Altın
%
Dolar
%
Euro
%
Bitcoin
%
Eth
%
Önümüzdeki 5 gün boyunca
A3 Haber
ZOOM

Deprem Gerçeğini Çocuklara Nasıl Aktaracağız?

07 Şub 2023

Türkiye’nin en acı gerçeklerinden biri olan depremin tam olarak ne olduğunu bilmeyen, fakat gündemi gören okul öncesi ve ilkokul çağındaki çocuklara deprem nasıl anlatılır? Depremde sevdiklerini kaybeden çocuklara nasıl davranılmalıdır? Depremi bizzat deneyimleyen çocukların kafasındaki sorular nelerdir? Tüm bu sorulara detaylı bir şekilde bakıyoruz.

4 Bardak
Depremin büyüklüğü, insanların yaşadıkları evler, daha önce deneyimlenen depremler, hazırlıklı ve bilgi sahibi olmak deprem sırasında ve sonrasında insanların tepkilerini etkileyen faktörlerden sadece birkaçı. Tam da bu sebeple, genellemesi birçok etkene bağlı olan bu konuyu, bilinmezlikleri en üst noktada yaşayan çocuklar bandında incelemek istiyoruz. Zira okul öncesi yaştaki çocukların veya ilkokul çağındaki çocukların kafalarındaki sorulara cevap bulmaları veya yaşadıkları gerçekliği yorumlamaları yetişkinlere göre çok daha zor ve farklı. 

Deprem, daha önce depremi hiç yaşamamış çocuklara nasıl anlatılır?

Öncelikle okul öncesi çağındaki çocuklara (36-68 ay) yani 3 ila 5.5 yaş aralığındaki ve depremi hiç deneyimlememiş çocuklara deprem nasıl anlatılır, ona bakalım. Bu yaş grubundaki çocuklar eğer daha önce depremi deneyimlemedilerse, etraftan duyduklarına göre birçok “Neden?” sorusu ile size gelebilirler. Eğer ilk adım onlardan gelirse, cevapları basit ve kısa tutmakta fayda var. Cevap karmaşıklaştığı takdirde, çocuğun anlamasının zorlaştığını unutmayalım. Okul öncesi çağındaki bir çocuk depremi merak ediyorsa ona, yerin çok hızlı sallandığını söyleyebilir, bazı oyuncakları üst üste koyarak temelde onları sallayabilirsiniz.

İndigo Dergisi
Depremi oyun ile anlatmak

Eğer çocuk, binaların neden yıkıldığını veya kendi binasının yıkılıp yıkılmadığını sorguluyorsa, oyuncakları birbirine yapıştırarak tekrar temelden sallayarak, “Bizim bina bu oyuncaklar gibi sıkı sıkıya bağlı ve güçlü ondan yerden sarsılsa bile asla yıkılmıyor.” şeklinde anlatabilirsiniz. Böylelikle depremi kafasında somutlaştırarak yaşadığı yere güveni sarsılmayacaktır. 

İlkokul çağındaki çocuklar kaygılarını kontrol etmekte zorlanırlar

İlkokul çağındaki bir çocuk daha fazla evin dışında vakit geçireceği için farklı kaynaklardan daha çok bilgiye maruz kalacaktır. Özellikle bu yaştaki çocuklar ölümün kalıcı olduğunu kavrayabilir ve uzaktaki felaketlerin kendi başına gelebileceği konusunda endişelenebilirler. Tam da bu sebeple, onları güncel haberlerden uzak tutmamak gerekirken aynı zamanda aşırı kaygı dolu haberlere de maruz bırakmamak gerekir. Zira yetişkinler gibi kaygılarını kontrol altında tutamayacaklardır. 

Okul çağındaki bir çocuk, hali hazırda deprem haberlerine maruz kaldığında, haberleri okuyabildiğini de göz önüne alırsak, size soru sorarsa cevabınıza kendi hislerinizden bahsederek başlamanız önerilmektedir. Var olan depremden sizin de son derece endişe duyduğunuzu ve çok üzüldüğünüzü ona anlatarak onun kendi hislerini normalleştirebilirsiniz. 

Bebek.com
Daha sonra, yer kabuğundaki hareketlenmeden bahsederek, eğer kendisi deprem bölgesinde değil ise, deprem bölgesini coğrafi bir haritada gösterebilir ve fay hatlarından bahsederek ona güvende olduğunu hissettirebilirsiniz.

