Önümüzdeki 5 gün boyunca
İLİŞKİLER / CİNSELLİK

Mutsuz İlişkiyi Bitirememenizin Nedeni ‘FOBU’ Olabilir mi?

04 Eki 2022

Mutsuz olduğun halde, ilişkiyi bitirememek mi? FOBU çok tanıdık bir kavram… Neden ‘bile bile lades’ peki…? Neden vazgeçmiyoruz huzurumuzun kaçıp durduğu alanlardan? Hadi gelin, fark edelim ve bu huyumuzu yavaşça yere bırakalım…

2 Bardak
Psikolog ve yazar Dr. Elizabeth Lombardo, A Happy You isimli kitabında; mutsuz ilişkilerimizi bir türlü bitirememe durumumuzu ‘fear of breaking up’ (ayrılma korkusu); yani baş harfleriyle FOBU olarak tanımlıyor. Tanım içerisinde, aslında mutsuzluğumuzu biz de kabul ediyoruz. Fakat, bazı kaygılardan ötürü asla bu mutsuz ilişkinin sonunu getiremiyoruz. Doktor Lombardo’ya göre bu kaygıların başı çekeni ise: ‘Artık başkasını bulamam’ argümanı. Yani, aslında tam olarak ayrılmak bile değil; başkasıyla birleşememe ihtimali bizi mutsuz ilişkileri sürdürmeye iten şey…

Acaba bir simülasyon üzerinden, bu huyumuzu iyileştirebilir miyiz?


Kısmen huzurlu bir ilişki içinde olduğumuzu düşünelim. İlişkimiz illaki bir ‘kısmen’ pozitif olmak zorunda… değil mi? Çünkü bizi mutsuz olduğumuz ilişki içerisinde tutacak şey, sadece ve %100 korku olmaz. Bir zamanlar güzel olan şeyler, şimdilerde geçirdiğimiz bazı güzel geceler ya da ara ara gittiğimiz ve birlikte gitmeyi çok sevdiğimiz o kafe bile ilişkide kalmamıza yardım eder. Biz görmek istedikçe zaten, biliyorsunuz ki, illaki kalmak için bir neden buluruz…

Peki ya dinmeyen şu içten fısıldaşmalarımız? Aslında hiç olmayacak olayların birden büyütülmesi, yalnız hissettiğimiz yerlerde bir de üstüne bencillikle suçlanmalarımız, her zaman yanımızda olduğunu hissetmediğimiz biriyle birlikte olmak..? ‘Birini bırakamamak’ durumunun; iki kelimeyle anlatılabilecek, hatta FOBU deyip bir çırpıda söyleyebileceğimiz bir yüzü olabilir. Fakat, bu ‘pek de mutlu olmadığımız’ partnerimizle bir ömrün geçip geçemeyeceği düşüncesi aklımıza geldiğinde… Neyin içinde olduğumuzu fark etmek o zaman başlayabilir.
Bu ‘mutsuz olduğu yerden ayrılamama’ desenini küçüklüğümüzden tanıyor olabilir miyiz acaba? Yetiştiğimiz ortamda, mutsuz olsa da yine de çeşitli sebeplerle ilişkisini sonlandırmayan, konumunu değiştirmeyen birine denk gelmiş olabilir miyiz? Belki de, bizzat biz, o kişiye iyi gelmeye, onu mutlu etmek için ona rol yapmaya başlamışızdır. Söz konusu ilişkilerin birebir tarafı olmasak bile; etkilerini hissetmek ve tarafların mutlu olması için bir şeyler yapmak, çok doğal bir eğilimimiz olabilir. Diğer yanıyla, bu desenin bize işlemiş olması da çok doğal bir iz…: Mutsuz olduğu yerde kalan birilerini görmek!

Eğer, bir şekilde bu ‘bırakamama’ desenine şahit olmuş ve bunu içimizde oluşturduysak, bu kalıbın; kendimize güvenimizle taban tabana birlikte çalıştığını anlamamız şart. Aslında sadece, güzel bir ortamda yaşamanın hayalini kurarken, birden mutsuz ama birbirine zorunda bir duygusal mekan tasarlamak, küçüklüğümüzden gelen bir huyumuz olabilir. Aslında bir şeylerin kötü gitmesinden korktuğumuz için; hep, her şey yolundaymış gibi ya da zorbalığa karşı yumuşak suratla durmak istiyor olabiliriz. Bu iyi olduğundan değil ama. Sadece buna alıştığımız için…
Bunu bildiğimizde içsel konuşmalarımız daha bir anlamlı hale gelebilir. Neden gitmediğimizi, neden ısrarla mutsuz olduğumuz bir alan, taptığımız bir putmuş gibi oraya dokunmamak istediğimizi anlayabiliriz. Sadece huzurlu ve mutlu olmak istiyoruz. Fakat, mutsuz olduğumuz alanlara sıkıştırıyoruz kendimizi. Oysa, kalbimizden gelen ses, huzura ve mutluluğa doğrultur bizi. Onun işi bu… Bizim, tek yapmamız gereken, kendimize dürüst olmak. Mutsuz olduğumuz sınırları kabul etmek ve bunları değiştirmeye her zaman için gönüllü kalmak. İşte bu zaman, ‘her zaman için’ huzurlu alanımızda kalma şansını kendimize tanıyabilmiş oluruz. Yani hak ettiğimiz şeyi.
©2022 Beyhan&Beyhan Business Solutions Tüm Hakları Saklıdır
Yukarı Kaydır
BUNU OKUMAK İSTER MİSİN?