KÜLTÜR/SANAT

Kıskançlık Temalı Filmler

17 Kas 2022

Sinema öyle bir sanat dalı ki, yalnızca gerçek veya kurgusal olay ve durumları yansıtmakla kalmıyor, insanın en derinlerinde saklı olan evrensel duyguları hiç beklemediğiniz bir üslupla ortaya çıkarıyor. Bu duyguların arasında ise tabii ki kıskançlık da var. Peki hemen hiç kimsenin kabullenmeye yanaşmadığı kıskançlık duygusu beyazperdede hangi yapımlarda ve nasıl karşımıza çıkıyor? Buyurun birlikte göz atalım.

1.5 Bardak

Image via Pinterest
Amadeus (1984)

Kıskançlık dendi mi tarihte ilk akla gelenlerden birisi şüphesiz ünlü müzik dehası Amadeus Wolfgang Mozart ve hocası Albert Salieri arasındaki yakın ancak hasetliklerin bozduğu dostluk oluyor. Hatta en yakınlarının başarı ve mutluluklarını paylaşamayan hatta hissettirmeden onların yoluna taş koyan kişileri tanımlamak için kullanılan Salieri kompleksini başka bir yazıda ele almıştık. İşte bu dostluğu (!) ele alan Milos Forman yönetmenliğinde 8 Oscar ödüllü 2 saat 40 dakikalık müzikal Amadeus izleyiciyi hem büyülüyor hem de ikili arasındaki çekişmeli ilişkiye ayna tutuyor.

Image via Reddit
Edward Scissorhands (1990)

Johnny Depp ve Winona Ryder ikilisini başrollerde gördüğümüz Edward Scissorhand için bilim kurgu ve dram türlerinin en başarılı kesiştiği örneklerden birisi diyebiliriz. Kendi başına münzevi bir yaşam süren yapay adam Edward’in adı üstünde makastan elleri vardır. Farklılıklarından dolayı tercihten çok zorunlu bir yalnızlığın içinde bulunan Edward, Amerikan banliyölerinde yaşayan Kim adlı kadının ilgisini çeker ve bu yalnızlık bozulur. Hatta Edward mahallede kısa süre içerisinde popüler olur ve sevilir. Ancak güzel duyguların ne kadar çabuk bozulabileceğini tahmin edersiniz. Hele bir de bu ani ilgi ve sevgi kıskançlığa dönüşürse. Daha fazla spoiler vermiyoruz ve bir klasik olan Edward Scissorhand’i izlemediysen bir an önce listenize eklemenizi öneriyoruz.

Image via IMDB
L’enfer (1994)

French New Wave’in en popüler yönetmenlerinden birisi olan Claude Chabrol’un yine dram ve psikolojik gerilim janrlarını ustaca aynı potada erittiğini görüyoruz. Her ne kadar filmin açılış sekanslarında imrenilecek bir aşkın kıvılcımlarını görsek de, bu kıvılcımlar filmin adının da imlediği gibi bir cehenneme dönüşecektir. Çünkü eşinin güzelliği karşısında büyülenen kocanın, birlikte işlettikleri otelde erkek müşterilerle ilgilenirken ve konuşurken görmesi bir süre sonra önü alınamaz bir psikozu tetikleyecektir. Aşk ve kıskançlık arasındaki çizgiyi net bir biçimde görebildiğimiz filmde, mansplaining ve paranoyalar etkisini o kadar artıracaktır ki, cehennem metafizik bir konsept olmaktan çıkıp bu dünyada bir gerçek halini alacak.

Kıskanmak (2009)

Türk sinemasının auteur’larından Zeki Demirkubuz’dan Kıskanmak, Nahid Sırrı Örik’in aynı adlı eserinden beyazperdeye uyarlanan ve Cumhuriyet’in ilk yıllarında geçen bir aile draması. Seniha karakteriyle Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde En İyi Kadın Oyuncu Ödülü’ne layık görülen Berrak Tüzünataç’ın başrolde olduğu filmde, yakın aile ilişkilerinin gençlik ve güzelliğe karşı duyulan kıskançlık sonucu nasıl çıkmaza girdiği görülüyor.

Image via Amazon
The Neon Demon (2016)

Ryan Gosling’in başrolünde olduğu bol ödüllü filmi Drive (2011) ile tanıdığımız Danimarkalı yönetmen Nicholas Winding Refn’den moda endüstrisine çarpıcı bir bakış: The Neon Demon. Los Angeles’ta bir ajansa başvuran 16 yaşındaki ana karakter Jesse her ne kadar diğer modellerle kısa zamanda yakın bir arkadaşlık ilişkisi geliştirse de ajansın onu diğerlerinden ayırması ve neon ışıkları altında yıldızı parlamaya uygun en genç, alımlı ve seksi model olarak görmeleri, tahmin edileceği üzere kıskançlık tohumlarını ekecektir. Renk ve ışık kullanımıyla adeta seyirciyi büyüleyen yapım, bir görsel şölen sunmanın yanı sıra moda endüstrisine eleştirel bir bakış ve tabii ki kıskançlığın boyutlarına dair de bir izlence sunuyor.  

©2022 Beyhan&Beyhan Business Solutions Tüm Hakları Saklıdır
Yukarı Kaydır
BUNU OKUMAK İSTER MİSİN?