Önümüzdeki 5 gün boyunca
gazete manifesto
ZOOM

Gezi Parkı’nı Unutma!

30 May 2023

Türkiye'de ağaçların ve yeşilliklerin yok edilmeye çalışıldığı pek çok olaya şahit olduk. Ormanlar hiç edilerek oteller yapıldı ve yapılmaya devam ediliyor. Gezi Parkı da fazlasıyla ikonik ve tüm dünyada ses getirmiş bir eylemin öznesi olarak karşımıza çıkıyor. Bu eylem, tarihe altın harflerle yazıldı ve başladığından beri yeşilliğin bizler için önemini vurguluyor.

bbc
Gezi Parkı’nın neden böyle simgeselleştiğine geçmeden önce bu parkı sizlere tanıtmak istiyoruz. Gezi Parkı, Türkiye'nin en popüler şehri İstanbul’un Beyoğlu ilçesinde bulunuyor. 1943 yılında yapımı tamamlanmış olan bu park, Taksim Gezisi olarak da biliniyor. İstanbul’un en ünlü şehir parkları arasında yer alan Gezi Parkı, Beyoğlu’nda hayata tutunmayı başarabilmiş sayılı yeşil alanlardan. Ayrıca, bu park İstanbul’un en küçük parklarından birisi olma özelliğine de sahip.

Her ne kadar küçüklüğünden ötürü Gezi Parkı önemsiz gibi gözükse de durum bunun tam tersi. 2013 yılında hem Türkiye hem de dünya gündeminin tam göbeğine oturan protestoların öznesidir Gezi Parkı. Gelin, bu protestoları birlikte inceleyerek Gezi Parkı’nın önemini bir kez daha hatırlayalım. 

seta
28 Mayıs 2013 tarihinde Türk milleti önemli bir aydınlanma yaşandı. 61. Türkiye Cumhuriyeti Hükumeti’ne denk gelen bu aydınlanmaya Gezi Parkı Olayları deniyor kısaca. Recep Tayyip Erdoğan'ın üçüncü hükumeti sırasında başlayan bu olaylar, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne tahsis edilmiş olan Gezi Parkı’nın yeniden inşa edilmesi isteği üzerine başlıyor.

Taksim Yayalaştırma Projesi kapsamında Gezi Parkı’na AVM, otel ve rezidans olarak kullanım amacı ile Topçu Kışlası’nın yeniden inşa edilmesi uygun görülüyor. He ne kadar bu proje Gezi Parkı’ndaki yeşilliğin yok edilmesine dayansa da bu noktada bu proje için herhangi bir imar izni alınmadığını belirtmek istiyoruz. İzinsiz bir şekilde bu proje ortaya konuyor ve tabii ki bilinçli Türk halkı bu usulsüzlüğe baş kaldırıyor. 

sputnik türkiye
27 Mayıs 2013 tarihinde Gezi Parkı’na, onu yok etmek amacıyla iş makineleri sokuluyor. Bu makinelerin parkta görülmesi üzerine sosyal medya platformlarında çeşitli paylaşımlar yapılıyor ve vatandaşlar ses çıkartmaya başlıyorlar. İş makinelerinin parka girdiğini sosyal medyadan öğrenen insanlar, Gezi Parkı’na giderek direnişe başlıyor. Parktaki aktivistlerin sayısının artması sonucunda polis orantısız müdahalede bulunuyor ve bunun üzerine bu ufak direniş bir çığ gibi büyüyor.

İstanbul’da başlayan Gezi Parkı protestoları, neredeyse tüm Türkiye'ye yayılıyor. Ülkenin her şehrinden birbirinden farklı bireyler seslerini yükselterek Erdoğan hükumetinin usulsüz hareketine karşı çıkıyor. Bunun üzerine, Erdoğan da dönemin başbakanı olarak asla geri adım atmıyor ve Gezi Parkı’na yapılması hedeflenen inşaatı savunuyor. 

