SCOPE

İsyandan Doğan Mezhep: Protestanlık

02 Tem 2022

Bildiğiniz üzere Hristiyanlığın üç ana mezhebi bulunuyor. Görüş ayrılıkları sonucu oluşan bu üç mezhebin en büyüğü Katoliklik, bir diğeri Ortodoksluk ve üçüncüsü Protestanlık. Daha önceki yazılarımızdan da hatırlayacağınız üzere 1,3 milyarlık bir nüfusa sahip Katolikliği incelemiş, geleneksel ve tutucu nitelikleri ile Ortodokslara mercek tutmuştuk. Sırada ise Protestanlık var. Reform hareketi sonucu doğan bu mezhep, en temelde Katolik Kilisesi’ne karşı bir başkaldırı niteliği taşıyor. Peki nasıl bir başkaldırı? Kime neden Protestan diyoruz? Cevaplar içeriğimizde yer alıyor olabilir, hep birlikte bakıyoruz.

1.5 Bardak
Hristiyanlığın en büyük üç mezhebinden biri olan Protestanlık Katolik Kilisesi’ne karşı girişilen bir hareketten doğuyor. On altıncı yüzyılda Martin Luther’in öncülüğünde başlatılan bu girişimi Reform olarak biliyoruz. Kiliseye karşı başlatılan bu dinsel hareket Tüm Avrupa’yı etkileyerek pek çok alanda değişim ve dönüşüme de izin veriyor. Katolik Kilisesi’ne girişilen bu hareket pek çok eleştiriyi de barındırıyor. Bunların başında Kilise’nin aşırı zenginleşmesi gelirken, bu sonuç pek çok din insanını haklı bir şekilde rahatsız ediyor. Dini kendi çıkarları uğruna kullandığı iddia edilen Katolik Kilisesi’nin yozlaştığı, asıl amaç ve hedefinden saptığı düşünülüyor. İşin bir de siyaset tarafı var, dönemin Kilisesi dünyevi etkinliklerle fazla haşır neşir olurken, siyaseti de dine karıştırıyor. 

Söz konusu gelişmelere kayıtsız kalamayan filozof Luther, kendinden önceki “reformculardan” ayrı olarak büyük bir başarı yakalıyor ve devrimin lideri oluyor. Avrupa tarihinin akışını değiştiren bu olay, dönemin Papalık sistemine de darbe vuruyor. Reformun ipuçları ise Luther’in Roma’ya yaptığı bir ziyaret sırasında geliyor. Papa’nın Hristiyanları kandırdığını dile getiren filozof, halktan farklı olarak zevk ve lüks içinde bir hayat yaşadığını ifade ediyor. Bu ziyaret yalnızca Hristiyan tarihine değil dünya tarihine de damga vuruyor. Katolik Kilisesi’ne karşı gerçekleştirilen bu isyan sonucunda, Hristiyanlığın üç ana mezhebinden biri olan Protestanlık oluşurken, ilk Protestan ise Luther oluyor. 

Luther’in söz konusu liderliği ruhani bir başkanlığa kaynaklık etmiyor elbette. Çünkü Protestanlığı, Katoliklerden ve Ortodokslardan ayıran en önemli özelliği ruhani bir başkanlarının bulunmaması oluyor. Katolik Kilisesi’nin pek çok inanç sistemini taşıyor olsalar da, Protestanlar en temelde Papalığa bir eleştiri taşıyor. Merkeziyetçi bir yönetimi reddeden Protestanların, Papa gibi bir dini liderleri bulunmuyor. Hristiyanlık dinine Papa sebebiyle geldiğini iddia ettikleri, geniş yorumlama ve uygulama yetkisi bu mezhepte bulunmuyor, bulunmadığı gibi dini inancı körelttiğine inanılıyor. Söz konusu dini inançlar olduğunda bunun kişisel bir çerçevede yaşanılması gerektiğini belirten Protestanlar, dünyasallaşan ayin ve uygulamalardan bir hayli uzak.

Protestanlar, Hristiyan inanışının temelini oluşturan Kitab-ı Mukaddes noktasında da görüş ayrılıkları yaşıyor. Katolik Kilisesinin etkinliğinin hissedildiği her alan bu mezhep için bir soru işareti olurken, Kitab-ı Mukaddes'in Katolik Kilisesi tarafından kabul edilen bazı kısımları kabul edilmiyor. Özellikle milattan önce sabitlenen Yahudi bölümleri ilk kaynak olurken, geri kalan kısımlar ise muamma olarak görülüyor. Bir diğer deyişle, Kitab-ı Mukaddes’in bazı kısımları “Tanrı Sözü” olarak kabul edilmiyor. 

Protestanlığın otoriter düzene ve hiyerarşik kilise yapısına başkaldırı niteliği taşıdığını söyleyebiliyoruz; ki bu zaten Papalık kontrolündeki Katolik Kilisesinden resmi olarak ayrıldığının en net göstergesi. Vicdan hürriyetinin oldukça önemli bir yer teşkil ettiğini vurgulayan bu mezhepte, felsefi ağırlıklı bir toleranstan da bahsedebiliyoruz. Tüm bunların yanında özellikle Katoliklerde ve Ortodokslarda yer tutan putperestlik ve ikonların kabul edilmemesi, mezhebin sorgulayıcı tarafının bir göstergesi oluyor.

Bugün Protestanlığın dini coğrafya açısından dağılımına baktığımızda Ortodoksluktan sonra en büyük mezhep olarak karşımıza çıkıyor. Dünyada en fazla Kuzey Amerika’da bulunan Protestanlar, ikinci bölge tercihini Avrupa’dan yana kullanıyor. 600 milyonu aşkın nüfusları ile Protestanlar bugün dinlerini özgürce yaşamaya devam ediyor. 
©2022 Beyhan&Beyhan Business Solutions Tüm Hakları Saklıdır
Yukarı Kaydır
BUNU OKUMAK İSTER MİSİN?