Alfred Hitchcock
BİYOGRAFİ Kültür/Sanat

Gerilimin Ustası: Hitchcock

03 Ağu 2023

Gelmiş geçmiş en iyi yönetmenlerden birisi olan Alfred Hitchcock’u duymayan yoktur. Özellikle gerilim türünün en başarılı yapıtlarını beyazperdeye kazandıran Hitchcock, sinema dünyasında adeta bir dev. Öyleyse gelin bu yazımızda bir efsanenin yaşam öyküsüne tanık olalım.

Hollywood’u Hollywood yapan isimlerden birisi olan Alfred Joseph Hitchcock, insanlık tarihinin en karanlık yüzyılı sayılabilecek 20. Yüzyılın arifesinde, 1899’da Londra’nın doğusunda, Essex Leytonstone’da dünyaya geldi. İki kardeşi olmasına karşın yalnız bir çocukluk geçiren Hitchcock’un manav babası disiplinden ödün vermeyen bir figür olarak dikkat çekerken, oğlunu henüz çocukken kanunun karşısına çıkardı ve sonraki yaşamında iz bıraktı. Hitchcock’un anlattığına göre, babası Hitchcock’a yaramazlık yaptığına dair bir not verdi ve karakola gönderdi; görevli polis memuru ise babasının isteği üzerine bu küçük çocuğu nezarete kapattı. Bu kısa deneyim ise Hitchcock’un ileriki yaşamında klostrofobi ve kanuna karşı aşırı nizam göstermeye yol açtı.

Alfred Hitchcock
Yarı İngiliz yarı İrlandalı ebeveynlerinin katı tutumu yalnızca babasında görülmüyordu. Annesi de Hitchcock’u bizlerin de pekâlâ bildiği bir cezalandırma yöntemi olarak tek ayak üstünde saatlerce durmaya zorluyordu. Ve elbette tahmin etmesi zor değil, Hitchcock Katolik ebeveynlerinin dayatmasıyla dini müfredatın baskın olduğu bir okula, St. Ignatius’a yollanmıştı.

Otoriter ebeveynlerinin tutum ve davranışları ve erken yaşta obezitenin de etkisiyle zorlu ve yalnız bir çocukluk ve ergenlik geçiren Hitchcock, ailesine mühendislik hayallerini açtı. 1913’te mühendisliğe başlayan Hitchcock, bir sene sonra babasını kaybetti ve ailesine destek olmak için Henley adındaki telgraf ve kargo şirketinde cüz’i bir ücret karşılığında çalışmaya başladı. Boşta kalan zamanında ise Londra Üniversitesi’nde sanat dersleri aldı.

Alfred Hitchcock
1917’de I. Dünya Savaşı’nda askere alınan ve bir yıl kadar yalnızca hafif işlerden sorumlu olmak üzere Kraliyet ordusunda görev yapan Hitchcock, savaş sonrası yazarlığını geliştirdi ve birkaç küçük öykü yayımladı. Henley’deki işinde terfi etti ve reklam departmanında tasarımcı olarak çalışmaya başladı. Hitchcock, daha sonra bu dönemdeki işlerinin sinema dünyasına giden yolun başlangıcı olduğunu belirtti. İşinden arta kalan zamanında sinema koltuklarında erken dönem Hollywood sinemasının yapıtlarını izledi.

Alfred Hitchcock
Ve takvimler 1920’yi gösterdiğinde, Hitchcock sinema endüstrisine resmen girdi. Famous Players-Lasky Şirketi’nde sessiz filmler için yazı tasarlayan Hitchcock, kısa süre içerisinde yönetmen asistanı olarak çalışmaya başladı. Burada edindiği deneyimlerin üzerinden çok geçmeden 1925’te ilk uzun metraj çıkış filmi The Pleasure Garden’ı kadraja aldı. Bundan sonra oldukça üretken bir şekilde epey film yöneten Hitchcock’un ve arkadaşlarının ilk gerçek işleri olarak tanımladığı film ise The Lodger: A Story of The London Fog (1927) oldu. Hitchcock filmografisinde daha sonra sıkça görülecek olan Jack The Ripper tarzı katil teması ve cameo olarak bilinen yönetmenin kendi filminde görünüşü bu filmde açıkça görüldü.

Alfred Hitchcock
1926’da filmlerinin editörü olarak çalışan ve ömrünün sonunda dek mutlu mesut yaşadığı, daha sonra “Lady Hitchcock” olarak anılacak olan Alma Reville ile evlenen Hitchcok, 1929’da Blackmail ile İngiltere’nin ilk sesli filmini yaptı ve tarihe geçti. Başrollerinde Leslie Banks ve Edna Best’in olduğu The Man Who Knew Too Much (1934), Hitchcock’un ilk uluslararası başarısı olarak kayıtlara geçti. Bu başarıyı The 39 Steps (1935) ile devam ettiren Hitchcock, II. Dünya Savaşı’nın başlangıcında, 1939’da İngiltere’ye veda etti ve Hollywood’a resmen giriş yaptı. Amerika’daki ilk filmi Rebecca (1940) oldu ve bu filmiyle En İyi Film Oscar’ı kazandı.  

Transatlantic Pictures adıyla kendi film yapım şirketini kuran ve kandırmacalarla dolu gerilim ve cinayet filmlerinde ustalaşan Hitchcock’u unutulmaz kılan yapımları ise Rear Window (1954), Psycho (1960) ve The Birds (1963) oldu. Özellikle Psycho’daki cinayet sahnesi ve The Birds’te kuşların saldırı sahnesi, tüm zamanların en gerçekçi ve tüyleri diken eden sahneleri arasında yerini aldı.

The Birds filminden bir kesit
50 seneyi aşan kariyeri boyunca 50’den fazla uzun metraj film yöneten ve 1979’da Amerikan Film Enstitüsü tarafından Yaşam Boyu Başarı Ödülü’ne layık görülen Hitchcock, 1 sene sonra California’da huzur içinde hayata veda ederken, ismini tarihe altın harflerle yazdırdı. Korkularından kurtulmanın tek yolunun onlar hakkında filmler yapmak olduğunu söyleyen usta yönetmen, bugün dünya çapında gerilim ustası (ing. master of suspense) olarak anılıyor.

Kaynakça


©2022 Beyhan&Beyhan Business Solutions Tüm Hakları Saklıdır
Yukarı Kaydır
BUNU OKUMAK İSTER MİSİN?