egenin sesi
Recep Tayyip Erdoğan’ın ısrarcı tavrından rahatsız olan ve yeşili korumak isteyen vatandaşlar, Gezi Parkı’na çadırlar kuruyor ve gece gündüz demeden bu parkı korumaya çalışıyor. Tüyleri diken diken eden bu direniş, 1 Haziran 2013 tarihinde polislerin Taksim Meydanı’ndan çekilmesine yol açıyor. Her ne kadar polisler geri çekilmiş olsa da 15 Haziran 2013 tarihinde parkta kurulan çadır kampları dağıtılıyor. Tabii, bu çadırlar dağıtılmasına rağmen ülkenin her şehrinden Gezi Parkı’nı korumaya yönelik sesler yükseliyor. Tahmin edersiniz ki, ‘’Hükumet istifa!’’ sloganı da her bölgeden yayılmaya başlıyor. 

eğitim iş
Mücadeleye devam etmemiz gerektiğini sürekli hatırlatan Gezi Parkı olayları esnasında başta İstanbul olmak üzere pek çok şehri büyük bir biber gazı tabakası etkisi altına alıyor.

İçişleri Bakanlığı’nın 23 Haziran 2013 tarihinde yaptığı bir açıklamaya göre, Bayburt ve Bingöl dışındaki 79 şehirde Gezi Parkı için eylemler yapılıyor ve bu eylemlere katılan toplam insan sayısı 2.5 milyondan fazla. Fiziksel olarak eyleme katılamayan ama sosyal medyadan düzenli olarak destek gösteren insan sayısı ise hesaplanamayacak kadar yüksek. 

Gezi Parkı direnişinde öldürülen insanlar için düzenlenen bir yürüyüş
Gezi Parkı protestoları esnasında umut dolu insanların polis ve hükumet eli ile öldürülmesine şahit oluyoruz. Bu insanlar arasında Ali İsmail Korkmaz, Ethem Sarısülük, Abdullah Cömert, Mehmet Ayvalıtaş ve Berkin Elvan yer alıyor. Gezi Parkı olaylarından beri bu isimler için yürüyüşler ve eylemler düzenleniyor çünkü gözü yaşlı anneler hala adalete kavuşamadı...

Gezi Parkı direnişinde hayatını kaybeden ve yaralanan insanlarla birlikte, bu direnişteki bazı sahneler yerel ve global medyayı kasıp kavurdu. Bu sahneleri gören en sevdiğim müzik grubu Placebo, Rob The Bank isimli parça ile Türkiye'ye ve Gezi Parkı’na desteğini iletti. Placebo’ya ek olarak, başka yabancı isimlerin de Gezi Parkı protestolarını desteklediğini gördük. 

Ceyda Sungur
Gezi Parkı’nın simgeleşen sahnelerinden birisi, Ceyda Sungur isimli kadına ait. Bu sahnede bir polis Sungur’un yüzüne biber gazı sıkıyor ve bu cesur kadın direnmeye devam ediyor. Tahmin edersiniz ki, biber gazını sıkan polis çarptırılması gereken cezayı almıyor ve sadece görevi kötüye kullanmaktan ötürü 600 tane fidan dikme cezası ile karşılaşıyor.

Takma adı ‘Kırmızılı Kadın’ olan Ceyda Sungur’a ek olarak, Gezi Parkı’na destek olmak için evinden tencerelere ve tavalara vurarak ses çıkartan ve ışıkları yakıp söndüren vatandaşlar da bu direnişin önemli sembolleri oldu. Ayrıca, Beşiktaş'ın taraftar grubu Çarşı’nın bir üyesi olan Davulcu Vedat da direniş esnasında hükumetin indirdiği zırhlı su toplarından birini yani bir TOMA’yı ele geçirerek komik ama etkili bir figür haline geldi.

bianet
Yukarıda bahsettiğimiz Gezi Parkı direnişinin sembollerinin sayısını elbette artırabiliriz. Pek çok insanın tek bir çatı altında toplanmasını sağlamış olan Gezi Parkı direnişi, bu yıl 10. yaşına girdi. Buradan Gezi Parkı protestolarında yer almış ve bir şekilde direnmiş olan herkese selam olsun! 

©2022 Beyhan&Beyhan Business Solutions Tüm Hakları Saklıdır
Yukarı Kaydır
BUNU OKUMAK İSTER MİSİN?