Pinterest
SPACE

Kemerlerinizi Bağlayın Uzay Yolculuğuna Çıkıyoruz

27 Tem 2023

Bilim kurgu filmlerinde görmeye alışık olduğumuz füzyon motorları, güçlendirilmiş reaktörler veya gemiyi ışık hızına ulaştıran ultra gelişmiş teknolojiler gerçekten mümkün olabilir mi? Hangi teknolojilerin gelecekte bizi beklediğini ve hangilerinin tümüyle hayal ürünü olduğuna gelin yakından bakalım.

Pinterest
Uzak mesafeleri katetmek insanlığın en büyük keşiflerini beraberinde getirmiştir. Bundan on binlerce yıl önce yaya olarak yol alınırken atların evcilleştirilmesi ile insanlar daha uzak yerlere, daha kısa sürede gidebildiler. Bu da beraberinde kültürlerin ve iletişimin de aynı hızla ilerlemesini sağladı. Okyanusları aşan gemiler, trenler, motorlu araçlar, uçaklar ve ardından roket teknolojisi sayesinde insanlık hiç olmadığı kadar uzağa ulaşabildi. Buna rağmen insanlık durmuyor ve yıldızlararası seyahat arzusuyla yanıp tutuşuyor. Peki bu arzuyu ne karşılayabilir?

Çok basit tanımıyla roketler, itme kuvvetiyle çalışıyorlar. Yani bir roket ateşlendiğinde arkaya doğru itme kuvveti oluşturduğu için bağlı olduğu aracı ileriye doğru taşıyor. Bunu bir egzoz gibi düşünsek de aslında roketin içinde bir dizi yanma/patlama meydana geldiğini söyleyebiliriz. Daha çok itme kuvveti daha güçlü patlama demek. Bunun da bir sınırı var ve çok kuvvetli roketler henüz test aşamasında infilak edebiliyor. Gücü kontrol altında tutmak ve doğru yönlendirmek, mühendisliğin sırrı. Şimdi gelin, gelişmekte olan teknolojilere ve biraz şaibeli olan bilim kurgusal roketlere yakından bakalım.

Pinterest
İyon Sürücü

Roketlerin egzoz benzeri yapıyla ortaya çıkan gücü yönlendirdiklerinden ve itme kuvveti oluşturduklarından bahsetmiştik. İyon sürücüler de buna benzer bir mantıkla daha büyük bir gücü kullanıyor. Her ne kadar gerçek bir teknoloji olsa da henüz mürettebatlı uzay projelerinde kullanılabilecek kadar geliştirilemedi. NASA, iyon sürücüleri daha küçük uzay araçlarında başarıyla kullandı. Örneğin NASA'nın Dawn görevi ve geçtiğimiz yıl başarıya ulaşan DART görevlerinde iyon sürücüler iş başındaydı. 

Pinterest
Mach Efektli Sürücü

Sıradaki teknoloji biraz spekülatif olsa da araştıranlar ve fon sağlamaya çalışanlar var. Bu nedenle belki bir şans verilebilir. Burada sıradan roketlerin itki gücü ve momentumun korunmasına tümüyle zıt bir fiziksel durum geçerli. Spekülasyonu doğuran da tam olarak bu fikir. Yani itki üretmeden, bir yakıta ihtiyaç duymadan itiş gücü üretebilmek. Fikir 19. yüzyıl filozofu olan Ernst Mach'ten çıkıyor. Ona inanan bir akademisyen olan James Woodward NASA'dan ek araştırma fonu istiyor. Eğer düşüncesinde haklı olursa bir uzay aracını en yakın yıldız Proxima b’ye kadar götürebileceğini iddia ediyor. Buna inanalar olduğu kadar reddedenler de var elbet ama az önce belirttiğimiz gibi, neden olmasın?
Buz Altı Gezgini – Vakum Zeplini – Gezegen Helikopterleri

Yer'den havalanıp uzak bir yere gitmek kadar, gittiğimiz yerde kullanacağımız araçlar da önemli. Buz altı gezgini Europa gibi bir yerde olası buz altı okyanusu bulunması durumunda kullanılacak bir teknoloji. Günümüzde halihazırda okyanuslarda kullanılan dalış araçlarının uyarlanmış hali diyebiliriz. 

NASA
Vakum zeplini ise yine gidilen bir gezegende seyahat edebilmek için gerekli. Yer’de kullanılan zeplin mantığı içine çok hafif bir gaz basılarak havalanmasını sağlamak. Eğer hiç gaz basılmazsa havadan çok daha hafif ve verimli olur fakat Yer’de atmosfer basıncından dolayı bu pek mümkün değil. Atmosfer basıncı çok az olan Mars gibi bir gezegende ise rahatlıkla kullanılabilir.

Gezegen helikopterleri de yine Mars'ta kullanılmış olan yeni bir teknoloji. Ingenuity’nin Mars üzerinde birkaç uçuş yapması planlanmıştı ama şimdiye kadar onlarca uçuşu geride bıraktı. Onun bu performansı oldukça az olsa dahi gezegen atmosferlerinde bir helikopterin uçurulabilmesini mümkün kılıyor. 