Eğer bu onun için yeterli değilse, oturduğunuz binanın sağlamlık raporundan, evde alacağınız güvenlik önlemlerinden ve deprem anında yapabileceğiniz şeylerden bahsedebilir, birlikte deprem çantası hazırlayabilirsiniz. Aynı zamanda depreme hazırlanmak ile ilgili kısa videolar izletebilirsiniz. Öte yandan çocuk deprem haberlerinden etkileniyor ise, üzülmenin ve öfke duymanın normal olduğunu anlatabilir birlikte yardım etmenin öneminden bahsederek onunla birlikte depremzedelere yardım edebilirsiniz. Bu kendisini büyük bir felaket karşısında işe yarar hissettirecektir. Kısacası depremi yaşamasa bile çocuklarda deprem korkusu olması gayet olağandır. Ve mutlaka dikkat edilmelidir. Televizyonda sürekli olarak haberlerin açık kalması, kötü haberlerin yayılması, yetişkinlerin ölümden konuşması onlara kesinlikle iyi gelmeyecektir. 

Depremi deneyimleyen ve sevdiklerini kaybeden çocuklar

Şimdi de depremi bizzat deneyimleyen veya depremde sevdiklerini kaybeden çocukların psikolojisine bakalım. Öncelikle eğer siz daha önce depremi deneyimlediyseniz kendi yaşadıklarınızı düşünerek bu konunun ne kadar “ağır” ve “hassas” olduğunu unutmamalı, küçük yaşta buna maruz kalan bir çocuğun hayat boyu buna travma geliştirebileceğini mutlaka aklınızda tutmalısınız. Dolayısıyla cevaplayamadığınız her soruda bir uzmandan yardım almanız gerektiğini unutmamalısınız.

Ani ve kontrol edilemeyen doğa olayları

Depremi yaşayan çocuk, o anda beklenmedik, ani ve kontrol edilemeyen bir doğa olayına maruz kaldığı için, güven duygusu sarsılır ve daha sonra verdiği tepkiler onun başa çıkma tekniği ve çabasını gösterir. Güven duygusundaki ani sarsıntı, onun tehlike algısını tetikler. Tehlike algısı aktif hale gelen çocuğun vücudu “Savaş”, “Kaç” veya “Dona kal” tepkilerinden birini verebilir. Bu da onda bazı ruhsal belirtilere sebep olabilir. 

Yaşlara göre ruhsal belirtiler

Sürekli tetikte kalmak okul öncesi ve daha büyük çocuklarda, uyku problemleri, dikkat eksikliği, konsantrasyon bozukluğu, irkilme gibi belirtiler ile kendisini gösterebilirken daha küçük çocuklarda bu kendisini bakım verene yapışma şeklinde gösterebilir. Daha küçük çocuklar aynı zamanda bu güvensiz duygu ile başa çıkmak adına, sürekli olarak ağlayabilir veya huzursuzluk hissedebilir. 

Bu tepkiler çocuğun yaşına ve gelişimsel sürecine göre değişiklik gösterecektir. Öte yandan okul öncesi çocukların tepkilerinin kendilerine bakım verenle birebir alakalı olduğunu söylemek gerekmektedir. 

Özellikle küçük çocuklar tehlike anında strese maruz kaldıklarında, tepki vermeden önce en yakınlarındaki bakım verenlerin, genellikle ebeveynlerin yüzlerine ve davranışlarına bakarak tepki verirler ve bu yüzden yetişkinlerin tepkileri çocukların ruhsal belirtilerin belirleyicisi niteliğindedir.

Çok korkmuş ve aşırı endişeli bir ebeveynin bakım verdiği çocuk, etrafın çok tehlikeli ve kontrol edilemez olduğunu düşünerek, yoğun kontrol kaybına bağlı olarak çok daha yoğun tepkiler verebilirken, daha sakin ebeveynlerin bakımına sahip olan çocuklar ise bu durumun daha yönetilebilir olduğunu düşüneceklerdir.

Habertürk
Çocukların korkması son derece normaldir!

Çocuklar kontrol edemedikleri bir durumdan sonra olağan yaşamlarının etkilenmesinden ve günlük yaşamlarının sekteye uğramasından çok korkarlar. Bu da küçük yaştaki çocuklarda kendisini öfke nöbetleri şeklinde gösterebilir. Bazı çocuklar kaygısını belli edemeyerek dona kalabilirler. Bu durumda onları konuşmaya ikna etmek yerine en doğrusu onlara gereken zamanı tanımak olacaktır. 

