Önümüzdeki 5 gün boyunca
Pinterest
İLİŞKİLER / CİNSELLİK

“Evlenmeyeceksek Niye Merhaba Dedin?”: Platonik Aşka Takılı Kalmak

30 May 2023

Şimdi dürüst olma zamanı. Hepimiz birilerine, ne yazık ki, karşılıksız âşık olduk… Keşke her aşk karşılığını bulsa, her arzu hissedildiği yerde alevlense ama ne acıdır ki hayatımızın bir gerçeği platonik sevdalar. Gelin, ‘beni nasıl anlamaz?!’ diye yerlerde yuvarlanmak yerine platonik aşklarımızı ve bir türlü vazgeçemediğimiz karşılıksız tutkularımızı konuşalım.

Öncelikle yaptığımız bir yanlıştan bahsederek konuya başlayalım. Genel kabulümüzün aksine platonik aşk, karşılıksız aşk anlamına gelmiyor karşılığı beklenmeyen aşk demek. Antik Yunan filozofu Platon’un adından türetilen kavram, bedensel tutkulardan ziyade tinsel bir aşkı tanımlamak için kullanılır. Yani platonik aşıksanız aslında siz karşılık beklemediğiniz bir aşkın içindesiniz, romantik bir aşkın değil. Platonik aşk kavramıyla bahsettiğimiz şey ideal bir aşk, karşılık beklemediğiniz, tek tarafsız ve sevilen kişiye olan hayranlığın uzun bir vadede sürdürülebilmesine fırsat veren bir aşk türüdür. Yaşanmamış bir aşktan söz ediyoruz, belki hiç tanımadığımız ya da çok iyi tanıdığımız biri de olabilir ama duygularımızın öznesine gerçek ötesi bir şekilde tutuluruz.

Pinterest
Ancak bugün geldiğimiz noktada platonik aşk, tinsel bir aşkı ya da karşılık beklemeden sevmeyi tanımlamak için kullanılmaz. Karşılıksız aşklarımızı ifade etmek için platonik âşık olduğumuzu söyleriz. Sadece zihnimizde yaşadığımız bir durum bu, düşlerimizde kalır ve aslında basit ve kolayca aşılması gereken bir mesele olarak gözükse de hiç de öyle değildir. Kimileri için platonik aşk gerçek aşkın ta kendisi, bazıları içinse bir takıntıya dönüşerek aşk acısının tek sebebidir. Bazen insanın kendisini kandırmasına, hayal gücüyle yarattığı bir dünyada yaşamasına ve en ufak hareketle nikah masası beklentilerine girmesine neden olduğu gibi, erişilmez olarak kodlanan insana karşı saplantıya da dönüşebilir.
Korkmayın sevgili BOBOscope okuyucuları, her platonik aşık sapık takipçi olacak diye bir şey yok. Ama platonik aşklarımızın bizi yorduğu, üzdüğü ve incittiği de yadsınamaz bir gerçektir. Hepimiz insanız, âşık olduğumuzda adeta ‘fikrinden geceler yatabilmirem’ modumuzu açıp duygularımızın öznesini düşünürüz. Arzularımızın efendisi, bizim durumumuzdan haberdar olsa belki her şey daha kolay olacak ama söylemediğimiz için biz hariç kimsenin konudan haberi olmaması durumumuzu daha da zorlaştırır.

