Doğaları birbirini öldürmek olan iki genç kız, tüm içgüdülerini ve kendilerinden beklenenleri bir kenara atıp aşık oluyor... Bildiğimiz bir hikaye, daha az heteronormatif bir bakış açısıyla bizlerle.
V.E. Schwab'ın kendi yazdığı kısa bir öyküden uyarladığı ve prodüktörleri arasında ünlü oyuncu Emma Roberts'ın da olduğu romantik dizide başrolleri Sarah Cathrine Hook ve Imani Lewis paylaşıyor. Sarah, köklü bir vampir ailesinin, vampir kızı Juliette Fairmont'a hayat verirken, yine köklü bir avcı ailesinin avcı kızı Calliope Burns'u de Imani canlandırıyor, tanıdık bir yüz olan Elizabeth Mitchell'i vampir anne rolünde görmek de izleyiciyi daha ilk dakikalarda heyecanlandırmayı başarıyor.
Henüz lise çağındaki Jul ve Cal'ın yolu, tam ikisinin de ilk cinayetlerini işleyerek rüştlerini ıspatlaması gereken zamanda kesişiyor. Cal, canavarları avlamanın gayet etik olduğunu düşünse de, Juliette bir kan emici olmayı ısrarla reddediyor ve hatta izleyiciye bir miktar saçma gelebilecek şekilde, haplarla vücudundaki 'vampirimsi' değişimleri baskılamaya çalışıyor. Kendini kontrol edemediği anlarda, köpek dişleri sivrildiğinde bu haplardan yardım umuyor ancak vücudu artık değişime meydan okuyacak durumda olmadığı için ilaçlar da etkisini kaybediyor. Juliette'in ilk cinayetini gerçekleştirerek dönüşümünü tamamlaması gerekiyor ve ailesi bunun için son derece ısrarcı. Diğer yandan Cal'ın da bir vampiri ya da başka bir canavar türevini öldürmeyi başararak ailenin av operasyonlarına katılmaya başlaması gerekiyor.
Avcı kızımız, okulda kendisine ilgi gösteren Juliette'i gözüne kestiriyor ve onun vampir olduğuna dair ufak kanıtları topladıktan sonra da bir partide takılırlarken, gayet şevetli bir anda kazığı kalbine saplayıveriyor. Doğası birbirine saldırmak olan bu iki kızın arasında yeşerebilecek aşktan ümidinizi kesmiyorsunuz. Bir köken vampir olduğu için Juliette'i öldürmek öyle çantada keklik değildir. Hatta ortaya çıkar ki, ailedeki hiç kimseyi öldürmek o kadar da kolay değil. Avcı Burns ailesi bunu nasıl başarabileceklerine kafa yoradursun, Jul ve Cal birbirlerine olan ilgilerinin, yalnızca ilgiden fazlası olduğunu keşfetti bile. İkisi de, ailelerini yere vurmak pahasına, birbirlerinin hayatlarını kurtarıyor, ve birbirlerini her koşulda kollamaya başlıyor. Bu durum, hem avcı ailesi hem de vampir ailesi için içinden çıkılmaz bir durum çünkü iki taraf da çocuğunun bu işten zararlı çıkacağından korkmanın yanı sıra, bunların geleneklerine ters düştüğünü söylüyor ve 'ilk aşk, her zaman unutulur' diyerek kızları ayırmaya çalışıyorlar.
Romeo ve Juliet'e övgü
Kızların, ailelerinin dramalarından kaçıp, kendilerine felekten bir gece çalmak için gizlice okula girdiği bir sahne var. Bu sahnede, gece yarısı okulun tiyatro salonundalar ve oynanacak bir oyun için yerleştirilmiş dekor yatağın üstündeler. Yaratılan bu tiyatral görünümle, sanki Romeo ve Juliet'in imkansız aşkına selam durulmuş gibi. Tabi bu sefer ortada bir Romeo yok, iki Juliet var.
Adem ve Havva göndermesi
Yine ara ara karşımıza çıkan bir şeftali ağacı metaforu var. Bunun da Adem ve Havva'ya, dahası yasak ilişkiye yaptığı gönderme olduğu apaçık ortada. Üstelik elmanın yerni şeftalinin almış olması da, en başta bahsettiğimiz heteronormatifliği bir kenara bırakan bakış açısının en büyük meyvesi diyebiliriz.
Kırmızı sahneler
Arzunun ya da gerilimin karşı konyulmaz hale geldiği sahnelerde fonun normal renklerinden sıyrılıp, kırmızıya dönüşmesi izleyiciyi monotonluktan silkeliyor. Ancak, bu kırmızı renkli sahnelerde arka fona koymayı tercih ettikleri müziğin frekansı çoğu izleyiciyi rahatsız edecek nitelikte.
Bir vampir ve avcı dramasına göre, amötör çok yanı var dizinin. 'İlk sezon olmasına verelim' diyeceğiz ama, kimi sahnelerde oyunculuklar da samimiyetsiz geliyor izleyiciye. Dizi, bir şekilde izleniyor, ancak bu senaryoyla ortaya çok daha iyi bir iş çıkraılabilir miydi? Bizce kesinlikle evet. Birçok kişi de aynı düşüncede olacak ki, ilk sezondan sonra iptal edilmiş.