SCOPE

Dedikodu Yaparak Sosyalleşmek Evrimimizin Bir Parçası Mı?

23 Kas 2022

Dedikodu yüzyıllardır insanların toplu olarak bulunduğu her ortamda yapılmaya devam ediliyor. İnsanlar bir şekilde birbirleriyle ilgili konuşmaktan ve bunu gizli yapmaktan zevk alıyorlar. Düşünen ve konuşan bir tür olarak biz insanlar diğer paylaşımlarımız gibi dedikoduyu da çoğu zaman sosyalleşmek için kullanıyoruz. Tek başımıza yaşayamayan canlılar olduğumuzdan bir araya gelmek ve konuşarak sosyalleşmek bize oldukça iyi hissettiriyor. Peki, bu hep böyle miydi? Araştırmalar dedikoduyla sosyalleşmenin evrimimizin bir parçası olduğunu gösteriyor. Gelin, dedikodunun evrimimizdeki yerine yakından bakalım.

İnsanlar olarak düşünebilen bir tür olmamız bizi diğer türlerden farklı kılıyor. Düşünmeye, konuşmaya ve anlatmaya oldukça meraklıyız. Başkaları hakkında yorumlar yapmak, tahminlerde bulunmak ve durum değerlendirmeleri yapmak sosyalleşmek adına sık sık başvurduğumuz yollardan bir tanesi. Bu noktaya gelmeden çok önceleri primat kuzenlerimiz olduğu düşünülen maymunlar da farklı yollarla sosyalleşmeye çalışıyorlardı. Birbirlerini tımar etme davranışı sosyalleşmeyi gösteren en belirgin işaretlerden bir tanesiydi. Onlar da insanlara benzer olarak bağ kurmaya, arkadaş edinmeye ve ilişkilerini güçlendirmeye çalışıyorlardı. Ancak dil ve kelimeler olmadan bu ilişkileri güçlendirmek oldukça zordu. Her zaman tımar etme gibi hem daha yorucu hem de daha ilkel olan yöntemler geliştirmek gerekiyordu. Bu da tüm maymunların sosyalleşebilmesini imkansız hale getiriyordu. Evrimle birlikte insanlar sosyalleşmek için yeni bir yol keşfetti: dil.

Dili kullanmak sosyalleşmek adına bir devrim sayılırdı. İlk insanlar olan avcı-toplayıcı halklardan beri dil sosyalleşmeye hizmet edecek şekilde kullanılmaya başlandı. Özellikle boş zamanlarda yapılan konuşma eylemi insanları birbirlerine yakınlaştırıyor ve kurdukları bağların güçlenmesini sağlıyordu. O günden beri de dil diğer birçok amaçla birlikte bu amaca hizmet etmeyi sürdürdü. Yapılan bu konuşmalar dedikoduyu da içeriyordu. Hatta büyük bir çoğunluğunun da başkaları hakkındaki düşüncelerin paylaşılmasından ve yorumlanmasından oluştuğunu söyleyebiliriz. Dedikodu bugün daha çok olumsuz tarafıyla değerlendirilen bir kavram. Geçmişte de bencilce bazı amaçlar uğruna kullanılabildiğine dair izlere rastlıyoruz. Diğer yandan ise o günden bugüne dedikodu insanların ilgisini çekmeye devam ediyor. İnsanlar diğer kişilerle ilgili yeni şeyler öğrenmekten ve öğrendiklerini birbirleriyle paylaşmaktan vazgeçemiyorlar. Olaya bu tarafından baktığımızda dedikodu, sosyal dünyayı canlandıran, daha hareketli bir alan haline getiren bir kavram olarak yerini alıyor.

Evrimin başlangıcından bu yana farklı yollarla sürdürüldüğünü de göz önüne aldığımızda dedikodunun evrimleşmiş bir sosyalleşme şekli olduğunu söyleyebiliriz. Zihnimizin birbirimizin yaşantısıyla bu kadar meşgul olması da aslında sosyal canlılar olmamızdan kaynaklanıyor. Diğerleriyle aramızda önemli bağlar var ve bu bağların kopmasını istemiyoruz. Evrimsel süreçte de grup halinde yaşanır ve gruba ait bireyler birbirlerini koruyup kollardı. O dönemlerin zorlu koşullarında yaşamaya devam etmenin ve yeni ortamlara adapte olabilmenin tek yolu buydu. Aynı grubun üyesi olan küçük topluluklar aynı zamanda diğer topluluklarla da rakipti. Besin kaynağı ya da eş bulurken birbirleriyle yarışmaları gerekiyordu. Bu yüzden de birbirleri hakkında sahip olacakları bilgiler oldukça değerliydi. Diğerlerinin bilgisi olan dedikodu aslında daha evrimin ilk dönemlerinde varlığını gösteriyordu. Ötekilerin davranışını en iyi gözleyen, yorumlayan ve bilen bu yarışlarda galip gelen oluyordu.

Dedikodu günümüzde de grup dinamiklerini canlandıran ve bağları güçlendiren bir etkiye sahiptir. Elbette dedikodu belli sınırları aştığında oldukça tehlikeli hale gelerek insanlara zarar verebilir. Araştırmalar daha alt düzeyde zararsız dedikoduların ise geçmişte olduğu gibi bugün de gruplarda bağları kurmaya yaradığını gösterir. Geçmişte avlanma, kavga etme ve eş bulma için bir araya gelinmesini sağlayan bağları kurduğu gibi bugün de dedikodu ortak bağların kurulmasına yardım eder. Primatlar ittifakta bulunabilecekleri kişiyi tımar ederken bugün de insanlar yakın olabileceklerini düşündükleri kişilerle dedikodu paylaşımı yapmaktadırlar. Günümüzde insanların sosyalleşmeye ayırdıkları süre tüm bir günlerinin %20’si oranındadır. Bu oldukça önemli bir oran olmakla birlikte primatlardaki en üst sınıra eşittir. Dille birlikte sosyal ağlar genişlemiş ve insanlar ayırdıkları bu sürenin önemli bir bölümünü dedikodu için kullanmaya başlamışlardır.

Bugün dedikodu boşa harcanan bir zaman ya da yanlış bir davranış gibi görülebilse de evrimsel sürece baktığımızda farklı etkilerini gözlemleriz. Bir insan için yaşamı boyunca ve hatta bir gün boyunca hiç dedikodu yapmamak neredeyse imkansızdır. Evrimsel sürecimize işlemiş olan bu sosyalleşme türü bizler tarafından her gün kullanılır. Hem grupla birlikte olabilmek hem de rakiplerle ilgili önemli bilgileri toplayabilmek adına dedikodu önemli bir beceridir. Hem geçmişte hem de bugün dedikodu ile edinilen bilgiler kişiyi önemli kaynaklara götürebilmiştir. Bu kaynaklarla zihnimiz büyümüş, dil gelişimimiz tamamlanmış ve bugünkü insan oluşmuştur.


Kaynakça: https://bilimfili.com/oldukca-iyi-evrimlesmis-sosyal-bir-beceri-dedikodu
https://www.alegoridergi.com/dedikodunun-evrimsel-kokenleri/
©2022 Beyhan&Beyhan Business Solutions Tüm Hakları Saklıdır
Yukarı Kaydır
BUNU OKUMAK İSTER MİSİN?