Her çocuk kaygısını farklı bir yolla gösterir. Küçük yaştaki çocuk o ana dair onlarca soru sorabilir veya o anı oyunlarında defalarca kez tekrar etmek isteyebilir. Yaşları büyüdükçe çocuk kaygısını tamamen bastırıp yok saymayı tercih edebilir veya kaygısı kendisini sinir ve huzursuzluk şeklinde de gösterebilir. 

Küçük çocukların oyunlarını iyice izlemek ve sorularına net cevaplar vermek son derece önemlidir. Zira onların ilk deprem deneyimleri olacağı için kafalarında onlarca soru olmasını yanı sıra dünyaya olan güvenleri sarsılmıştır ve bunu sağlamak ebeveynlerin görevidir. Küçük yaştaki çocuklara resim yaptırmak veya bu konuda hikayeler dinletmek iyi gelebilir. Yaşları büyüdükçe çocuklar bilgiyi daha kolay soyutlayabilir, kavramsallaştırablir ve genelleyebilir olduğu için sözel iletişim daha etkili olabilir. 

Tehlike ne kadar daha sürecek?

Her yaştaki çocukta deprem sonrasında sıklıkla kontrol ve güven algısının bozulduğu görülmektedir. Başta tepkilerini iyice izlemek, ardından da bunu sağlamaları için gerekli ortamı oluşturmak son derece önemlidir. Tehlikenin ne kadar daha süreceğini anlamaları soyut veya somut olmak üzere yaş gruplarına göre değişkenlik gösterir. 

Hayat boyu taşıyacakları bir yara

Depremde ve doğal afetlerde ailesini veya sevdiklerini kaybeden çocukların hissettikleri öfke, çaresizlik, güvensizlik, stres ve üzüntü duyguları hiç beklenmedik bir anda, sevdikleri birine son derece acı bir şekilde veda etmenin zorluğu şeklinde ortaya çıkıp, her çocuğun yaşamını çok farklı bir boyutta etkileyebilmektedir. Çocuğun yaşamı o acı olaydan sonra asla eskisi gibi olmayacak, tehlike ve güven algısının sarsılmasının yanı sıra, sevdiklerini kaybetmek hayat boyu taşıyacağı bir yaraya sebep olacaktır. 

Böyle bir durumda çocuğun güven duygusunu devam ettirebilmek adına, bizzat bakımını üstleneceğinizi bildirmek veya böyle birinin varlığından haberdar etmek, yaşadığı travma sebepli mutlaka psikolojik destek aldırmak, artık güvende olduğunu vurgulamak, çaresizliğinin biteceğini ve doğal afetlerin beklenmedik olaylar olduğunu dolayısıyla onun yapabileceği bir şey olmadığını anlatmak gerekir. Çocuk eski hayatına devam etmek isteyeceği için, yeni durumda olabildiğince eski hayatına benzer bir hayat sürmesine, aynı okula gitmesi, aynı arkadaşları ile görüşmesi gibi “aynı” olaylara olabildiği kadar devam etmesi gerekmektedir. Yeni hayatın “bilinmezliği” çocuğun bastığı yerden ayaklarını kaymasına benzer. 

Son olarak, depremde sevdiklerini kaybeden çocukların da yetişkinler gibi yas aşamalarından geçeceğini, aşırı korku, duygularını ifade edememe, aşırı gerginlik, tepkisizlik, huzursuzluk veya durumu algılamakta zorlanma gibi birçok duygu ile baş etmek zorunda olduklarını ve bunun son derece zor olduğunu unutmamalı; çocuklarda hayat boyu birçok korkunun türeyebileceğini bilmeliyiz. Bu tür çaresiz kalınan durumlarda bir uzmandan yardım almakta asla gecikmemeliyiz. 

Hepimizin başı sağolsun ve Hepimize geçmiş olsun… 

Bilgiler NPİstanbul ve Davranış Bilimleri Enstitüsü’nden derlenmiştir. 
©2022 Beyhan&Beyhan Business Solutions Tüm Hakları Saklıdır
Yukarı Kaydır
BUNU OKUMAK İSTER MİSİN?