Dolma bizim, baklava sizin, yoğurt bizim, cacık sizin diye diye senelerdir bitmedi bu kavga. Halbuki şahane bir laf vardır, yemeğin milleti olmaz coğrafyası olur diye. Bu koca laf boşuna edilmiş olamaz ya! Yıllarca bir arada yaşayan bu iki millet nasıl birbirinden etkilenmeyecekti değil mi ama? Bir tas cacık yapan ya da bir tencere dolma pişiren komşusuna nasıl götürmeyecekti? Peki komşudan geleni çocuklar beğenince bir daha bir daha istemeyecek miydi, anne mecbur kalıp bir tarif istemeyecek miydi? Bunların hepsi olmalıydı ve oldu da. Peki, gelin bakalım mı ufacık farklarla nasıl kuruluyor bu sofralar Ege’nin iki yakasında?