Alexandra Levasseur
SCOPE

Müzik ile Nasıl Bir İlişki Kuruyoruz?

08 Oca 2022

Kuşkusuz her birimizin duyduğunda hüzünlendiği, tüylerini diken diken eden veya heyecanlandıran zaman zaman da neşelendiren melodiler vardır. Bazen bu sesler, yaşadıklarımızı anımsatır bazen de hiç yaşamadığımız duyguları yaşatır. İçinde tek bir kelime olmamasına rağmen kendimize dahi ifade edemediklerimizi hissettirebilir müzik. Hayati bir ihtiyaç olmamasına karşın insan deneyimimizin tam ortasındadır. Kafelerde, okullarda, telefonlarda, korolarda, televizyonlarda, sokaklarda. Peki ama neden? Gelin insan ve müzik arasındaki ilişkiyi yakından inceleyelim.

Paylaşılan Duygular

Müzik, sosyal bağlar kurmamızı ve var olan sosyal bağlarımızı sağlamlaştırmamızı kolaylaştıran bir iletişim, ifade aracıdır. Her ne kadar herkes müzik üretemese de kuşkusuz herkes mırıldanabilir veya çalan bir şarkıya eşlik edebilir. Bazı müzikler her birimizde benzer duyguları uyandırır. Çünkü bugün dinlediğimiz müzik; bir zamanlar duygularımızın, ihtiyaçlarımızın ifadesi için kullandığımız seslerden türemiştir. Öyle ki insan için müziğin varlığı kelimelerin de öncesine dayanır. Henüz kelimelerin icat edilmediği dönemlerde insanlar birbiriyle sesler aracılığı ile iletişim kuruyordu. Bu özelliğinden dolayı oldukça temel bir ihtiyacı ifade eder müzik. Var olan duygularımızı aktarmamızı, anlaşılmamızı ve anlaşmamızı sağlar. 

Ken Kiff
Müzik ve Beyin 

Böylelikle müzik; duygusal duyarlılık, öğrenme ve hafıza oluşumu ile de yakından ilişkilidir. Müzik aracılığı ile duyguları öğreniriz. İnsanın duygusal sistemi hayatta kalması için oldukça önemlidir. Duygusal sistemimiz, herhangi bir tehlikeyi anlamamızı ve bundan kaçmamızı sağlar. Olumsuz yüz ifadelerinden huzursuz seslere kadar geniş yelpazede bilgiyi burada barındırırız. Dolayısıyla müzik türlü duygularla iç içe geçer. Öte yandan müzikle kendi geçmişimize veya unuttuklarımıza yolculuk yapmak dahi mümkündür. 
Müzik ve sesi beynimizin; hareketlerimizin planlanması, kontrolü, diğerlerinin hareketlerindeki amaçların algılanması gibi karmaşık işlevlerle ilgilenen bölgesinde işleriz. Dolayısıyla müzikal ifadeleri de tıpkı mimikler, bakışlar, hareketler gibi algılarız. Yine aynı bölge; nesneleri tanımamızı, zaman ve mekanı algılamamızı, dili kullanmamızı sağlar. Aynı zamanda neyin tehlikeli, güvenilir, kullanılabilir vb. olduğunu da bu bölgede anlarız. 

Böylelikle müzik dinlerken algı, eylem ve dış olaylar arasındaki karşılıklılığı kolaylıkla kurabiliriz. Başka bir deyişle müzik dinlerken belirli duygular hissetmemizi, hareket etmemizi, müzik ve olayları eşleştirmemizi sağlayan şey müziği işlediğimiz bölgenin böylesi diğer fonksiyonlarıdır. Öyle ki müzik, bir objeyi nasıl gördüğümüzü dahi etkileyebilir. Örneğin önümüzde duran bir resmi mutlu müzikler eşliğinde daha olumlu yorumlarken, hüzünlü müziklerde ise daha olumsuz yorumlayabiliriz.

Colossal
Bununla birlikte müziğin temposundaki yoğunluk ve ani değişimler müzik dinlerken zevk almamızı sağlayan temel ögelerdendir. Örneğin müzik hızlandığında kalp atışlarımız artar ve nefes alışverişlerimiz müzikle senkron hale gelir. Veya müzikteki ani değişimler veya yoğun sesler güçlü duygusal tepkiler vermemizi sağlar. Bunun sebebi yine müziği işlediğimiz bölgede aynı zamanda hareketlerimizi, korkularımızı da işliyor olmamızdır. 

Öte yandan müzik yemek, seks ve paranın devreye soktuğu ödül sistemini harekete geçirir. Bunlar kadar hayati olmamasına karşın müzik dinlerken benzer doyumu yaşamımızın bir sebebi de budur.

Sosyal Güdüler 

Müziğin biyolojik köklerini de inceleyen Darwin’e göre müzik sosyal evrimimizin bir parçası. Darwin, insanların da tıpkı kuşlar gibi birbirlerine karşı olan çekimlerini eskiden müzik aracılığıyla ifade ettiğini ileri sürer. Dolayısıyla müzik; mimik, bakış, konuşma gibi sosyal güdülerimizden bir tanesi. 

Kiky Sunflower
Öyle bir sosyal güdü ki, bağ kurmamızı sağlayarak aidiyetimizi de arttırır. İnsanlık tarihi boyunca; ayinler, korolar, askeri marşlar, tezahüratlar gibi ortaklaşa yaptığımız tekrar eden örüntülerden oluşan türlü müzik bağlarımızı güçlendirir. Aynı anda benzer sesleri çıkararak ve benzer hareketleri yaparak koordine oluruz. İnsan için uyum sağlamak, bir topluluğa ait olmak oldukça hayati olduğu için de böylesi toplu eylemler bir tür güven yaratır. 

Öyle ki yapılan çalışmalar; küçük çocuklara müzik dinletmenin, küçükken ortaklaşa şarkı söylemenin ve ritm tutmanın yetişkinlikte olumlu sosyal davranışları teşvik ettiğini ileri sürer. 
İnsanlığın Ortak Dili

Müziğin açığa çıkması insanların sosyal etkileşimleri açısından oldukça önemli bir yere sahip. Dolayısıyla müzik, insan türünün sosyal davranışlarının çok temelinde yer alır. Müzik her ne kadar yaratıcı bir üretim olsa da, tıpkı bilim gibi insan olma deneyimini ve ifadesini keşfeder. Jeremy Montagu, "Dil dünyayı ayrıntılı, farklı parçalara ayırırken, müzik dünyayı bir bütün halinde birleştirir." der. Dolayısıyla sesler, tonlar, tınılar bir nevi atalarımızdan kalma ortaklaşa bir dili ifade eder.

Kaynaklar 


©2022 Beyhan&Beyhan Business Solutions Tüm Hakları Saklıdır
Yukarı Kaydır
BUNU OKUMAK İSTER MİSİN?