Aydınlanma düşüncesi ile temelleri atılan toplum süreci yükselen umutlar çağı olarak adlandırılıyor. Bu noktada gerici, dogmatik ve baskıcı toplum normları eleştirilerek değiştiriliyor. Aydınlanma ile topluma kazandırılan sorgulama yetisi gelecek dönüşümlerin de habercisi oluyor. Özellikle İkinci Dünya Savaşı sonrası toplum, bilişim ve iletişim teknolojilerinin değişimi-gelişimi ile kendini sürekli yeniliyor. Modern toplum olarak adlandırılan global bir dünya, gelişen iletişim teknolojileri kitle kültürünü yaratarak toplumu rasyonel bir nitelikten tüketim toplumuna dönüşünü sağlıyor. Teknolojinin kültür ile savaşı ile; varolan ideolojilerin, kuramların, kültürel yapıların anlamını kaybetmesine buna bağlı olarak toplumu açıklayacak olguların geçerliliğini yitirmesine neden oluyor. Bu olguların yitimi toplumsal bir amacı olmayan popüler sanatı da var ediyor. Sanat ürünlerinin metalaştığı bu toplumda; topluma dair eleştirilerin, kestirimlerin yerini daha bireyselci, toplumu açıklama amacı olmayan bir düşünce sistemi alıyor. Bugün postmodern olarak nitelendirilen sanata bir göz gezdirelim istiyoruz. Hadi o zaman ne duruyoruz, hızlıca yazımıza geçelim.