Biyomimikri ve Örnekleri

Biyomimesis ve biyomimetizm olarak da bilinen biyomimikri, doğadaki canlı ya da cansız varlıklardan yararlanılmasına dayanan bir kavram. Yeni tasarımların ve ürünlerin ortaya çıkartılmasında büyük etkileri olan doğa, bizleri birçok canlı ve cansız mevcudiyet ile buluşturmakta. Bizler de bu canlılardan ya da cansızlardan destek alarak kendi ürünlerimizi üretmekteyiz fakat biyomimikrinin tam anlamıyla bahsi geçen varlıkların taklit edilmesi olmadığını sizlere belirtmek istiyoruz. Bir başka deyişle, doğa bizlere birçok kaynak sunmakta ve bizler de bu kaynaklardan yardım alarak kendi yolumuzu çizmekteyiz. Nasıl bu kaynakların tıpa tıp aynısını yaratmıyorsak onlardan çok da uzaklaşmıyoruz.

Temelini doğadan alan biyomimikri tekniği sayesinde sürdürülebilir tasarımlar ve ürünler oluşturulmakta. Doğada yer alan canlı ve cansızların taklit edilmesinin yanı sıra mimari yetenekler, çeşitli el becerileri ve mantığa yatkın süreçler de biyomimikri sürecinde yerini almalı. Doğaya duyarlı projelerin ortaya konulması konusunda yardımcı olan bu süreç, özgün bakış açılarını da tüketiciler ve üreticiler ile buluşturabilmekte. Ayrıca, estetikliğin yanı sıra sürekli karşılaşılan problemlere de biyomimikrinin yardımları sayesinde rahatlıkla çözüm üretilebilmekte. 

Yapay zekanın ve teknolojinin gelişmesiyle birlikte birçok robot üretilmeye başlandı. Farklı formlarda yaratılan robotlardan bazıları dört bacağa sahip ve bu robotlara biyotaklit robot denilmekte. Dört bacaklı robotların bu ismi almasının sebebi örümceklerle olan benzerliklerinden kaynaklanıyor. Genellikle bu robotlar askeri görevler için kullanılmakta ve gerçekleştirilmesi istenilen görevlere uygun yapı da örümceklerin bacaklarından ve gövdelerin esinlenerek ortaya çıkartılmış. Ayrıca, bu tarz robotların kötü hava koşullarında çalıştırılabilmesi için örümceklerin zıplama, yürüme ve bağımsız hareket edebilme gibi özellikleri de göz önünde bulundurulmuştur. 

Paris’in ünlü kulesi Eyfel Kulesi de biyomimikri sürecinin bir örneği. Bu tarihi sembolün vücudumuzdaki kalça kemiğinden başlayıp dizlerimize kadar uzanan uyluk kemiğinden yararlanılarak tasarlandığını sizlere söylemek istiyoruz. Eyfel Kulesi’nin yapımında birçok demir kullanılmıştır ve bu demirler birbirlerine uyluk kemiğinin yapısı gibi bağlanmıştır. Sağlam ve hafif olan bu kulenin insan vücudundan yararlanılarak ortaya çıkartılan bir biyomimikri sürecinin en iyi örneği olduğu ise apaçık bir şekilde ortada.