Altın
%
Dolar
%
Euro
%
Bitcoin
%
Eth
%
Önümüzdeki 5 gün boyunca
google görseller
SCOPE

Modern Ofis Yaşantısının Negatif Yansımaları: Hasta Bina Sendromu

31 Mar 2023

Modern yaşamın bir cilvesi olarak, gündelik hayatımızın neredeyse dörtte üçünü ev ve iş yeri gibi ortamlarda geçiriyoruz. Kapalı alanlarda bu kadar yoğun bulunmanın kimi zaman üzerimizde negatif etkileri olabiliyor. İşin psikolojik boyutlarını bir yere bırakırsak, kapalı alanlarda kalmanın fiziksel olarak da bize zararı dokunabilir. Örneğin, her gün bulunduğunuz kapalı ortamlarda kendinizi kötü hissediyorsanız, belki de “hasta bina sendromu”ndan mustarip olabilirsiniz…

Özellikle ofis yaşantısı yoğun olanlar, dikkatinizi bu yazıya biraz daha fazla vermenizi tavsiye ediyoruz. Çünkü çalıştığınız zamanlarda kendinizi yorgun, sıkıntılı ve hatta depresyondaymışçasına hissetme gibi bir durumunuz varsa hasta bina sendromuna yakalanma ihtimaliniz yüksek. Hasta bina sendromu (HBS) bu tarz kapalı ortamlarda kendisini göstermeye meyilli bir rahatsızlık. Eğer sık sık bulunduğunuz herhangi bir kapalı yerde kendinizi hasta ve bitkin hissediyorsanız ama oradan ayrıldığınız zaman gösterdiğiniz hastalık semptomları azalmaya başlıyorsa siz de hasta bina sendromuna yakalanmış olabilirsiniz.
 
Bu rahatsızlık, 1970’li yıllardan bu yana ilerleyen bir sendrom, bunu “binaya bağımlı hastalık” olarak da tanımlayabiliriz. Ayrıca fiziksel belirtilerin yanı sıra anksiyete ve stres gibi psikolojik etkilere de neden olabileceğinden gündelik yaşantımızı çekilmez bir hale sokması da kaçınılmaz…
 
Eğer hasta bina sendromuna sahip biriyseniz, genellikle ofiste/iş yerinde ya da evinizde bulunduğunuz süre boyunca fiziksel ya da psikolojik belirtiler göstererek kendinizi hasta hissedebilirsiniz. Bu rahatsızlık belirtilerinin bulunduğunuz o kapalı alandan çıktığında azalmaya başladığını fark edebilirsiniz. Ancak semptomları gösteren kişilere net bir tanı koymak da pek mümkün değil.

google görseller
Hasta bina sendromu sendromunun ortaya çıkmasında rol oynayan sebepler arasında, pek çok farklı etken bulunuyor. 1970’lerde çıkan enerji krizi, enerji tasarrufu ve ısıtma maliyetini düşürmek için hava geçirmez binaların inşa edilmesi ise başlıca sebepler arasında. Hızlı kentleşme ve metropol hayatına geçiş; giderek artan büyüklükteki binalar, plazalar, gökdelenler, kuleler ve rezidanslar; iş ve sosyal hayatımızı sürdürdüğümüz yaşam alanlarımız, bu hastalığın ortaya çıkmasına zemin hazırlamış durumda.
 
Bunlara ek olarak, fiziksel faktörlere belki de biz ortam hazırlıyor olabiliriz. Örneğin, kötü tasarlanmış klima, ısıtma ve havalandırma sistemlerinin yanı sıra kapalı ortam hava kirleticileri (boya, halı, döşeme, yapıştırıcı gibi materyaller veya temizlik ürünleri, ofis malzemeleri ve makineler) de hasta bina sendromunun ortaya çıkmasına neden olabilir. Ayrıca binaya giren dış hava da kapalı hava kirliliğine sebebiyet verebilir. Motorlu taşıt egzozlarından gelen kirleticiler, sıhhi tesisat menfezleri veya bina egzozları, kötü yerleştirilmiş hava çekiş menfezleri, pencereler veya diğer açıklıklar yoluyla bulunduğunuz binalara girebilir. Peki, hasta bina sendromuna yakalanmış birinde nasıl belirtiler görülür? Gelin, onlara da kısaca bir göz atalım.

google görseller
Hasta bina sendromunun belirtileri şu şekilde:
 
Baş ağrısı
Göz, burun veya boğaz rahatsızlıkları
Öksürük
Kuru veya kaşıntılı bir cilt,
Baş dönmesi
Mide bulantısı
Konsantrasyon bozuklukları
Kokuya karşı aşırı duyarlılık
Nefes darlığı
Genel kas-eklem ağrısı
Kaygı, asabiyet veya stres
 
Eğer siz bu belirtilerden herhangi birini gösteriyorsanız, bir uzmanın görüşüne başvurmanızda fayda var.

google görseller
Bu rahatsızlığın nasıl önüne geçebileceğimize gelirsek…
 
Yerleşim planına yönelik düzenlemeler yapılarak durumu lehimize çevirmemiz mümkün. Örneğin, ofis ve ev düzenine dikkat edilerek emisyondan kaçınmak için fotokopi makinelerin uzak yerlerde tutmak, iş yeri yönetmeliklerine uygun şekilde düzenlenmiş binalarda bulunmak, hasta bina sendromunun önlenmesine yardımcı olabilir. Bunun dışında, dinlenme odaları da dahil olmak üzere çalışma ortamında hijyen ve temizliğe dikkat edilmesi de büyük önem taşıyor. Ses seviyesinin makul düzeylerde tutulması, rahat ve dinlendirici tarzda mobilyaların tercih edilmesi ve hatta ortamın psikolojinizi olumlu yönde etkileyecek şekilde dekore edilmesi bile binaya bağlı sendromun engellenmesinde önemli katkı sağlayabilir.
 
Bir diğer önemli konu ise havalandırma. Havalandırma ve aydınlatmada uygun oda sıcaklığının sağlanması, doğru şekilde yapılan aydınlatmalar, sağlık koşullarına uygun olarak yapılan havalandırma düzeneği ve taze hava girişinin sağlanması, halı, döşeme ve kilim gibi kir biriktiren yerlerin düzenli temizlenmesi de binaya bağlı hastalığın önüne geçmek için fayda sağlayabilir.
©2022 Beyhan&Beyhan Business Solutions Tüm Hakları Saklıdır
Yukarı Kaydır
BUNU OKUMAK İSTER MİSİN?