Fil Kulaklı Ahtapotu Tanıyalım

Fil kulaklı ahtapot, bedeninde tıpkı fillerin sahip olduğu kulaklara benzer büyük iki tane yüzgeç barındırıyor ve bu nedenle bu ahtapot türüne bu şekilde hitap ediliyor. Tabii, bu ahtapotun sahip olduğu yapılar fil kulakları kadar büyük olmasa da bu yapıların da bu canlının vücuduna oranla fazlasıyla büyük olduğunu söyleyebiliriz.

Bu ahtapot, aynı zamanda dumbo ahtapotu olarak da biliniyor ve bu hayvanın bilim dünyasındaki ismi ise Grimpoteuthis. Dumbo ahtapotunun fil kulağına benzer yüzgeçlerinin bu hayvana ismini verdiğini bu noktada belirtmek istiyoruz. Geçmiş bir dönemde kocaman kulakları olan Dumbo isimli Disney karakteri ile bu ahtapot türü özdeşleştirilince bu canlının adı dumbo ahtapotu olup çıkıyor. 

Bilinen ahtapot türleri arasında en derin suları tercih eden türün fil kulaklı ahtapot olduğu söyleniyor. Bu özelliğiyle öne çıkan bu hayvanın aynı zamanda 17 farklı türü bulunuyor! Şemsiye ahtapotlarının bir cinsi olan fil kulaklı ahtapot türlerinin dış görünüşleri bazı farklılıklar gösterebiliyor. Örneğin, bazı fil kulaklı ahtapotlar küçük boyutlarda olup sarı renkli iken bazıları da büyük bir vücuda sahip olup kahverengiyi bedeniyle sergiliyor. Tüm fil kulaklı ahtapot türlerinin yarı saydam bir vücuda sahip olduğunu da bu noktada belirtmemizde fayda var.

Diğer ahtapot türlerine göre daha yavaş yüzen dumbo ahtapotlar, yüzerken hem tepelerinde bulunan yüzgeçleri kullanıyorlar hem de kollarından yardım alıyorlar. Hem yüzme stiliyle hem de yumuşak gövdesiyle ilgileri üzerine toplayan bu canlı türü, pek çok insan tarafından dünyanın en şirin ahtapotu olarak nitelendiriliyor.

Bu şirin hayvan, genellikle 30 santimetreye kadar uzuyor fakat bu vakte kadar 180 santimetrelik boyu ile öne çıkan bir dumbo ahtapotuyla da karşılaşıldığı biliniyor. Bu uzun boylu ahtapot türünün ağırlığı da 5.90 kilogramdı! Kendi cinsi için bu devasa boyutlara sahip ahtapotu görmezden gelirsek dumbo ahtapotlarının küçük canlılar olduklarını söyleyebiliriz.

Deniz yüzeyinden yaklaşık 3000-4000 metre kadar aşağıya inildiği zaman bu ahtapot türü ile karşılaşılabiliyor. Anlayacağınız, bu canlı türü derinlerde takılmayı seviyor. Bilim insanları, bu hayvanın yüzeye en yakın bulunduğu derinliğin 1000 metre olduğunu söylüyor. Hatta, 2020 yılında yapılan bir araştırma sayesinde dumbo ahtapotlarının Hint Okyanusu Java Çukuru’nun 6957 metrelik derinliğinde yaşadığı tespit edildi!

Meksika Körfezi, Avustralya, Filipinler, Yeni Zelanda, Azorlar ve Papua Yeni Gine'de yaşadığı belirtilen dumbo ahtapotlarının etobur olduğu söyleniyor fakat bu canlının beslenme düzeni bugüne kadar düzgün bir şekilde incelenemedi. Bilim insanları, bu hayvanın genellikle salyangoz, solucan ve kıl kurdu gibi canlıları avladığını söylüyor. Bununla birlikte, bu ahtapot türünün fazlasıyla geniş bir ağza sahip olduğu ve bu nedenle besinleri parçalayarak değil de bütün olarak yuttuğu da belirtiliyor. 

Fil kulaklı ahtapot, üreme şekliyle de dikkatleri üzerine topluyor. Dişi fil kulaklı ahtapotlar, yumurtalarını mercan, deniz kabukları ve kayaların olduğu bölgelere bırakıyorlar. Daha sonra, bu dişiler erkek fil kulaklı ahtapotlardan sperm kapsüllerini alıyorlar ve bu kapsülleri kullanarak yumurtalarını döllüyorlar. Böylesine ilginç bir üreme sergileyen fil kulaklı ahtapotlar, genellikle 3-5 yıl kadar yaşıyorlar.

Normalde bilinen ahtapotlar tehlike anında kendilerini korumak adına mürekkep üretse de fil kulaklı ahtapotların mürekkep salgılayamadığını belirtmek istiyoruz. Ayrıca, bu ahtapot türünün akvaryumlarda rastlanabilecek bir hayvan olmadığını da söylememiz gerekiyor. Akvaryumlardaki sıcaklık, basınç ve aydınlatma şartları fil kulaklı ahtapotların yaşantısına uyum sağlayamıyor. Bu yüzden, bu canlı türünü gözlemlemenin tek yolu onun doğal yaşam alanına girmek olarak öne çıkıyor...