Altın
%
Dolar
%
Euro
%
Bitcoin
%
Eth
%
Önümüzdeki 5 gün boyunca
pexels
SCOPE Bilim

Korkunun Kokusunu Alabilir Miyiz?

02 Şub 2023

En ilkel duygularımızdan biri olan korku, hemen hemen tüm canlıların hayatta kalma içgüdüsünün temelidir. Bu olguyu tek bir cümleyle tanımlayabilmek elbette zordur. Canlılar aleminde korkuyu ele alırsak savaş ya da kaç mantığını görebiliriz. Fakat insanlarda korku farklı temellere dayanabilir. Korkunun beden üzerinde etkileri ise hemen hemen aynı şekilde gözlemlenebilir. Aşırı terleme, kalp ritminde artış, soluk beniz, titreme birçok insanın korku anında yaşayabileceği fiziksel etkilerdir. Peki, korku bulaşıcı mıdır? Ya da insanlar korkunun kokusunu alabilir mi? Gelin bu konu üzerinde biraz konuşalım.

unsplash
Birçok canlı kokular sayesinde iletişim kurar. İnsanlar ise diğer canlılar gibi güçlü koku reseptörlerine sahip değildirler. Hayvanların içgüdüsel olarak gerçekleştirdiği kokular sayesinde karşıdaki canlının isteklerini anlayabilme durumu elbette insanlar için geçerli değildir. Söz gelimi bir köpek karşısındaki canlının korktuğunu kokusundan anlayabilir. İşte bu bilimsel gerçeklikten yola çıkarak bilim insanları yeni bir araştırma konusu üzerinde çalıştılar. İnsanlar korkunun kokusunu alabilir mi? Klişe gibi gelen bu yargı ucuz bir kurgu gibi görünse de bilim insanları tarafından gerçekliği araştırılmıştır.

pexels
Carl Gustav Jung’un “ortak bilinçdışı” olarak değerlendirdiği korku, insanlar üzerinde de diğer canlılarda olduğu gibi etkiler bırakabilmektedir. New York Stony Brook Üniversitesi Biyomedikal Mühendisliği bölümü profesörlerinden Dr Lilianne Mujica-Parodi ve ekibi sadece korku değil tüm duyguların beyin kimyasında yarattığı değişiklikleri gözlemleyebilmek adına bir deney yapmaya karar verirler. 11 erkek ve 9 kadın olmak üzere 20 amatör paraşütçü üzerinde yaptığı deneyde fiziksel aktivitelere bağlı olarak bir ölçüm yaparlar. Bu ölçümde ilk olarak paraşütle atlamadan önce koltuk altlarına ter emici pedler yerleştirilir. Sonrasında aynı deneklere koşu bandı üzerinde koltuk altlarına ped koyularak hareket etmeleri istenir. 

pexels
İki farklı ter örneğini nebülizatörlere aktararak deneklerden koklamaları istenir. Deneklerin nebülizatörden gelen kokuyu solurken aynı zamanda da beyin hareketleri incelenir. Amigdala ve hipotalamusları – beyinde korku ile ilişkili bölgeler- incelenen deneklerde paraşütle atladıktan sonra test edilen kokunun bu bölgelerde hareketlenmenin fazla olduğu gözlemlenir. Bunun üzerine “korku teri” olarak adlandırılan kokuyu kadınlar ve erkekler üzerinde ayrı ayrı test ederler. Her iki grupta da korku terini koklayan deneklerin fiziksel olarak korku emareleri gösterdiği gözlemlenir.

pexels
 Deney sonrasında bir konferansa katılan Dr. Mujica – Parodi, “Bu çalışmada insanlarda bulunan korku feromonlarının doğrudan ilk kanıtını gözlemliyoruz. Bulgularımız, duygusal olarak stres ve korkunun gizli bir biyolojik bileşeni olabileceğini ve bu bileşenin insanlar arasında bulaşıcı olabileceğini gösteriyor.” Açıklamasını yaparak tabir yerindeyse insanların da diğer canlılarda olduğu gibi korkunun kokusunu alabileceklerini anlatır. Henüz insanlarda değişimi tetikleyen kimyasal bileşenin ne tür bir bileşen olduğu tam olarak tespit edilemese de insanların kokularda duyguları algılayabileceğine dair sonuçlara bir adım daha yaklaşılmış oldu.

pexels
Birçok uzman bu konuda hâlâ tartışmalara devam etmektedir. Birçoğu insanların diğer canlılar gibi korkunun kokusunu alamayacağını öne sürerken bir başka grup bu konuyu hem fiziksel hem de psikolojik olarak incelemeye devam ediyor. İnsanlar açısından bu yeteneğin ne ölçüde var olduğu hâlâ belirsiz ve daha fazla araştırma gerekli. Çünkü korku çok yönlü bir duygudur ve ifade şekli kişiden kişiye büyük ölçüde değişebilir, bu nedenle sadece koku ile doğru bir şekilde tespit etmek her zaman mümkün olmayabilir.
Kitlesel korkunun ne derece etkili olduğunu hepimiz biliyoruz. Panik anında hemen hemen tüm insanlar benzer fiziksel ve psikolojik tepkileri gösterirler. Peki, bunun ardında gerçekten bulaşıcı bir durum var mıdır? Pandemi dönemini hatırlayın, haberlerin yayılması ile birlikte birçok kişi hasta olduğunu iddia etmeye başladı. Elbette hastalığın bulaşıcılığı doğruydu fakat birçok insanın gösterdiği hastalık bulgularının da psikolojik olduğu gözlemlendi. Ya her şey kitlesel bir histeriden ibaretse? Bilginin ışığı bizimle olsun.


Rubin, D., Botanov, Y., Hajcak, G., & Mujica-Parodi, L. R. (2012). Second-hand stress: inhalation of stress sweat enhances neural response to neutral faces. Social cognitive and affective neuroscience7(2), 208-212.
Greenberg, T., Carlson, J. M., Cha, J., Hajcak, G., & Mujica-Parodi, L. R. (2013). Neural reactivity tracks fear generalization gradients. Biological psychology92(1), 2-8.
©2022 Beyhan&Beyhan Business Solutions Tüm Hakları Saklıdır
Yukarı Kaydır
BUNU OKUMAK İSTER MİSİN?