KÜLTÜR/SANAT

Nedir Bu Postmodern Sanat?

02 Eki 2021

Aydınlanma düşüncesi ile temelleri atılan toplum süreci yükselen umutlar çağı olarak adlandırılıyor. Bu noktada gerici, dogmatik ve baskıcı toplum normları eleştirilerek değiştiriliyor. Aydınlanma ile topluma kazandırılan sorgulama yetisi gelecek dönüşümlerin de habercisi oluyor. Özellikle İkinci Dünya Savaşı sonrası toplum, bilişim ve iletişim teknolojilerinin değişimi-gelişimi ile kendini sürekli yeniliyor. Modern toplum olarak adlandırılan global bir dünya, gelişen iletişim teknolojileri kitle kültürünü yaratarak toplumu rasyonel bir nitelikten tüketim toplumuna dönüşünü sağlıyor. Teknolojinin kültür ile savaşı ile; varolan ideolojilerin, kuramların, kültürel yapıların anlamını kaybetmesine buna bağlı olarak toplumu açıklayacak olguların geçerliliğini yitirmesine neden oluyor. Bu olguların yitimi toplumsal bir amacı olmayan popüler sanatı da var ediyor. Sanat ürünlerinin metalaştığı bu toplumda; topluma dair eleştirilerin, kestirimlerin yerini daha bireyselci, toplumu açıklama amacı olmayan bir düşünce sistemi alıyor. Bugün postmodern olarak nitelendirilen sanata bir göz gezdirelim istiyoruz. Hadi o zaman ne duruyoruz, hızlıca yazımıza geçelim.

İlk olarak postmodernizm kavramına bakmak istiyoruz. Evet dillere pelesenk olan bu olgu tam olarak ne ifade ettiğini bilmemiz gerekiyor. Arka planı bir o kadar değerli. Şöyle ki, modern toplum düzeni üstünden işleyen sistem, günümüzde işlevini yerine getiremiyor. Siyasal, ekonomik, kültürel, sanatsal gibi birbirinden bağımsız düşünülemeyen her alan küresel ölçekte birbirini de etkileyerek değişiyor. Bu baş döndürücü değişim geleceğe yönelik bilinmezliğin önünü açarak, varsayımların yapılamamasına da neden oluyor. 

Kitle kültürünün yığınları yönlendirmedeki büyük gücü, bireylerin dünyaya eleştirel bakamayacağının en büyük kanıtı oluyor. Bu noktada günümüz toplum bireylerinin “daha iyi bir dünya” düşüncesine sadık kalması olanaksız... Bu düşünce yok olarak sadece tüketim odaklı toplum yaratılabiliyor. Dünyanın son 20-30 yıl içinde her alanda büyük değişimi beraberinde toplum niteliklerinin de dönüşümünü sağlayarak yeni bir toplum sistemini işaret ediyor. Dünya üzerinde yaratılan yeni sistem, modern ideolojilerin ötesinde, bu düşünce sistemini tamamıyla yadsıyan “postmodernizm” kavramını doğuruyor. Postmodernizm bu yönüyle modernizmin devamı değil. Kopuş sonrası bambaşka bir başlangıç. Bu kopuş tarihsel dönemlerden öte bir söylem kopuşu.

Açıkçası, postmodernizmin tanımı günümüzde hala tartışma konusu. Bu tartışma, kavramın farklı çevrelerce aynı yorumlanamaması ve buna ek olarak geçmiş ile bağının tamamen koparması sebebiyle sonuca bağlanamıyor. Kapitalizmin günümüz nitelikleri düşünüldüğünde postmodernizm, bu sistemin kültürel yapılanması olarak düşünülüyor. Tüketimin hammadde yerine bilgi üzerinden gerçekleşmesi, gelişen bilişim ve iletişim teknolojilerinin varlığı postmodern kavramının evrensel boyutta kendini var etmesini sağlıyor.

Postmodern olarak belirtilen yeni süreçte geçmişteki toplumsal kurumların, kültürel değerlerin, kuram ve ideojilerin geçerliliklerinin yitirdiği de belirtiliyor. Örnek olarak yeni dünya düzeni komünizm ile açıklanamıyor. Alt yapı ve üst yapı kavramlarının bu yeni toplumda yok olduğu, buna bağlı olarak bu düşünce sisteminin işlevini yerine getiremediği belirtiliyor. Çünkü geç kapitalizm olarak adlandırılan yeni ekonomik sistem kendisi ile birlikte kültür gibi toplumun diğer niteliklerini de değiştiriyor.


Postmodernizmin geçmiş döneme yönelik en büyük eleştirisi ise modern dönemin merkezine oturan ve her şeyin açıklayıcısı bilgi ve akıl süreçleri. Bilgi ve aklın tek güç olduğu modernizm bu yönüyle mükemmelliğe ulaşmayı başarsa da dünya üzerinde halen bunların da ötesinde açlık, savaş, yoksulluk gibi sorunları aşmayı başaramamış görünüyor. Günümüz dünya düzeni inanılmaz kutuplu bir zikzak çiziyor. Ülkelerarası gelişmişlik düzeylerindeki uçurum modern sisteme karşı en önemli eleştiri. Bilime duyulan amansız güven postmodernizme göre anlamını yitiriyor. Çünkü bilim bu misyonunu toplumsal sorunları çözmede yerine getiremiyor.

