş zamanlı eylem çağrılarıyla daha da güçlendi. Dünyanın dört bir yanında gerçekleşen eş zamanlı eylemler, kadın hareketini güçlendirmenin yanı sıra rejimin uyguladığı baskı ve şiddetin güçlenmesine de yol açtı. Rejim, kendisini koruyabilmek için şiddetin dozunu bu eylemlerle birlikte daha da arttırdı. İran medyası bu şiddeti saklarken, İran İnsan Hakları Örgütü, 343 kişinin hayatını kaybettiğini açıkladı. 

   Mahsa Amini’nin ölüm haberini alan ülke, totaliter rejimin baskılarına daha fazla dayanamayarak sokağa döküldü. Protestolar kısa bir süre içerisinde tüm ülkeye ve tüm dünyaya yayıldı. Kadınlar başörtülerini çıkararak sokaklarda dans etmeye, ahlak polislerine ve baskıcı rejime direnmeye başladılar. 19 Eylül itibariyle ülkede genel grev ilan edildi. Kadınlar protesto amaçlı başörtülerini yaktılar ve saçlarını kestiler. Tüm dünyanın büyük bir dikkatle takip ettiği feminist devrim, İranlı kadınların cesareti ve mücadelesiyle daha da güçlendi. 

   İranlı kadınlar, rejime karşı yıllarca biriktirdikleri öfkeyi ve sırtlarında taşıdıkları yükü bir özgürlük mücadelesine dönüştürerek büyük bir adım attı. Umarız ki İranlı kadınlar, bu haklı mücadelelerinde istedikleri özgürlüğü elde ederler ve nice 8 Mart’ı coşkuyla kutlarlar. Tüm dünyada, hiçbir kadının öldürülmediği ve şiddet görmediği bir 25 Kasım yaşamak dileğiyle…