SİYASET
Erdoğan'ın Yolu: Rusya'dan ABD'ye Hicret
28 Tem 2023
Valizlerimizi hazırladık, kötü hatıraları unuttuk ve yola koyulduk. Başımız önde, yüzümüz kızarık. Elimizde Türk bayrağı, dilimizde Mehter Marşı… Rusya’nın başkenti Moskova’dan başlayan zorlu yolculuğumuz Washington’da yer alan Beyaz Saray’a varana dek sürecek. Bu kez olmadı, sınıfta kaldık. Parasız kaldık. Babamızdan harçlık istemeye gidiyoruz. Elini öpecek, af dileyeceğiz… Bugünkü yazımızda Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ABD ile yeniden yan yana gelmesini ele alacağız.
2 Bardak
Bu içerik yazarın şahsi fikirlerini içermekte olup, genel kanıları ifade etmemektedir.
Malumunuz, 2016 yılında gerçekleşen 15 Temmuz Darbe Girişimi, Recep Tayyip Erdoğan’ı derinden sarsmıştı. ABD’de konuşlanmış FETÖ, okyanus ötesinden Türkiye'yi vurmuştu. 15 Temmuz’un ardından Ergenekon mağdurları ile işbirliğine mecbur kalan Erdoğan için Avrasya serüveni başlamıştı. Rusya, Çin ve İran ile ilişkilerin gelişmesi; Mısır, BAE ve Suriye ile normalleşme süreci bu dönemin tezahürleri arasında yer alıyordu.
Benim de gönülden desteklediğim ‘Avrasya Süreci’ ne yazık ki, AK Parti hükumetinin iş bilmezliği yüzünden ileriye gidemedi. Paranın kötü yönetilmesi, devlet kaynaklarının hiç edilmesi, ekonomide genel kabul görmüş metotların terk edilmesi yurt genelinde büyük bir krize sebebiyet verdi.
‘Tam Bağımsızlık’ parolasıyla çıktığımız ‘Avrasya Yolculuğu', Türk vatandaşlığının satılmasıyla, kıymetli topraklarımızın Arap halkına peşkeş çekilmesiyle ve en nihayetinde yeniden ABD’nin boyunduruğu altına girmemizle neticelendi. Söz konusu diplomatik değişim siyasi bir tercih değil, başarısızlıktır. Sorumluları muhakkak istifa etmelidir. Türkiye’yi ekonomik sebeplerden dolayı ABD’nin kucağına atmak, hele ki cumhuriyetin yüzüncü yılında tam anlamıyla ‘fiyaskodur’.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, aklıselim insanların ekonomiye ilişkin yönelttiği eleştirilere, "Beraber yürüdüğümüz arkadaşlarımızdan faizi savunanlar, kusura bakmasınlar. Bu yolda ben, faizi savunanla beraber olamam, olmam. Bu görevde olduğum sürece faiz ve enflasyonla mücadelemi sonuna kadar sürdüreceğim. Bu konuda Nas ortada. Nas ortadayken sana, bana ne oluyor?" açıklaması ile yanıt vermişti. Türkiye Cumhuriyeti’nin ekonomisini ‘Nas’ diyerek savunmakla yetinmişti.
Erdoğan’ın ‘Nas’ ısrarı, bugün Türkiye Cumhuriyeti’ni ABD’nin kucağına itmiştir. Sn. Cumhurbaşkanı’na sormak lazım: Faize hayır diyen ‘Nas’ ABD’ye ne demektedir? İş bilmezliğiniz, savurganlığınız, yolsuzluklarınız ve aymazlıklarınız Türkiye’yi yeniden emperyalizmin sınırları içerisine sokmuştur.
Dünyanın birçok noktasında irili ufaklı harplerin yaşandığı, mülteci krizinin patlak verdiği, ekonomik buhranın etkili olduğu bir süreçte hürriyetimizi kaybetmenin ne denli tehlike arz ettiğini ne yazık ki, çok acı bir şekilde tecrübe edeceğiz.
Velhasıl kelam, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Rusya'dan ABD’ye hicreti başladı. Esas merakım şudur: Cumhur İttifakı’nın ‘derin ortakları’ MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ve Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, ABD’ye teslim oluş hakkında neler düşünmektedir? Tüm uyarı ve ikazlara rağmen Erdoğan’ı destekledikleri için pişmanlık duyuyorlar mıdır?
ABD eski Başkanı Donald Trump’ın Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yazdığı o malum mektup halâ hafızamızda tazeliğini koruyor. Mümtaz tarihimize, devlet geleneğimize ve Türkiye Cumhuriyeti’nin varlığına yakışmayan, bizler için bir utanç vesikası olan, dişe dokunur bir yanıt dahi veremediğimiz, onurumuz ile gururumuzu ayaklar altına alan söz konusu mektup şöyle idi:
“Sayın Başkan,
İyi bir anlaşmaya varalım! Binlerce insanın katledilmesinden sorumlu olmak istemezsiniz ve ben de Türk ekonomisini mahvetmekten sorumlu olmak istemem - ki bunu yaparım. Rahip Brunson sırasında size zaten bunun küçük bir örneğini gösterdim. Bu işi doğru ve insancıl bir şekilde hallederseniz, tarih sizi iyi hatırlayacaktır. İyi şeyler yaşanmazsa, tarih sizi sonsuza dek bir şeytan olarak hatırlar. Sert adam olma. Aptallık etme!
Seni daha sonra arayacağım..."
Trump’ın yazdığı bu mektup ABD'nin özetidir. ABD için Türkiye bölünmesi zaruri bir ülkedir. Çıkarlarımızın uyuşması, ortak hareket etmemiz mümkün değildir. Gelecek Avrasya topraklarındadır. Ticaret, eğitim, nüfus, askeri kuvvet, teknoloji Avrasya’dadır. Cumhuriyetimizin ilk yüzyılını ABD’nin gölgesi altında perişan hâlde tamamladık. İkinci yüzyılımızı başımız dik, onurlu ve gururlu bir şekilde tamamlayalım. Aklı ve bilimi referans alarak; başta ekonomik kriz olmak üzere Türkiye’nin tüm sorunlarını çözebiliriz. ABD’nin vereceği borca Türk milletinin ihtiyacı yoktur.
İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK İÇERİKLER
©2022 Beyhan&Beyhan Business Solutions Tüm Hakları Saklıdır
Yukarı Kaydır
BUNU OKUMAK İSTER MİSİN?