Katar'da Dördüncü Gün: Japonya'dan Sürpriz, İspanya'dan Şov

E Grubu’nun ve günün ilk maçı olan Fas-Hırvatistan mücadelesi bireysel olarak baktığımızda güçlü isimlere sahip Kuzey Afrika temsilcisiyle kupanın son finalistini karşı karşıya getirdi. Oyuncuların yetenekleri düşünüldüğünde iyi bir mücadeleyle karşılaşmayı umsak da üçüncü günde de hayal kırıklığı yaratan 0-0’lık maçlar kervanına bu maç da katıldı. İlk yarıda Hırvatistan, ikinci yarıda da Fas kaleyi bulan az sayıda şutta kalecilere takıldılar. Kaleciler Bounou ve Livakovic’in gerektiği yerde üzerlerine düşeni yapması, her iki takım hücum oyuncularının da üretken olma ve kaleyi bulma konularındaki tutuklukları dördüncü günün de diğer günler gibi üzücü geçeceğini düşündürdü.

Bu kötümser beklenti birincil favoriler arasında gösterilmeyen ama her zaman iddialı olan İspanya’nın oldukça etkisiz bir futbol oynayan Kosta Rika karşısında 7-0’lık skorla gövde gösterisi yapmasıyla biraz olsun dağıldı. Günün üçüncü, grubun ikinci maçı olan bu mücadelede İspanya’nın golleri Olmo, Asensio, Ferran Torres (2), Gavi, Carlos Soler ve Morata’dan geldi. Maçı kaleye şut çekemeden tamamlayan Kosta Rika için kâbus gibi başlayan Katar macerası Fas ve Hırvatistan gibi hücum gücü yüksek takımlara karşı daha da kötüye gidebilir. Kosta Rika kalecisi Keylor Navas’ın performansı da ayrıca düşündürücü; deneyimli kaleci kaleyi bulan 8 şutun 7’sine engel olamayarak dikkatleri üzerine çekti.

İspanya’nın ben de varım dediği bu mücadeleden önceki seansta, E Grubu’nda saat 16.00’da başlayan Almanya-Japonya mücadelesi günün ve turnuvanın en büyük sürprizlerinden birine sahne oldu. Maç Almanyalı futbolcuların FIFA ve Katar’ın ortak baskılarına tepki olarak ağızlarını kapatarak verdikleri dikkat çekici pozla başladı. Almanya çok deneyimli ve kulüplerinde etkili futbolculardan oluşan ilk 11’iyle dikkat çekti ve maça da etkili başladı. İlkay Gündoğan’la 33. dakikada buldukları penaltı golüne kadar ve golden sonra ilk yarı sonuna kadar rakip ceza sahası çevresinde yüksek yüzdeli paslarla Japonya’yı abluka altına alan Almanya için Japonya’nın az sayıda çıkabildiği kontra ataklar bir mesaj niteliğindeydi. Hücuma çok hızlı çıkabilen oyunculardan oluşan Japonya takımı bu atakların birinde ofsayt gerekçesiyle iptal edilen bir gol de buldular aslında. Ancak Almanya yaklaşan tehlikeyi süzemeyince ikinci yarı adeta bir kâbus senaryosu yaşadı.

Topla daha çok oynayan ancak ilk yarıdaki gibi ceza sahası çevresinden kaleye etkili şutlar çıkarmakta zorlanan Almanya bunu yapabildiği dakikalarda Gonda’nın kariyer maçı diyebileceğimiz performansına takıldı. Japonya kalecisi özellikle ikinci yarının ilk bölümlerinde aynı pozisyon içerisinde yaptığı 4 kurtarışla Almanya’nın işinin zor olduğunu bir kez daha hatırlattı. Her zaman turnuvalara renk katan bir takım olan Japonya bu sefer hızlı hücumlarıyla alttan alta İspanya ve Almanya’nın turu rahat geçemeyeceğini hatırlatan iddialı bir takıma dönüştüğünü gösterdi. Japonya pozisyon bulmaya başladığı dakikalarda Neuer tecrübesi onlara dur dese de özellikle yapılan değişikliklerin olumlu etkisi kendini gösterdi.

