℃
Altın
%
Dolar
%
Euro
%
Bitcoin
%
Eth
%
Önümüzdeki 5 gün boyunca
DOĞAL YAŞAM
Mavi Suların Tehlikeli Yüzü: Denizanaları Hakkında Bilinmeyen 10 Bilgi
03 Şub 2023
Mavi suların gizemli canlıları, denizanaları hakkında bilinmeyenleri gün yüzüne çıkarmaya hazır mısınız? Sizler için hazırladığımız içeriğimizde mavi suların tehlikeli canlılarından biri olan deniz anaları hakkında bilinmeyen 10 ilginç bilgiyi mercek altına aldık. Yazının devamı için içeriğimize göz atabilirsiniz.
4 Bardak
Denizanaları, dünyanın her okyanusunda bulunan ve hatta tatlı suda da yaşayabilen canlılardır. Bu canlılar görünümleri ve özellikleri nedeniyle birçok kişide, başka bir gezegenden dünyaya gelmiş hissi uyandırır. Yumuşak yapıları, kumaşı andıran dokungaçları ve birbirinden farklı renkleriyle bu dünyaya ait olmadıklarını hissettiren denizanaları, hiçbir canlıda bulunmayan birçok farklı özelliğe sahiptir. Bizler de bundan yola çıkarak sizler için hazırladığımız içeriğimizde, bu ilginç canlılar hakkında bilinmeyen 10 bilgiyi mercek altına aldık. İncelememize dilerseniz başlayalım.
Medusa ve Denizanası Arasındaki Etimolojik Bağlantı
Medüz, denizanaları için kullanılan bir diğer isimdir. Medüz kelimesinin etimolojisi Eski Yunanca’ya kadar dayanmaktadır. “Medousa”, yani mitolojideki yılan saçlı tanrıçadan alıntılanarak gelen sözcük, “göz kulak olmak” ve “yol göstermek” gibi anlamlara gelir. Denizanalarının zehirli ve tehlikeli dokungaçları, Medusa’nın taşa çeviren bakışları ve yılan saçları ile özdeşleştirilir.
650 Milyon Yıldır Buradalar!
650 milyon yıl, hayal etmesi imkânsız bir zaman dilimi gibi değil mi? Bilim insanlarının araştırmaları sonucunda 650 milyon yıldır dünyada oldukları düşünülen denizanaları, dünyada yaşayan en eski canlılardan biri olarak kabul edilir. Yani bu da dinozorlardan bile çok eski bir geçmişe sahip olduklarını bizlere gösterir.
Beyni ve Kalbi Olmayan Bir Canlı
Denizanaları, ilkel bir sinir sistemine sahip olan basit canlılardır. Vücutları jelatinimsi bir yapıya sahiptir ve yalnızca difüzyon ile solunum gerçekleştirirler. Bu da vücutlarında hayati önem taşıyan organların var olmadığının göstergesidir. Evet, denizanalarının beyni ve kalbi yoktur. Bu yönüyle oldukça ilginç canlılar olarak kabul edilir.
Denizanaları Buharlaşabilir
Evet, yanlış duymadınız. Denizanalarının %98’i sudan oluşur. Bu da karaya vurduklarında veya su dışında güneşle temas ettiklerinde buharlaşabildiklerini gösterir. Direkt güneşe temas eden denizanaları, sudan oluştukları için birkaç saat içerisinde buharlaşarak yok olabilirler.
Sonsuza Kadar Yaşayabilirler
Denizanalarıyla ilgili en ilginç bilgilerden biri de sonsuza kadar yaşayabiliyor olmalarıdır. Denizanaları, çocukluk ve gençlik evrelerine geri dönebilme ve herhangi bir saldırı veya zarar görme sonucu kendilerini yenileyebilme özellikleri sayesinde ölümsüzlüğün sırrını keşfetmiş gibi duruyorlar.
9000 Metre Derinlikte Yaşayabilirler
Genellikle sığ kıyılarda gördüğümüz denizanaları, 9000 metre derinliğe kadar yaşayabilme özelliğine sahiplerdir. 9000 metre, denizlerde yaşayan birçok canlının yaşayamayacağı bir derinliktir. Denizanaları sahip oldukları ilkel sinir sistemi ve yaptıkları difüzyon solunum sayesinde bu derinlikte yaşayabilirler.
Bazı Denizanaları Işıklıdır
Bazı denizanası türleri, düşmanlarını kaçırmak ve kendilerini koruyabilmek için ışık saçar. Bu, onların düşmanlarını yanıltmak için kullandığı bir yöntemdir. Fosforlu renkleri andıran bu ışıklar, denizanalarının gerçekten de ilginç varlıklar olduğunun bir diğer kanıtıdır.
Denizanaları Ölü Bile Olsa Sokabilir
Denizanalarının dokungaçları, çeşitli reflekslerle hareket eder. Bu reflekslerden biri de sokma refleksidir. Denizanalarının dokungaçları bünyesinde birçok zehirli hücre barındırır. Bu da reflekslerle birleşince, herhangi bir dış temas halinde denizanalarının, ölü olsalar bile karşılarındaki canlıyı sokabilecekleri anlamına gelir.
Devasa Denizanaları Da Vardır
Aslan yelesi denizanası dünya üzerinde bilinen en büyük denizanası türüdür. Gerçekten de dev bir vücuda sahip olan Aslan Yelesi, 21 metre çapa ve 36 metre uzunlukta dokungaçlara sahiptir. Bu canlı 1870 yılında Massachussetts’de keşfedilir. Dünyanın en küçük denizanası ise 0.5 milimetre çapa sahiptir.
Denizanaları Rejenerasyon ile Ürer
Hiçbir organa sahip olmayan ve omurgasız canlılar kategorisinde yer alan denizanaları, rejenerasyon ile üreme gerçekleştirirler. Bu da kendilerini klonlayabildikleri anlamına gelir.
İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK İÇERİKLER
©2022 Beyhan&Beyhan Business Solutions Tüm Hakları Saklıdır
Yukarı Kaydır
BUNU OKUMAK İSTER MİSİN?