“Erotik mi Fantastik mi?”: Yeni Fantastik Edebiyat

Fantastik edebiyat deyince bazılarımız için akan sular duruyor, sevgili okuyucular, bendeniz de bu güruhun içindeyim hatta bayrak sallayarak en önde koşanlardan biriyim.  Tolkien’den Rowling’e, Bardugo’dan Gaiman’a, Clare’den Le Guin’e, Pullman’dan Wynne Jones’a, Rothfuss’dan Jordan’a kadar ne varsa ne yazılmışsa kelimenin tam manasıyla yiyip yutmuş okuyucular olarak fantastik edebiyat ve alt dallarına karşı derin bir tutkuyla bağlılar. Bilim kurgu olsun, ejderhalarla dolu bir macera olsun, vampirler bir yerlerden fırlasın, kurt adamlar çıksın, gulyabaniler cirit atsın, büyü okulları kurulsun, Hobbitler, Elfler, cüceler doluşsun… İyi bir fantastik edebiyat okuyucusu için limit diye bir şey yok, kurgu ve anlatım kaliteli olduktan sonra her şey okunur ki fantastik edebiyatın özü de budur zaten; imkansızı gerçeğe çevirip bizi o büyülü evrenlerle tanıştırmak.

Holly Black’in Zalim Prens serisi örneğin… Elfhame evreninde geçen bu hikâye Periler ve İnsanlar arası bağlı bir dünya kurarken aynı zamanda Jude ve Cardan arasında sürekli var olan tansiyonla çıtayı arşa çıkarmayı başarıyor. Kerri Maniscalco’nun Cehennemin Krallığı’nda kurguladığı Cehennem bizi şaşırtırken aynı zamanda Emilia ve Öfke arasında giderek ilerleyen, bazen ters köşe yapsa da dinamiğini asla kaybetmeyen ilişki okuyucunun tansiyonunu yükseltmeyi başarıyor. Amanda Bouchet, Kralseçen serisinde Cat ve Griffin’in hikayesini anlatırken hem Yunan mitolojisi ögelerini ustalıkla kullandığı bir hayali evrenin içine davet ediyor hem de ikili arasındaki ilişkiyi okuyucuya sözlü olarak yaşatıyor. Jennifer L. Armentrout ise zaten uzun yıllardır erotik fantastik edebiyat için bir tuğla, bir duvar, hatta evin kendisi… Son kitaplarını oluşturan Kan ve Kül serisi hem okuyucuyu bol savaşlı, maceraya doyduran bir evrenin içine çekerken bir yandan da Poppy ve Casteel’in düşmandan aşığa (enemies to lovers) dönüştüğü bir masal anlatıyor. 

Tabii olmazsa olmaz şartlar var; kadın karakterler güçlü, kendini gerçekleştirebilen, zeki ve kudretli figürler olarak yaratılıyorlar yani öyle ağlak ve zırlak, kurtarılmaya muhtaç karakterler değiller, tabii ki hepsi maşallah birer manken, hepsi meleksi bebeksi güzelliklere sahipler. Poppy gibi yüzünün yarısı yaralı bir karakter bile güzelliğinden hiçbir şey kaybetmiyor veya Jude insan doğası gereği periler kadar güzel olmaması gerekirken mübarek güzellikten yana nasibini alıyor. Erkekler ise genellikle savaşçı, mücadeleci, zeki, otoriter, karizmatik ve -buraya hep gülsek de- ne hikmetse hep Henry Cavill türevleri gibi tasvir ediliyor. Hepsi en az 1.90, iri yarı, hepsi her an sevişmeye hazır… Erotik fantastik edebiyatın komik kısımları çok fazla ama hayal gücü sonuçta sınırı yok, sınırı olmadığı gibi hedef kitlesinin de sonu yok. Bu noktada herkese iyi okumalar dileriz!