Google
SCOPE

Bir Cüce Gördüm Sanki: Liliputian Halüsinasyonları

01 Ağu 2023

Bir sendrom düşünün istiyoruz sevgili okurlar. Her yanınızda küçük insanlar gördüğünüz bir sendrom olsun bu. Bir de sabit de olmasın durmadan hareket etsin bu küçük insanlar. Fakat sizden başka kimseler görmesin onları. Ne kadar tedirgin edici değil mi? Gulliver Sendromu olarak da bilinen Liliputian halüsinasyonlarından bahsedeceğiz bugün. Hadi öyleyse lafı daha fazla uzatmayalım ve cücelerin istilası olan sendromu mercek altına alalım.

2 Bardak
Gulliver’in Gezileri’ni sevenleriniz bilir. Liliput terimi bu efsanevi evrende var olan ve içinde minyatür insanların yaşadığı adaya verilen isimdir. Bahsetmek üzere olduğumuz halüsinasyonlar ismini tam da bu evrenden almıştır aslında. Gulliver Sendromu olarak da bilinen Liliputian halüsinasyonlar, bireyin zihnine tezahür ettiği zaman mustarip olan bireylerin her yerde minyatür yani daha anlaşılır tabirle cüce insanlar görmesine sebebiyet veren bir zihinsel bozukluk olarak tanımlanıyor. Varlığı, vakalarla uzun bir süre önce ispatlanmış olan zihinsel rahatsızlığa dair yapılan çalışmalar ise şaşırtıcıdır ki henüz çok taze. 

Google
Gelin, Gulliver Sendromu’ndan mustarip olduğu bilinen ilk vakaya doğru bir yolculuğa çıkalım. Tarihler 1909 yılını gösterdiğinde Fransız asıllı bir psikolog olan Raoul Leroy, oldukça sıra dışı bir şey deneyimlemeye başladığını fark etti. Birdenbire tüm dünyası değişen psikoloğun etrafında birbirinden renkli ufak tefek insanlar belirmeye başladı. Elbette ki başlarda afallayan Raoul Leroy, yaşadığı minik şokun ardından etrafında gördüğü cüce insanları tek tek bir makalesinde ele aldı. Bu makalede ise tanık olduğu sıra dışı deneyimi Liliput görüşü olarak adlandırdı. Fakat Raoul Leroy’un yazılı olarak ilan ettiği bu durum, o dönem de çok da araştırılası gelmemiş olacak ki, kimseler konu üzerine yoğunlaşmaya yeltenmedi ve sendrom uzun bir süre bilinmezliğini korudu. 

Leroy’dan uzun yıllar sonra Dr. Jan Dirk Blom isimli bir psikiyatr, Gulliver Sendromu olarak da bilinen Liliputian halüsinasyonlarını araştırmak için kolları sıvadı ve bu zihinsel bozukluğu sistematik olarak incelemeye başladı. O güne kadar olan tüm vakaları tespit eden Dr. Jan Dirk Blom, vakalar arası karşılaştırmalı bir çalışma yürütüp, hastalığın bireylerde görülme sıklığını, tedavi edilme yöntemlerini ve bozukluğa yakalanan hastalar için oluşturduğu tehditleri tespit etmesinin ardından sendroma ilişkin detaylı bir makale yayınladı. 
 
Makalesinde ele aldığı detaylar ise şunları işaret ediyordu. 

Google
“Lilliput sanrıları her bireyde bambaşka şekillerde gözlemlenebilir. Bunlara örnek vermek gerekirse; küçük adamlar, kadınlar, çocuklar hatta cüceleri içeren görülerden bahsedilebilir. Yapılan araştırmalara göre sanrılar, zaman zaman çok derin detaylara da sahip olabilme özelliği taşıyor. Örneğin; palyaço, dansçı, ya da asker kostümü gibi detaylar da sanrılar arasında yer alabiliyor. Vakaların büyük çoğunluğunda, söz konusu halüsinasyonlar, binlerce hatta milyonlarca cüce insanın varlığına işaret ediyor. Raporlanmış vakaların dörtte birinde, insan figürlerine ek olarak küçük hayvan tasvirleri de gözlemlenmiş durumda. Bu hayvanların ise yine minyatür kaplanlar, kediler ve hipopotamlar olduğu belirtiliyor. Tüm insan, hayvan, cisim boyutları 10 ile 30 cm arası boyutlarda betimlenmiş durumda. Sanrıların varlık süresi ise kişiden kişiye değişiklik gösterebiliyor. Bazı vakalarda sanrılar kendiliğinden yok olurken bazı sanrıların süresi saniyelerden yıllara kadar çeşitlilik gösterebiliyor.”

Makalesinde bu ve benzeri tespitlere yer veren Dr. Jan Dirk Blom araştırma kapsamında, 10 bin kişide 30 ila 80 klinik psikiyatri hastasının, Gulliver Sendromu'na yakalandığını hesaplamış durumda. Bununla birlikte söz konusu araştırma için toplamda 226 cüce sanrısının detaylandırılarak incelendiği 145 vaka raporunun varlığı da söz konusu. 
 

Dr. Jan Dirk Blom
Uzun lafın kısası Gulliver Sendromu olarak bilinen halüsinasyonların zihinsel bir bozukluk olduğu yapılan detaylı bilimsel çalışmalarla kanıtlanmış durumda. Söz konusu sanrıların meydana gelmesinin nedeni ise doğrudan başka nörolojik durumlardan kaynaklanması olarak aktarılıyor. Bunun yanı sıra sanrıların şizofreni gibi ruhsal bozuklukları tetikleme etkisinin de mevcutluğundan bahsediliyor. 

Şayet bu tarz bir duruma denk gelindiğinde yapılması gereken en mantıklı ve sağlıklı şey, önce bir ruh sağlığı uzmanına ardından ise gerektiği takdirde, nörolojik bir uzmana başvurulması olarak öneriliyor. 
 

©2022 Beyhan&Beyhan Business Solutions Tüm Hakları Saklıdır
Yukarı Kaydır
BUNU OKUMAK İSTER MİSİN?