Oyuna sonradan giren iki isimden biri olan Minamino’nun Neuer’den dönen şutunu tamamlayan diğer isim Doan’ın (75) ayağından ilk ve 83. dakikada Alman savunmasının ama özellikle Rüdiger’in akıl almaz rahatlığı yüzünden yine oyuna sonradan giren Asano’nun ayağından ikinci golü bulan Japonya kalan dakikalarda iyi direnerek turnuvaya üç puanla başladı. İkinci golde Rüdiger’in markaj alanından çıkıp koşu yapan Asano’yu kovalamak yerine ofsayt itirazı yapan Rüdiger ve Japon forveti takip etmesine rağmen etkili bir savunma yapamayan Schlotterbeck’in ihmali, hatta o açıdan Neuer’i avlayamayacağını düşünmesi Almanya’ya pahalıya patlamış oldu. Bu ihmaller zincirine Asano’nun topu iğne deliğinden geçiren klas vuruşu eklenince maça “Bizi unuttunuz” dercesine hızlı başlayan Almanya için açılış bir korku filmine dönüştü. Maç 2-1’lik Japonya galibiyetiyle noktalandı.

Günün son maçında F Grubu’nun diğer iki takımı Belçika ve Kanada karşı karşıya geldi. Maça çok hızlı başlayan Kanada ilk dakikalarda VAR kararıyla gelen penaltı atışından yararlanamadı. Sol ayaklı savunma oyuncusu Alphonso Davies’e kullandırarak risk alan Kanada’yı Courtois durdurdu ve kısa süreliğine de olsa Kanada’nın hızının kesildiğini gördük. Kadro kalitesi ve yakaladığı jenerasyonla hep büyük başarılar beklenen ama bir türlü bu atılımı yapamayan Belçika hep etkin oynayıp kaybettiği maçlarla hatırlanır. Bu maçta roller biraz tersine döndü ve Kanada saldırgan ve hücumcu karakteriyle dikkat çekerken Belçika durup bekleyerek ve fırsat kollayarak sonuca gitmeye çalıştı. İşler Belçika’nın planladığı gibi gitti ve ilk yarının son dakikalarında son dönemde formu yükselen Batshuayi’nin ayağından buldukları golle soyunma odasına 1-0 önde gitmeyi başardılar.

İkinci yarıda da oyunun genel yapısı değişmedi. Kanada daha etkin görünse de kaleyi bulmakta güçlük çekti ve Belçika kontra ataklarla Kanada’nın arkada bıraktığı boşlukları değerlendirmeye çalıştı. Her iki takımın da isabet bulmakta zorlandığı maçta karşılıklı mücadelenin kalitesi dikkat çekti. Belçika biraz daha topu rakibe bırakan bir futbol oynasa da skoru korumayı başardı ve 1-0’la turnuvaya galibiyetle başlamış oldu. Japonya’nın sürprizi, İspanya’nın şovu ve Belçika-Kanada maçındaki mücadele dünya kupasının kalitesine dair gitgide düşen beklentilerimizi biraz olsun kendine getirdi. Turnuvanın beşinci gününde G Grubu’nda İsviçre-Kamerun ve Brezilya-Sırbistan maçlarıyla her zaman turnuvanın favorisi olan Brezilya’yı, H Grubu’nda ise Uruguay-Güney Kore ve Portekiz-Gana maçlarıyla güçlü kadrosuyla dikkat çeken Uruguay ve Manchester United’la ilgili röportajı nedeniyle birkaç gün önce sözleşmesi feshedilen Cristiano Ronaldo’yu izleme imkânı bulacağız.