Unsplash
KADIN KAFASI

Kadınım Kadınsın Kadın!

09 Mar 2023

“8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü” olan ve bu yazıyı kaleme aldığım dün ve her yılın mart ayının 8. gününde kalemim sadece ama sadece kadınlar için oynar. Fakat biz kadınlar sadece 8 Mart tarihinde omuzlar üzerinde göklere çıkarılacak fakat diğer günler yerlerde sürünmeye layık değiliz. Çünkü biz, Mustafa Kemal Atatürk’ün de belirttiği gibi bu yeryüzünde gördüğünüz her eseri ilmek ilmek dokuyan eşsiz varlıklarız. Biraz abarttığımızı düşünen varsa nedenlerini her biriniz için sıralamaktan kıvanç duyarım.

Unsplash
Sanılanın aksine “Bu dünyada erkek olmak varmış.” cümlesi hiç kullandığımız bir tabir değildir. Tam olarak beyefendilerin dillerine pelesenk olmuş, belki öyle olmasını istedikleri için yarattıkları bir cümle olduğunu da özellikle belirtmek isterim. Çünkü biz kadınlar, tüm varlığımızla kadın olmaktan gurur duyuyor ve kadın olduğumuz için bize ısrarla “kadın” kelimesi ile hitap edilmesini istiyoruz. Eş, evlat, anne, bacı, baldız, yenge ya da sevgili olmamız, bize bu lakaplar hitap edilebileceğinin yanılgısına düşülmesinden hiç hoşlanmıyoruz. “Bayan” kelimesine de izin vermiyoruz çünkü biz kadınız.
Ülkemizde yaşanan her kadın cinayetinin örtbas edilmesine şiddetle karşı çıkan, tepkiyi ilk veren, sosyal medyayı ayağa kaldırarak, arka kapıdan salınan katilleri tekrar yargılanması için elimizden gelini ardına koymayanlarız.

Her 8 Mart tarihinde izin verilmeyeceğini, engelleneceğimizi ve bazı zamanlar gaz bombasından gözleri yaşaran ama hala dimdik duran ve yine ve yeniden Beyoğlu’na yolu düşenleriz.

Kahkahalarımızdan ödleri kopanların, bizim dayanışma içinde olduğumuzda bu dünyanın onlara dar olacağını hissedenlerin korkulu rüyasıyız.

Geleceğin ışıklarını doğuran, onları yetiştiren ve hatta cennetin ayaklarımızın altında olduğu iddia edilenleriz.

Ayn Rand’ın “Soru kimin bana izin vereceği değil, kimin beni durduracağıdır” sözü ile belirttiği gibi eğer istersek önümüzde kimsenin durmaya cesaret edemeyecekleriyiz.

Zor zamanlardan korkmayan, zorlu zamanlarda ilk ayağa kalkan ve toparlayanız.

İnandığı için sadece inandığı dini için baskısız başını örtenleriz. Baskıya karşı ise örtünmeyi reddedip ölümü göze alanlarız. Aramızdan bir kadının haksız ölümüne karşı cenazesinde tüm dünyanın başörtüsünü onun uğruna çıkartabileniz.

Unsplash
Bedenimizin sahibi, baskı ile değil, anne olup olmamayı seçene kadar çocuk doğurmayanız. Ne çocuğumuz olduğu için bambaşka bir kadın ne de evlat sahibi olmadığımız için yarım kadınlarız.

Gerçekleri yüzlerine çarptığımızda vahşi ve tehlikeli olduğumuz söylenen ama kendi isteğimizle sessiz sakin bir köşede oturduğumuzda hanımefendi olduğumuzu düşündüğünüz, aynı kadınlarız.

Sıkıldığımızda, hiddetlendiğimizde öfkelendiğimizde bağırıp çağıranız.

Hak, hukuk ve adalet söz konusu olduğunda asla sarsılmayacak en sağlam mermerden yapılmış heykelleriz.

Dertlendiğimiz zaman ağlayan, üstelik kim ne derse desin ağlamanın en doğal duygu ve asla zayıflık olmadığını bilenleriz. Ağlamaktan korkanlara karşı umarsızca hıçkıra hıçkıra ağlayanlarız.

Elimize hamur da bulaşan, kılıçtan keskin olan kalemi dans ettirebilen ve dünyaları değiştirenleriz.

Elimizin hamuru ile aşağılanmaya çalışılan ama Milli Mücadele’nin hem cephedeki hem de cephe arkasındaki kahramanlarıyız. Bugün yine gerekirse damarlarımızdaki asil kandan aldığımız güçle aynı mücadeleye girmekten asla çekinmeyenleriz.

Unsplash
Erkek egemenliğinde olan gökyüzüne göz koyan, Hava Harp Okulu’ndaki ilk kadın olmayı göze alan ve 7 erkek öğrenci ile Kırım’a gönderilen Sabihalarız.

Yaşadığı yıllarda dahi eğitimin önemini anlayan ve tüm mal varlığını Türk Eğitim Kurumu’na bağışlayan Safiyeleriz.
Müslüman kadınların sahneye çıkmasının yasak olduğu dönemde tiyatro sınavına girip kazanan ve de sahneye çıkan Afife Jaleleriz.

Bakmaya dahi korkulan cüzzamlı insanlarla el sıkışan, onları tedavi eden ve Türkiye’nin ilk Lepra Hastanesi’ni kurup, kız çocuklarının eğitimi için mücadelen eden Türkanlarız.

27 Mayıs 1995 yılından bugüne her cumartesi sadece oturarak bu düzene başkaldıran Cumartesi Anneleriyiz.

101 yaşında olup hukuksuzluğa karşı tüm ünvanlarını bırakıp sadece oyuna sahip çıkmak için Saraçhane’ye giden Nerminleriz.

Mecliste herbirimizi temsil eden ve birçok erkeğin dile getiremediği “Bağırın çıldırın bu ülkede anayasa var!” sözünü göğsünü gere gere söyleyen Seralarız..

Unsplash
Cumhuriyetiz.

Laikliğiz.

Demokrasiyiz.

Geleceğiz.

Bu zamana kadar nasıl hür yaşadıysak, bundan sonra da hür yaşamaya ant içenlerdeniz. Kahkahalarımızdan korkulmayan geleceklere koşan, bu uğurda bizi zincirleyeceğini, zapt edeceğini düşünen veya teşebbüs edenlerin en korkulu kabusuyuz. Çünkü biz kadınız, çünkü ben kadınım, çünkü sen kadınsın, çünkü o kadın.

©2022 Beyhan&Beyhan Business Solutions Tüm Hakları Saklıdır
Yukarı Kaydır
BUNU OKUMAK İSTER MİSİN?