Pinterest
Reddedilme korkusu ağır bastığı zaman ruh halimiz daha da karmaşıklaşır, genelde ya gizli gizli köşe bucak izlemeyi ya da bir arkadaşlık maskesine bürünerek çaktırmadan yakınlaşmayı deneriz. Deneriz denemesine de her geçen gün hem yorgunluğumuz hem duygularımızın şiddeti de büyür.  Platonik aşklarımıza bağlı kaldıkça huzursuzluk seviyemiz ve melankolimiz de artar. Öte yandan gönlümüzün efendisine açılamadıkça, konuşamadıkça, kendimizi ifade edemedikçe evet belki reddedilmeyiz ama ‘nasıl anlamaz ya?!”düşünceleriyle sinir katsayımız giderek yükselir.
Keşke seviyorsak gidip konuşsak, temiz temiz reddedilsek ve reddedilmenin acısını atlatıp yolumuza devam edebilsek... Demesi kolay dediğinizi duyar gibiyim sevgili BOBOscope okuyucuları. Biliyoruz ki demesi bile hiç kolay değil. Platoniğin gönderdiği merhaba mesajını sanki çok karışık, gizemli bir sırmış gibi defalarca okumak, ‘ne cevap vereceğim’ diye yakın arkadaşlara sormak, muhabbeti ilerletebilmek için kırk bin takla atıp sanki devlet yönetiyormuşuz gibi stratejik hamleler yapmaya çalışmak… Muhabbet bir noktada tıkanınca gergin gergin etrafa bakmanın bir adım ötesi de ‘Acaba rahatsız mı ettim?’, ‘Anladı mı ne hissettiğimi?’, ‘Benden sıkılıyor mu?’ gibi sorularla kafamızda kurma sürecine balıklama bir dalış. Müzik listemizdeki en acıklı, en bilek kestirici şarkıları arka plana alıp kafamızı cama yaslayarak boş boş etrafı izleyişlerimiz dile gelse de konuşsa!

Pinterest
Arkadaşlarımızla buluştuğumuzda Göksel’in Bi Seni Konuşurum şarkısına dönüştüğümüzü hangimiz reddedebilir? Konu muhakkak âşık olduğumuz insana gelir ve saatlerce susmadan onu anlatırız. Bütün süreci kafamızda evire çevire bambaşka noktalara taşır, yepyeni anlamlar yükleriz. O basit nasılsın sorusu kafamızda bir evlilik teklifi haline gelir, kafamızda balayı planlamaya başlarız. Peki ya sonrası?

Sonrası büyük bir öfkeye dönüşebilir çünkü aslında gönlümüzün efendisinin ne konudan ne bizim hislerimizden haberi vardır. İstediğimiz kadar arkadaş olalım, dilediğimiz kadar muhabbet edelim, hatta istersek gecemiz gündüzümüz ayrı gitmesin platonik aşkımız bizimle aynı hislere sahip değilse ya da biz hislerimizi söylemediğimiz için ne düşündüğünü bir türlü öğrenemediğimiz için işin sonunda öfkelenmeye başlarız. Gelecek planları yaptığımız insana karşı hırslanırız, sinirleniriz ve hatta kinlenebiliriz. 

Pinterest
İşte bu noktada aslında kendimize şunu sormamız da fayda var. Evet, platonik aşk çok normal bir durum. Hangimiz sevmedik çılgınlar gibi? Hangimiz arzulamadık birilerini? Hangimiz uğraşmadık beğendiğimiz insan bizi fark etsin diye? Ama burada, kendi akıl ve duygu sağlığımız için, anlamamız gereken şey kimsenin bizim duygularımızı fark etme veya karşılık verme gibi bir sorumluluğu olmaması. Evet, platonik sevebiliriz ama âşık olduğumuz insanın her sözü bize bir mesaj vermek için değil aksine haberi bile yok ki bize bir şeyler anlatmaya çalışsın… 

Kabul edelim, duygularımızdan bahsetmek çok zor, pek çok farklı dinamik devreye giriyor ama platonik aşıksak ya aşkımızla barışacağız ya da aşkımızı gidip anlatacağız. Anlatamıyorsak belli sinyaller vermeye çalışacağız ki friendzone’lara takılı kalmayalım, sevgili platonik aşkın pençesine düşmüş okurlar… Aksi takdirde sonumuz ‘Madem evlenmeyecektik niye merhaba dedin?’ sorusuna gerçekten takılı kalmakla bitecek…

©2022 Beyhan&Beyhan Business Solutions Tüm Hakları Saklıdır
Yukarı Kaydır
BUNU OKUMAK İSTER MİSİN?