pinterest
BİLİM

Biz İnsanlar Virüs Olabilir miyiz?

12 Tem 2023

Yaşadığı yeri tahrip ederek etrafındaki hemen tüm canlıların yaşam süresini kısaltan ve yarardan çok zararı olan organizmaların içinde virüsler ve bakteriler bulunmakta. Peki, burada yaptığımız tanıma göre; insanlık da bu tanıma girmiyor mu? Olduğumuz yeri tahrip etmekte, kendi dışımızdaki organizmaların yaşam hakkına saygı duymamakta üstümüze yok. Çevreyle barışarak ve kardeşlik ilişkisi kurarak değil; onu yok edip gitgide sayımızı arttırarak neyi amaçlıyoruz? Doğadan, yaşamdan ve biz insanların anomali olma ihtimalinden bahsedeceğimiz yazımıza hoş geldiniz, buyurun sevgili okur.

2 Bardak
Matrix'in Ajan Smith'i beyaz perde üzerinden hepimize bir soru yöneltir: Siz, insanlar bir virüs olabilir misiniz? Smith, bizlere bu soruyu yöneltirken sinema tarihinin belki de en iyi sorgulamalarından bir tanesini yapmamıza şu repliğiyle vesile olmuştu: "Memeli canlılar, bağlı bulundukları çevreye uyum sağlayıp onunla birlikte yaşamaya çalışırlar; sizler önünüze gelen her şeyi yerle bir ederek, günden güne sayınızı arttırarak bir virüsmüş gibi hareket ediyorsunuz!"

Virüs Örneği

Virüs Örneği
pinterest
İnsanlık, Sanayi Devrimi'nin doğayı derdest eden etkisiyle önüne gelen her şeyi ardı önü belli olmayan bir sel gibi alıp götürmeye başlayalı yaklaşık 200 yıl kadar oldu sevgili okur. 200 yıldan beri atmosferdeki, yerküredeki, hidrosferdeki tahribat korkunç boyutlara ulaşmış durumda. Birbiri ardına kırılan sıcaklık rekorları gösterdi ki; kıyamet zillerinin çalınması geride kaldı, hızla kıyametin gözüne ilerlemekteyiz. Şimdi meseleyi biraz daha kavramların ve bilimin ışığında açıklamamıza ihtiyaç var.

Bir vücut bütünlüğü olan ve metabolizmaya sahip varlıkların canlı sınıfına konulduğu hepimizin malumu. Peki, dünyada bir yekpare ahvaliyle bir canlı olabilir mi? Sonuçta atmosferi, hidrosferi ve pedosferi -yerküre- düşündüğümüzde bunlar birer uzuv ve organ işlevi gören yapılardır. Öte yandan canlının yaşam fonksiyonunu sağlayan; kan basıncı, tansiyon, hormonal aktivasyon da dünya üzerinde gerçekleşen depremlere, sellere yanardağ patlamalarına ve hava olaylarına denk gelebilir. 

Bakter Örneği

Bakter Örneği
pinterest
Bu açıdan bakıldığında kendini yenilemeye çalışan ve dışsal müdahalelere içsel tepkilere geliştiren Dünya, devasa bir canlı formu olarak yani yaşayan bir gezegen olarak dikkat çekmektedir. Tabii yukarıda yaptığımız benzetmeler, Gaia Hipotezi'nden yola çıkarak canlılarla gezegenimiz arasında metaforik bir örüntü kurmamıza yardımcı olabilir. Biyosferini sırtında taşıyan gezegenimiz bizatihi cansızlığın ve canlılığın bir arada devindiği; organik ve inorganik faaliyetlerin yer aldığı devasa bir organizma olarak Güneş'in etrafında salınmaya devam eder.
Homo sapiens yani biz insanlar öncesinde de muhtelif canlıların -en dikkat çekicisi Dinozorlar- baskın tür olduğu bilinmekte. Zaman yolculuğunda yerini alan baskın türler, doğal yaşamın bir neticesi olarak yerlerini bir başka canlıya terk etmiş durumdalar. Dinozorların doğal olmayan yollarla, bir gök taşı çarpmasıyla tarih sahnesinden çekildiğini söylediğinizi duyar gibiyim.

Fitoplanktonlar

Fitoplanktonlar
pinterest
Aslında bu durum da entropiden daha az entropiye -kaos- giden yolda, evren bünyesinde bulunan gezegenlerin ve yıldızların başına gelebilecek, olasılık dahlinde bulunan meşum; fakat doğal bir süreci imler sevgili okur. Peki biz insanlar bu olasılıkların, baskın tür olma meselesinin ve yaşayan gezegenimizin neresindeyiz? Hemen açıklayalım: Yaşam formları üzerinde kurduğumuz hükümranlık son derece tehlike boyutlara varmış durumda.

Canlıların ve Dünya'mızın hemen bütün organ ve uzuv işlevi gören yapılarının; hidrosferin, pedosferin, atmosferin ağır tahakküm altında olduğunu bilmekteyiz. Bir virüs gibi konağımız olan – besin sağlayan ve yaşama alanı sağlayan organizma- Dünya'mıza saldırılar düzenlemekte ve aşırı hızla artan nüfusumuzla hem türümüzün hem de konağımızın yaşamını tehdit etmekteyiz.

pinterest
Virüslerin her kötü özelliğini bünyemize yedirerek hem konağın yok olmasına hem de kendi doğamızın infilak etmesine oldukça sebep olmaktayız. Ajan Smith'in biz insanlara sorduğu soruyu metaforik düzlemde ele aldığımızda cevap: maalesef ki evet sevgili okur. Yaşamı bu kadar kısa sürede, bu denli tehdit eden bir varlık olmamızı gerçeği yüzümüze amiyane tabirle bir tokat gibi vururken ateşle oynadığımızı yani gezegenin ateşini harladığımızı artık unutmamak gerekir.

Küresel Isınma ve İklim Krizi kapıda olmaktan ziyade evin arka odalarında dört dönmeye başlayalı bir hayli oldu. Ajan Smith'e insanın bir virüs olmadığını hatırlatırcasına doğamızla barışmalı ve derhal harekete geçmeliyiz. Yoksa ateşler içinde organizmayı ve kendini -teşbihte hata olmaz- yok eden virütik canlı gibi tarih sahnesinden çekileceğiz! Herkesin ve her şeyin biraz daha farkına vardığımız günler dileğiyle sevgili okur, şimdilik hoşça kalın.
©2022 Beyhan&Beyhan Business Solutions Tüm Hakları Saklıdır
Yukarı Kaydır
BUNU OKUMAK İSTER MİSİN?