wikimedia commons
SCOPE

İki Papa Yetiştiren Güç ve Hırs Timsali Borgia Ailesi

21 Mar 2022

Hem İtalya hem de İspanya’ya uzanan kökleriyle zamanının hem en güçlü hem de en belalı ailelerinden biriydi Borgia’lar. Rönesans döneminde adını herkesin bildiği ve de pek tabii çekindiği bu ailenin mensuplarının ismi yolsuzluk, tecavüz, cinayet ve ensest olaylarına karışmaktan da geri durmamıştı ne yazık ki. Onları güçlü kılan nokta ise bu aileden iki papanın çıkmış olmasıydı. On beşinci yüzyılın hem din hem de siyaset arenasının öncülerinden olan Borgia’ların hayatına biraz yakından bakalım mı, ne dersiniz?

Yukarıda da bahsettiğimiz gibi, Rönesans dönemine damgasını vuran Borgia’lar, içlerinden iki papa çıkarmışlardı. Bunlardan ilki Papa III. Callistus, ikincisi ise VI. Alexander idi. İsimlerinin kirli olaylarla anılmaya başlanması da Papa VI. Alexander dönemine dayanıyordu. Hırsızlık, yolsuzluk, cinayet, torpil, ensest, tecavüz… Aklınıza gelebilecek her türlü suç teşkil eden olayda bir Borgia hanesi mensubunun ismini duymanız neredeyse kaçınılmazdı. Aile ise güç ve iktidar yolunda sağlam adımlar atmaya niyetliydi bir yandan, bunun için de diğer güçlü ailelerle ittifak yoluna gitmeleri gerektiğinin farkındalardı.

wikimedia commons
Ne kadar çok güçlü aile ile aynı masaya oturursanız, edindiğiniz dost sayısından çok daha fazla düşman edinirsiniz. Bu o dönemlerin yazılı olmayan bir kuralıdır aslında. Borgia’lar için de bu bir istisna değildi. İlk papa III. Callistus (papa olmadan önce ismi Alfonso idi), bu makama gelir gelmez yeğeni Rodrigo’yu önce kardinalliğe yükseltmiş, ardından da genel sekreter yardımcısı yapmıştı. III. Callistus’un papalığı yalnızca üç sene sürdü ama bu süreçte yapabileceği kadar da torpil yapmıştı kendi ailesine. Yeğeni Rodrigo’nun bu yükselişi devam edip papalık makamında son buldu ve III. Callistus’tan sonra VI. Alexander ismiyle yeni papa ilan edildi. Kendisinin papa olarak ilan edilmesinden sonra en azından tavırlarında bir çeki düzen olur diye bekliyorsunuz, öyle değil mi? Ama hayır, durumlar bunun tam tersiydi. Şehvet düşkünlüğü, Rodrigo’nun en büyük eksilerinden biriydi. Bu yüzden pek çok gayrimeşru çocuğu olmuştu; içlerinde Lucrezia ve Cesare da vardı.

thoughtco
Rodrigo yani VI. Alexander'ın hem yaptığı aşırı harcamalarla hem de bir noktadan sonra sapkınlık boyutuna varan şehvet açlığıyla en kötü papalardan biri olduğu su götürmez bir gerçekti. Bu süreçte harcadığı kadar kazandığını da söyleyebiliriz kendisinin. Rüşvetle yolunu açan ve kardinallerin oyunu satın alarak hile ile VIII. Innocent’in ardından papalık tahtına geçen Rodrigo, elde ettiği gücü de çocuklarına makam ve mevki dağıtmakta kullanıyordu. Oğlu Giovanni’yi bir dük ilan etmiş, Cesare ise kardinalliğe yükselmişti. Amaçları, İtalya topraklarında papalıktan bağımsız bir hanedanlık kurabilmekti. Elbette bu amaç doğrultusunda yetiştirdiği gizli bir silahı da vardı Rodrigo’nun; o da biricik kızı Lucrezia idi. Milan’ın yönetimini elinde bulunduran Sforza ailesinin oğlu Giovanni ile evlendirilen Lucrezia, Sforzaların gücü azalır azalmaz uygun bir bahane bularak kocasından boşanmıştı. Tabii, Rodrigo onu bir başka güçlü ailenin oğluyla evlenmeye niyetlenirken onun nazarında büyük bir aksilik olrak niteleyebileceğimiz bir olay yaşandı ve Lucrezia genç bir hizmetkardan hamile kaldı. Rodrigo bebeği gelecekte işe yarar bir yerlerde kullanabileceğine inandığı için onu nüfusuna almak istemişti, Lucrezia’yı ise bir Vatikan mahkemesinde bakire ilan ettirmişti. Çocuğun ya Cesare’a ya da kendisine ait olduğu ile ilgili bildiriler yayımlayan Rodrigo, ensest dedikodularının önünü de bu şekilde açmış oldu. Aralarında gerçekten bir ilişki var mıydı bilinmez, yine de bu dedikodunun hâlâ ihtimaller dahilinde olduğunu söyleyelim.

thoughtco
Cesare ise gözünü kardinallikten başka mevkilere yöneltmişti. Bunun için kilisedeki görevinden ayrıldı. O sıralarda Dük olan erkek kardeşinin kimliği belirsiz süvarilerce öldürülmesi ile birlikte Cesare’ın önü de bir şekilde açılmış oldu. Rodrigo’nun Fransa Kralı XII. Louis ile yaptığı anlaşma neticesinde güçlü bir evlilik yaptı ve sözde papalık kontrolünde toprakları işgal etmeye başladı. Lucrezia ise tabiri caizse hangi aile güçlü konuma yükseliyorsa onların oğluyla evleniyordu. Bu şekilde yürüttükleri bağlantılarla hayal ettikleri hanedanlığı inşa etmenin bir adım ötesindeydiler. Ta ki beklemedikleri bir yerden darbe yiyinceye kadar…

italy magazine
Kardinal Corneto ile birlikte yenilen bir akşam yemeğinin sonu kanlı bitti, muhtemelen hem Cesare hem de Rodrigo o yemek masasında zehirlenmişlerdi. Rodrigo çok geçmeden vefat etti Cesare ise hayatının geri kalanını hasta biri olarak sürdürdü. Cesare, yeni papa olaral III. Pius’a destek vermiş ve yeniden güçlenmenin hayalini kurmuştu ama III. Pius onun en azılı düşmanlarından biri hâline geldi. Eninde sonunda yeniden o eski ihtişamlı günlerine dönemeyeceğini anlamıştı Cesare. Kaçıp başka bir ülkenin ve de kralın himayesine girdi, o kral için de savaşırken can verdi. Lucrezia ise ailesinin yok oluşunun ardından kendi kabuğuna çekilmişti, kendini sanata verdi yaşadığı süre boyunca. Kırklarını göremeden de hayatını kaybetti. Sahip oldukları sonu gelmez güç ve iktidar hırsı, Borgia ailesinden geriye hiçbir şey bırakmadı…     

©2022 Beyhan&Beyhan Business Solutions Tüm Hakları Saklıdır
Yukarı Kaydır
BUNU OKUMAK İSTER MİSİN?