Sanayileşmenin ayak seslerinin duyulmaya başlamasıyla birlikte köyde yaşam süren insanlar alışkanlıklarını bir kenara bırakarak imkanların daha bol olduğu yerlere yani kentlere göç etmişlerdi. O dönemlerde köyden kente göç etmek, üzerinde pek de düşünülecek bir konu sayılmazdı çünkü metropol iş imkanına, türlü etkinliklere erişime ve kolaylığa giden yolda önemli fırsatlar yaratabilecek bir konumdaydı. Ancak günümüzde; o zaman göç edenler de dahil olmak üzere merkezde yaşayan insanlar şehrin kalabalığı, gürültüsü, yapaylığı, koşturması ve bu gibi pek çok unsuru göz önüne alarak yaşam kalitesinin azaldığını düşünüyor ve günlerinin aynı eylemleri yaparak birbiri ardınca sıralandığını hissederek mutsuz oluyor. Bu sebeple de göç tersine dönüyor ve insanlar artık imkanların bol olduğu yerlere değil doğal ve kaliteli yaşam süreceği kırsal alanlara yönelmeye çalışıyorlar. Peki ama niye?