Pexels
BİLİM

İnsan Evrimi Hakkında 7 Şaşırtıcı Gerçek

26 Ara 2021

Komik bir ifade ile hepimiz ortalıkta “insanız” diye geziyoruz ama kaçımız türümüzün tarihi ve geleceği hakkında bir şeyler biliyor? Ne zaman ortaya çıktık? Darwin tüm söylediklerinde haklı mıydı? Maymunlardan mı geliyoruz? Hâlâ evrimleşmeye devam ediyor muyuz? Tüm bu sorular türümüzün evrimine dair hikayeleri anlama yolculuğumuzda sormamız gereken sorular ve bu soruların cevapları da çoğunlukla oldukça şaşırtıcı. İşte insan evrimi hakkında 7 şaşırtıcı gerçek!

Pexels

Maymunlardan evrimleşmedik


Söz konusu insanın evrimi olduğunda akla gelen ilk popüler bilgi insanların maymunlardan evrimleştiği oluyor. Oysa bu bilgi yanlıştır. Modern insanlar, yani Homo Sapiens, bugünkü maymunlardan doğrudan evrimleşmedi. Evet, maymunlarla ortak bir atayı paylaşıyoruz ama doğrudan onlardan evrimleşmedik. Evrimsel süreçlerimiz yaklaşık 6 milyon yıl önce birbirinden ayrıldı. Şempanze ve goriller ile DNA’larımızın %90’ını paylaşsak da onlar büyük büyük büyük dedelerimiz değillerdir, daha çok yıllarca görmediğimiz uzak kuzenlerimiz gibidirler. 

Pexels

Vücudumuzun yarısından fazlası insan değil


Bakterilerle ilgili yazımızda da bahsettiğimiz gibi, vücudumuzun yarısından fazlası insan değil. İnsana, yani hücrelerimize dair mevcudiyet vücudumuzun %43’ünü oluşturuyor. Vücudun geri kalan tüm kısmı, bakterilerden, virüslerden ve mantarlardan oluşuyor. 

Darwin her konuda haklı değildi


Türlerin Kökeni Üzerine adlı kitabı her ne kadar evrimin temel kitabı kabul edilse de aslında Charles Darwin insanlar hakkında çok temelsiz fikirlere sahipti. Örneğin akıl ve duygu gibi yetilerin insanlarda aynı şekilde olmadığını ırk gruplarına göre farklılık gösterdiğini düşünüyordu. Darwin diğer taraftan erkek ile kadın arasındaki bilişsel becerinin de farklı olduğunu, hatta erkeğin kadına nazaran daha zeki olduğunu düşünüyordu. Oysa bugün bu fikirleri doğrulayacak herhangi bir bilimsel veri yoktur. Yani Darwin bir anlamda döneminin “gerici” olarak nitelendirebileceğimiz düşüncelerini tekrarlıyordu. 

Pexels

Evrimsel artıklarla doluyuz


Evrimimiz sırasında artık ihtiyaç duymadığımız bazı şeyler bize eşlik etmeye devam eder. Örneğin birçok primat lifli besinleri öğütmek için yirmilik dişlere sahiptir ancak zaman içerisinde tükettiğimiz besinlerin yapısı değiştikçe çenemiz gittikçe küçülmüş ve diş sayımız artmıştır. 20’lik diş ise aslında artık ihtiyaç duymadığımız ve bize “ayak bağı” olan bir artığa dönüşmüştür. Tabii “artıklar” her zaman soruna yol açmaz. Örneğin eskiden denge için evrimleşen kuyruk sokumu veya kuyruk kemiği artık kaslarımız için bir çapa görevi görür. 

Pexels

Hamilelikte sabah bulantısının bir amacı olabilir


Büyümekte olan bir bebeği beslerken sürekli hasta hissetmek ilk bakışta evrimsel bir hata olarak görülebilir ama gerçek bundan farklı olabilir. Et ve yumurta gibi hayvansal ürünleri şu an her ne kadar soğuk koşullarda muhafaza edip tüketebilsek de ilk insanlar bunu yapamadığı için bu tür ürünler hamilelik sırasında yüksek toksin içeren zararlı besinlerdi. Bu nedenle araştırmacılar belirli gıdalara karşı oluşan bu isteksizliğin arkasındaki sebebin fetüsün kendini korumak için gelişitrdiği bir mekanizma olduğunu düşünüyor. Yani tarihimiz bir şekilde bizi ayakta tutmaya çalışıyor. 

300 bin yıllık bir geçmişe sahibiz


Tarihimize dair her gün yeni bir şey öğreniyoruz. Haliyle yeni keşifler tarihimizi değiştirmeye devam ediyor. 2017'de Fas'taki bir kafatasının homo sapiens'in bilinen en eski örneği haline gelmesiyle birlikte tarihimiz neredeyse 100.000 yıl değişti. Yani Etiyopya’daki modern insana dair kalıntıların ortaya çıkardığı 195.000 yıllık geçmişe 100.000 yıl daha eklenmiş oldu. Bu da gösteriyor ki, insan tüm Afrika kıtası boyunca farklı noktalarda birlikte evrimleşti. Dolayısıyla tarihimize dair öğreneceğimiz daha çok şey bulunuyor. Tarihimizi her seferinde tekrardan yazıyoruz

Pexels

Pexels
Pexels

Evrimimiz devam ediyor


Çevremizdeki dünyayla girdiğimiz ilişki sırasında yaşadığımız zorluklardan hareketle hâlâ evrimleşmeye devam ediyoruz. Eskiden inek sütü içmek insanın tüm dengesini bozarken artık laktoz toleransı geninin yaklaşık 2000 yılda hızla yayılmasıyla daha fazla kişi inek sütü tüketebilir hâle geldi. 

©2022 Beyhan&Beyhan Business Solutions Tüm Hakları Saklıdır
Yukarı Kaydır
BUNU OKUMAK İSTER MİSİN?