Pinterest
Güneş Yelkenleri

İtici güçlerin öneminden çok bahsettik. Burada da sözü geçecek olan bu itici güç uzay aracının kendisinden sağlanmıyor. Dolayısıyla yine bir yakıta ihtiyaç duymuyor ama bu teknoloji Mach fikri kadar spekülatif değil. Çünkü uzay ortamında testleri yapıldı ve gayet güzel çalışıyor. Deniz üzerindeki bir yelkenin nasıl ki rüzgâr gücüyle hareket ettiğini biliyoruz, Güneş rüzgarlarının da itici gücü olduğunu keşfettiğimizden beri Güneş yelkenleri fikri cazip geliyor. Ana mantık olarak bir itici gücün kuvvetiyle yol alma fikri manyetik saptırıcı kalkan gibi bazı projelerde kendisine yer buluyor.

Pinterest
Orion Projesi

İşin fiziği ve mantıksal tutarlılığı konusunda hiçbir endişe olmasa da uygulanabilirliği açısından soru işaretleri bırakan bir proje. Başta bahsettiğimiz gibi roket gücünü bir yanma veya patlama olayından alıyor. Orion Projesi'nde bu patlamayı sağlayan bir dizi nükleer bomba. Uzayda yeterince olası sorun varken arkanızda ardı ardına patlayan nükleer bombalarla yol almak ne kadar ilgi çekici olabilir?
Breakthrough Starshot

Güneş yelkeni fikrinden yola çıkılarak geliştirilen bu projede itki gücünü sağlayan ultra güçlü bir lazer. Nano boyutlarda tasarlanacak olan uyduları – ki bunlardan binlercesinin yapılması planlanıyor- uzay boşluğuna bırakacak ve arkalarından bu lazeri ateşleyecekler. Onlar da küçük boyut ve güçlü itiş gücünün etkisiyle olağanüstü hızlara ulaşabilecekler. Harika gibi görünüyor ama varacakları yerde nasıl yavaşlayacaklar veya hedefe ulaşacaklar? Doğru cevap yavaşlamayacaklar çünkü amaç vardıkları yerden olağanca düşük boyutta veri elde edip gerisin geri dünyaya göndermek.

Uzay Asansörü

Yine önünde fiziksel bir yasa bulunmasa da uygulanabilirliği son derece tartışmalı bir konu. Tıpkı TV uyduları gibi Yer ile eş dönme yapan bir uydu yörüngesi var. Bu yörüngeye bir istasyon kurulur ve yeryüzü ile arasında salam bir çelik halat gerilirse asansör kurulabilir. Dolayısıyla roketler ve fırlatmalara gerek duyulmadan yörünge üzeri seyahatler mümkün olabilir.

Pinterest
Nesil Gemisi (Generation Ship)

Sıra geldi uçuk kaçık teorilere. Bilim kurgu filmlerinde sıklıkla karşımıza çıkan tasarımların başında gelen nesil gemisi kendi içinde yerçekimini mümkün kılan ve aynı zamanda yıldızlararası seyahat edebilen bir teori. Bu teoride öyle ışık hızlarına çıkaran roketler yok dolayısıyla en yakın yıldıza bile ulaşmanız yüzlerce hatta binlerce yıl alacak. Teorinin adı da buradan geliyor, nesil gemisi. İçinde insanlığın nesiller boyunca yaşayıp öleceği ve onlarca nesil sonra nihayet amaçladıkları noktaya varacakları bir gemi. Ne kadar uygulanabilir olduğu tartışma konusu.

Pinterest
Warp Sürücüsü (Motoru) – Alcubierre Sürücüsü (Motoru)

Son olarak gerçekten sıra dışı bir fikir karşınızda. Temelini Einstein'dan alan bu teori diğer tüm fikirlerden daha tartışmalı ve heyecan verici. Çünkü hem teorik olarak bu projenin önünde bir engel yok hem de uzayda nesiller boyunca sürmeyecek hızla yol almanızı sağlıyor. Teorik olarak engel yok diyorsak yine fizik kuralları açısından imkânsız olmadığından bahsediyoruz. Çünkü neredeyse bu warp motorunun üretilmesi imkânsız. Buna rağmen 1994 yılında bir fizikçi olan Miguel Alcubierre böyle bir sürücünün eğer üretilebilirse (!) sorunsuz çalışabileceğini gösterdi. Warp kelimesi ise adını, 1960’larda gösterimde olan Uzay Yolu'ndan alıyor. 
Diğer tüm roket ve itiş teknolojilerinden bağımsız olarak Warp Motoru bambaşka bir fizik yasasını ele alıyor. Uzay – zaman bükülmesi. Einstein'a göre güçlü bir kütleçekim alanı uzay ve zamanda bükülmeler yaratabilir. Warp motorunun ön kısmında bulunan mekanizma uzayı daraltacak ve arka kısmındaki ise genişletecek. Dolayısıyla uzay-zaman bükülmesiyle uzayda yol alınmış olacak ve kendisi bozulmamış bir uzay dokusunda hareket edecek. Ne kadar mümkün olabileceği ise tartışma konusu.

Kaynak:
Andrew May, Uzay Yolculuğunun Geleceği, How It Works, Temmuz – Ağustos 2023.

©2022 Beyhan&Beyhan Business Solutions Tüm Hakları Saklıdır
Yukarı Kaydır
BUNU OKUMAK İSTER MİSİN?