M.A.M'ın Halk ve Politika Üzerindeki Etkisi

Genç Y kuşağının Ali Kırca tarafından sunulan Siyaset Meydanı ve yine sunuculuğunu Uğur Dündar’ın üstlendiği Arena gibi programlarla büyüdüğünü hepimiz biliyoruz. 90’lı yılların sonu ve 2000’li yılların başında, tüm Türkiye’yi ekrana kilitleyen bu ve benzeri programların halk ve siyasetçileri son derece objektif ve şeffaf bir ortamda bir araya getirdiği yadsınamaz bir gerçekken, 2003 yılından sonra halk ve politikacılar arasındaki köprünün yavaş yavaş kırıldığı ve iki kitle arasında bir uçurum oluştuğu da asla göz ardı edilmemesi gereken bir durum doğrusu. Nedenini sorgulamayalım efendim, zaten hepimiz biliyoruz fakat tüm Türkiye’nin ve özellikle Z kuşağının, politikacılarla son derece şeffaf bir ortamda bir araya gelme isteği, geride bıraktığımız seçim süreci kapsamında, en çok talep edilen durumlardan biriydi. Bu talebe karşılık veren isim ise Babala Tv’nin kurucusu Oğuzhan Uğur oldu.

Gençleri ve politikanın sembolik isimlerini bir araya getiren Mevzular Açık Mikrofon programı sayesinde, Y kuşağı özlediği şeffaf atmosferi tekrardan soluyabilirken, Z kuşağı ise hem bünyesinde barındırdığı cesareti aktif bir şekilde kullandı hem de merakını gidermeye başladı. Politik isimlerin dokunulmaz olmadığını yeniden hatırlatan Mevzular Açık Mikrofon programında, birden fazla sembolik isme gençler tarafından hesap soruldu, baş kaldırıldı ve birebir bir yüzleşme yaşandı. Zaman zaman salonun alevlendiği ve tarafların agresifleştiği programda, yeri geldi siyasiler ateş püskürdü yeri geldi halktan özür diledi. Son derece açık bir iletişim örneği sunan program, biz Türkiye’ye politikacıların da halktan biri olduğu eski Türkiye’yi yeniden hatırlattı ve daha da arzulattı.

 

YouTube üzerinden yayınlanan programın son bölümüne 13. Cumhurbaşkanı Adayı Kemal Kılıçdaroğlu’nun konuk olduğunu hepimiz biliyoruz. Yalnızca 2 günde 20 milyon izlenmeye ulaşan program kendi rekorunu kırarken, bu rekor sayesinde Türk halkının programa nasıl bir sempati duyduğu da kanıtlanmış oldu. Yıllardır baskılanan ve artık dolup taşan halk, fikrimce M.A.M sayesinde susmamaya, konuşmaya, hesap sormaya ve sorgulamaya teşvik edildi. Yalnızca bir kişinin milyonlarca insanın sesi olabildiği programda bilinmeyen onlarca şey gün yüzüne çıkarken, özellikle cesur gençlerin onların geleceğini belirleyecek kararlar alan politik isimlerle yüzleşmesi, yeni Türkiye’nin duvarlarını yıkan ve tabularını paramparça eden bir ortam oluşmasına neden oldu. Bir noktada halk, Mevzular Açık Mikrofonu çok sevdi ve çok talep gösterdi. İşte bu yüzden seçim sürecindeki en etkili dinamiklerden biri de fikrimce M.A.M olarak karşımıza çıktı.

 

Mevzular Açık Mikrofon’un etkisi elbette ki yalnızca halk ve gençler değildi. Hemen hemen Türkiye’deki her politik isme, gençlerle bir araya gelmesi için teklif götüren ve programa konuk olmasını isteyen Oğuzhan Uğur’un, ülkedeki politik isimleri de gençlerle yüzleşmek adına teşvik ettiği yine yadsınamaz bir gerçek. Birçok siyasi isim, kendi halka ve gençlere kanıtlamak ve özellikle güven oyunu inşa etmek adına programa konuk olmayı kabul edip onlarla yüzleşti. Kimi alnının akıyla programı tamamlarken, kimi halkın daha da antipatisini topladı fakat programa katılan konukların hepsinin ortak noktası şüphesiz ki er meydanında yiğitçe mücadele etmesi oldu. 2003’ten bu yana halkla açık bir iletişim içinde olması gerektiğini unutan siyasetçiler, Mevzular Açık Mikrofon sayesinde yeniden halktan biri olduklarını hatırlayıp, kendilerini yücelttikleri o göklerden yeryüzüne inmeye yeniden ikna oldu ve olabilecek en eşit seviyede gençlerin karşısına çıktı.

olabileceğimize dair bir umut aşıladı. Artık insanların konuşmaktan korkmadığını ve yeni neslin gümbür gümbür geldiğini kanıtlayan program, siyasilerin yüzündeki maskenin de düşmesine zemin hazırlarken, gerçek olduğundan şüphe duymayan her ismin halk ile özgürce buluşmasına ortam yarattı.