unsplash/simon lohmann
SPOR

Futbol Takımlarının Ekonomisi, Aflar ve Yapılandırmalar

04 Ağu 2023

Futbol ekonomisine dair biraz araştırma yapınca büyük organizasyonların ülkelere verdiği zarar, transfer piyasasının irrasyonelliği, kulüp borçları ya da yayın gelirleri gibi önemli ve çoğaltılabilecek çok sayıda başlık gözümüze çarpıyor. Bu devasa ekonomik hareketliliğin ülkeler bazında da farklı görünümleri mevcut. Bu konuda hep taraftar aleyhine gelişmelerin yaşandığı ancak taraftarlığın hiç bitmediği bir ülke olarak Türkiye’ye bir göz atmak gerekiyor.

unsplash/alex
Süper Lig’de yeni sezon başlamak üzere. Bugünkü Transfermarkt verileri üzerinden genel görünüme bir bakalım. 4 büyük takımın şu anki kadro değeri yaklaşık 610 milyon Euro ve transfer dönemi hâlâ açık. Dört takım arasında Arda Güler transferinin etkisiyle şu ana kadarki harcama dengesinde artıda olan tek takım Fenerbahçe. Süper Lig’de şu ana kadar yapılan toplam harcama ise yaklaşık 67 milyon Euro.

unsplash/tobias flyckt
Özellikle Fenerbahçe ve Galatasaray sansasyonel transfer hamleleriyle dikkatleri üzerlerine çektiler. Galatasaray Süper Lig tarihinin en pahalı kadrosu rekorunu kırmış durumda. Diğer görünümlere bakalım. Yine 4 büyük takımdan birinin taraftarıysanız en ucuz kombine biletini almak için 3 bin 250 TL ile 6 bin TL arası bir ücret ödemeniz gerekiyor. Daha iyi bir yerden kombinemiz olsun derseniz bu miktar hatırı sayılır şekilde yükselecek elbette. Maç izlemeye gitmek için araç kullanacaksanız benzin fiyatları malum. Takımınızın yurt dışı maçlarına mı gideceksiniz? Maalesef BDDK kararı gereği artık yurt dışı harcamalarınıza taksit yapamıyorsunuz.

unsplash/gustavo ferreira
Son olarak da yayıncı kuruluşun fiyat politikasına bakalım. Sadece kendi takımınızın maçlarını izlemek için 1188 TL’yi gözden çıkarmanız lazım ki buna TV’de izleme olanağı dahil değil. TV için 20 TL eklenmiş haliyle ligin tamamını 249 TL’lik aylık yenilemeli paketten ya da 12 aylık taahhütle, aylık 129 TL’ye diğer spor müsabakalarının da olduğu paketten takip edebilirsiniz. Tüm bunları neden mi anlattım?

unsplash/emersen vieira
Bildiğiniz üzere Türkiye’de tarihiyle övünen büyük takımlarımızın Avrupa başarıları sınırlı. Galatasaray’ın UEFA ve Süper Kupa şampiyonluğu dışında kayıtlara geçmiş bir kupa maalesef yok. Milli takım düzeyinde de bir dünya üçüncülüğü var ancak kupalara katılma istikrarımız herkesin malumu. Buna rağmen taraftarlığın en ateşli, hatta bence sağlıksız yaşandığı ülkelerden biriyiz. Ciddi bir bağlılık gösteren ve yeri geldiğinde kalp kıracak kadar göz karartan bu taraftarlar başarıya aç. Fakat eldeki sonuçlar bu konuda bir miktar can sıkıyor.

unsplash/mari carmen del valle camara
Takımlar bu beklentiyi karşılamak için olduğuna inanmak istediğimiz hamlelerle kadrolarını yeniliyorlar, başarı gelmeyince kavga gürültü yönetim veya teknik direktör değişikliği yaşanıyor, sil baştan kadrolar kuruluyor ve beklenen başarılar bir yana, seyir zevki anlamında da sıkıntılı bir ligle baş başa kalıyoruz. Yönetim değişimlerinde her yeni yönetim, bir önceki yönetimin enkazıyla boğuşup borç yapılandırmalarına girişiyor. Yeni transferler de devam ettiği için gelir ihtiyacı taraftarları işin içine dahil eden bağış kampanyalarına kadar varıyor. Yani sizden kendi gelir gider dengenizi bir kenara bırakıp milyon Euroluk harcamaları fütursuzca yapan takımları kurtarmanız bekleniyor.

unsplash/abigail keenan
Benzer şikayetlerde bulunduğum birkaç içerik daha kaleme aldım diye hatırlıyorum. Bunu neden mi bu kadar dert ediyorum? Tüm bu hengamede bizler bir yandan ekonomik darboğazla yüzleşip her gün yeni zamlara ve vergi artışlarına uyanırken, Türkiye Futbol Federasyonu 7 Temmuz Cuma günü Profesyonel Futbolcuların Statüsü ve Transferleri Talimatı’nda bir değişiklik yaptı. Bu metne yapılan geçici bir eklemeyle transfer tescili için yapılan başvuruda istenen “vergi ve SGK borcu yoktur” belgesinin bu sezon istenmeyeceği belirtildi. Yani transferin tescil edilmesi için vergi borçlarının bir engel teşkil etmesinin önüne geçilmiş oldu. Bu vergilerin ortadan kalkması anlamına gelmiyor ancak ödenmeden de işlerin yürüyebileceğini gösteriyor. Peki biz gariban taraftarla sorumlu olduğumuz herhangi bir vergi yükünden böyle kolayca sıyrılabiliyor muyuz? Yoksa ilgili kurumlar, herkese yapmaları gerektiği gibi günü gününe gecikme faizi ya da cezai işlem hakkını kullanıyorlar mı? Durumdan şikâyet etme nedenim, futbolu çok seven biri olmama rağmen kulüplerdeki pervasızlığa göz yumulması ve faturanın eninde sonunda taraftarlara ödetilmesi. Bu bedeli bazen maddi fedakarlıkla bazen de takımlar kötü yönetildiği için seyir zevki düşük bir lig izleyerek ödüyoruz. Sorulması gereken soru elbette şu; kulüplerin hatalarının bedelini ödemeli miyiz? Taraftarlar ne zaman örgütlü bir şekilde bu adaletsizliğe karşı koyar bilmiyorum, ancak koyduklarında bütçeleri şişirilmemiş, şovdan ziyade başarıya odaklanan takımlar izleme imkanını “belki” buluruz.
©2022 Beyhan&Beyhan Business Solutions Tüm Hakları Saklıdır
Yukarı Kaydır
BUNU OKUMAK İSTER MİSİN?