glamour
İLİŞKİLER / CİNSELLİK

İlişkilerde Karşılıklı İstismar: Johnny Depp & Amber Heard Davası

25 May 2022

Tüm dünya Johnny Depp ve Amber Heard davasına odaklanmış durumda. Her iki taraf da birbirine akla hayale gelmeyecek ithamlarda bulunurken biz işin biraz da psikolojik boyutlarını masaya yatıralım istedik. Rüya gibi başlayan (en azından öyle başladığına magazin basını tarafından ikna edildiğimiz) bir ilişkinin karşılıklı olarak hem fiziksel hem de psikolojik istismar boyutuna nasıl geldiği üzerine biraz konuşalım mı, ne dersiniz?

Öncelikle, bilmeyenler için konuyu ve davanın şu anki gidişatını kısaca özetleyelim. Johnny Depp ve Amber Heard çifti, 2015 senesinde başlayan evliliklerini 2017 senesinde olaylı bir şekilde noktaladılar ve boşanmalarının ardından dahi bu ilişkinin ikilide yarattığı depremler etkisini tüm şiddetiyle sürdürüyor. Depp, ikili arasında yaşananların kariyerinin bitirme noktasına getirdiğini iddia ederek elli milyon dolarlık bir iftira davası açtı Heard’e. Dava, kamuoyuna açık bir şekilde devam ettiği için anbean yaşanan gelişmeleri takip etme imkânı buluyoruz.

vanity fair
Johnny Depp tarafı, Amber Heard’ü itibarını yerle bir etmekle suçluyor, Heard ise başrolünde yer aldığı Aquaman filminin vizyona girmesine az bir zaman kala Depp’in attığı bu adımın kariyerini bitirme amaçlı olduğunu savunuyor. Her ikisi de mahkemeye çıkardıkları tanıklar, sundukları ses kayıtları ve delillerle birlikte ilişkilerinin devam ettiği süreç boyunca karşı taraftan fiziksel ve psikolojik şiddet gördüğünü iddia ediyor. İddialar o kadar uç noktalara doğru ilerledi ki bir noktada yalnızca tek bir kişinin haklı diğerininse haksız olduğunu söylemek imkânsız hâle geldi. Çiftin psikoterapisti Dr. Laurel Anderson’ın ise davada tanıklık ederken dikkat çektiği bir yer var. İkisi de gelgitli ruh hâline sahip ve ikisi de birbirlerini kuvvetle muhtemel taciz etti. Heard’ün davranışlarının altında kendini savunma amacından çok Depp’in onu terk etmesini önleme düşüncesi vardı; Depp ise uyarıcı madde ve aşırı alkol kullanımının da etkisiyle Heard’e karşılık verdi. Kısacası “karşılıklı taciz” olarak adlandırabileceğimiz toksik bir ilişki dinamiğinin içinde yer alıyorlardı.

the guardian
Ancak Anderson’ın beyanı ve kullandığı bu terim, aile içi şiddet karşıtlarından tepki gördü. Güç dinamikleri kavramına göre ilişkilerde tipik olarak birincil bir istismarcı vardır. Şiddet içeren suçların çoğunda erkek faillerin sayısı kadınlara nazaran çok daha fazladır. Ancak bunu bir önyargı olarak değerlendirirsek, erkek mağdurları da göz ardı etmiş sayılırız. Çünkü erkek mağdurlar, kendi mağduriyetlerini kadınlara göre daha az bildirme eğilimindeler. (Bu konuyu tamamen Amerika standartlarında değerlendiriyoruz, ülkemizin kadın cinayetleri konusunda içinde bulunduğu vahametin boyutlarından söz etmeye niyetlenirsek, ne yazık ki işin içinden çıkamayız!) Amerika’da 1970’lerden bu yana aile içi şiddete maruz kalan erkeklerin de en az kadınlar kadar fazla olduğu ve benzer nedenlerle motive edildiklerini ancak klişeleşmiş cinsiyet rolleri nedeniyle kadın şiddetinin genellikle erkek şiddetine bir tepki olarak çerçevelendiği gözleniyor. Erkeklerin fiziksel güç anlamında daha baskın olmaları nedeniyle kavgayı karşı taraf başlatsa dahi onları yaralamaları daha muhtemel olduğundan ortaya böyle ironik bir sonuç çıkıyor.

entertainment weekly
Bu konuya dair bir literatür taraması gerçekleştiren psikolog Elizabeth Bates, aslında aile içi şiddete maruz kalan çiftlerde karşılıklı istismarın en yaygın görülen eylem biçimi olduğu sonucuna ulaşmış. Yani durum aslında herkesin tahmin ettiğinden çok daha yaygın ancak farkında değiliz. Ayrıca bir diğer önemli nokta daha var; tipik olarak bu davranışı gösteren bireylerin daha öncesinden de benzer bir aile içi istismar geçmişleri ve önemli mental sağlık sorunları var. Aile içi şiddet, genellikle daha büyük bir işlevsel bozukluğun parçası. Davadaki duruma bakarak, bunun %100 olasılıkla gerçekleştiğini söylememiz mümkün değil elbette, yaşananları ilk elden görmediğimiz müddetçe böyle bir sonuca varamayız. Ancak ortaya çıkan ses kayıtları, her iki tarafın da tamamen masum olmadığına işaret ediyor, işte orası kesin. Kesin olan bir diğer şey ise Depp tarafının sonuç ne olursa olsun, davadan tahmin ettiğinden daha kârlı çıkacağı… Bakalım, her şey nasıl sonuçlanacak? Hep birlikte bekleyip göreceğiz.

Siz bu sansasyonel dava hakkında ne düşünüyorsunuz? Sizce sürecin sonunda kim haklı, kim haksız bulunacak? Depp’in iddiaları mı doğru yoksa Heard’ün iddiaları mı? Düşüncelerinizi bizimle paylaşmak isterseniz, aşağıya yorum bırakabilirsiniz.

©2022 Beyhan&Beyhan Business Solutions Tüm Hakları Saklıdır
Yukarı Kaydır
BUNU OKUMAK İSTER MİSİN?