Şimdi gelelim meselenin ikinci kısmına, yani sanata. Şöyle ki, günümüz dünyasındaki köklü değişiklikler sanat alanında da tartışmaları beraberinde getiriyor. Modern sanat anlayışı gerçeklik olgusu üzerinden şekilleniyor. Bu noktada ortaya koyulan sanat ürünleri insan veya toplumu açıklama amacı güdüyor. Sanatçı için esas olan dünyayı anlamlandırarak bunu sanatıyla yorumlamak. Modernist sanatçılara göre ortada bir sorun var ve sanat yapıtı bu sorunun çözümüne odaklanıyor. Ancak değişen dünya düzeni bunu olumsuz kılıyor. Postmodern anlayışa göre sorun ve çözüm odaklı sanat, sanat alanının kısıtlanmasına buna bağlı olarak geleceğe yönelik çıkarımların sanat için birer zorlama olmasına neden oluyor. Postmodern sanata göre sanatçı, yapıtını ortaya koyarken şu ya da bu şekilde bir amaca hizmet etmiyor çünkü sorunların çözümü imkansız… Sanat yapıtı toplumsal bir amaçtan öte bireysel haz amacı gütmesi gerekiyor. İzleyici/dinleyici/okuyucu sanat yapıtını kendi bilinci çerçevesinde kendisi yorumlamalı.

Globalleşen dünya kitle kültürünü var ederek, sanatın popüler olandan yana olmasını sağlıyor. Modern sanat anlayışındaki seçkinci görüş popüler sanat ürünleri ile önemini yitiriyor. Seçkinci görüş ise ortaya koyulan yapıtın misyonu ile doğru orantılı. Modernist sanatçı için asıl olan yapıtının niteliksiz milyonların beğenmesi yerine nitelikli binlerin beğenmesi. Ancak kitle kültürü ile var edilen popüler sanat bunun geçerliliğini yok sayıyor. Çünkü postmodern sanata göre artık yaşamda bir misyon yok. Herkes için tek bir doğrunun olmadığı görüşü postmodern sanat yapıtlarının da temel amacı oluyor. Bu yönüyle postmodern sanatta estetik ölçü kitlenin beğenisi olarak karşımıza çıkıyor.

Albert Camus
Varoluşçuluk kuramı içinde Albert Camus, Yabancı adlı romanındaki bir bölüm, toplum normlarından sıyrılan, bu yönüyle modern sanatı yadsıyan postmodern sanatı açıklar nitelikte. Romanın ana karakteri Meursault’a bir mektup geliyor. Birkaç sebepten dolayı eline geç ulaşan mektupta Meursault’ın annesinin ölüm haberi yazıyor. Ancak mektuptaki “Dün anneniz öldü, yarın cenaze için bekleniliyorsunuz.” ibaresi mektubun da geç gelmesi ile ölüm tarihinde bir belirsizlik doğuyor. Meursault annesinin ölümüne şaşırmak, üzülmek yerine ölüm günü üzerinde kafa yormaya başlıyor. Bu noktada roman karakteri Meursalt’den beklenen toplum normları içinde, annesinin ölüm haberini alan birinin yıkılması, üzülmesi ve şaşırması olarak düşünülse de bu beklenti modern sanat içinde yer bularak, postmodernizmi temsil eden sanat ürünlerinde anlamsızlaşıyor.

Özetle, Aydınlanma sonrası yaşanan köklü değişiklikler; akıl ve bilginin toplumu açıklamada, sorunların çözümündeki yeri İkinci Dünya Savaşı ve sonrasında yaşanan gelişmeler ile işlevini yitirmeye başlıyor. Son 20-30 yıl içinde yeni dünya düzenini hiçbir ideoloji, kuram, kültürel değer açıklamakta tek başına yeterli olmuyor. Geç kapitalizm ile kitle kültürünün oluşumu global düzeyde, topluma dair sorunların çözümü, geleceğe dair kestirimlerin yapılmasına engel oluyor ve tüketim kültürünü imgeler üzerinden topluma enjekte ediyor.

Gelişen bilişim ve iletişim teknolojileri yığınları yönlendirmede en büyük silah olmakla birlikte tekil olarak bireylerin sorgulama, eleştirel bakabilme yetilerinin de kaybolmasına da yol açıyor. Bu yeni kültürel dönüşümü açıklamada modernizm ise artık yeterli bir argüman değil. Çünkü işlevini yerine getiremiyor. Bu süreç modern ötesi bir süreç. Postmodernizm bu yönüyle gerçek ve doğru tek bir bilginin imkânsız olduğunu varsayıyor. Bu sebeple modernizm düşüncesine göre, toplumun sürekliliği sağlayan normlar postmodernizm içinde anlamsız kalıyor. Günümüz toplumunda, postmodern bir sanat yapıtı toplumsal sorunların çözümü odaklı çalışamıyor. Bireysel hazzın, kişisel bilincin postmodern sanattaki önemi ise oldukça değerli. Bir sanat yapıtının estetik değeri popüler olması ve kitlelerin tüketimi ile ölçülmeye başlanıyor ve modern sanat anlayışındaki seçkincilik görüşü bu yönüyle yadsınıyor…
©2022 Beyhan&Beyhan Business Solutions Tüm Hakları Saklıdır
Yukarı Kaydır
BUNU OKUMAK İSTER MİSİN?