Beş Bin Kilometre Kateden Bir Oyuncak Gemi Hikâyesi

Ollie ve Harry, gemilerini Aberdeenshire’ın küçük bir kasabası olan Peterhead’in sahilinden Kuzey Denizi’nin derinliklerine doğru bırakıyorlar. Küçük gemi dalgalara karşı amansız bir mücadeleye girişerek Danimarka kıyılarına vuruyor önce. Burada gemiyi bulan Danimarkalı bir çift, çocukların geminin içine bıraktıkları notu bulup okuduktan sonra onların oyununa katılarak oyuncak gemiyi yeniden denize bırakıyorlar ve “Adventure” bu kez yeni bir maceranın kollarına atılıyor.

Akıntıyla birlikte İsveç kıyılarına kadar ulaşan gemiyi bu kez yaşlı bir kadın buluyor ve geminin yıprandığını fark edip küçük kaptanlar için gemiyi yeniden onarıyor. Yelken kırılmış bir halde, gövdesinde ise epey bir yol katettiği için bazı parçalar eksik. Kadın, gemiyi tamir edip o eski sağlam hâline getirdikten sonra tıpkı notta yazıldığı gibi denize bırakıyor yeniden. Ve “Adventure” denizlerdeki macerasına kaldığı yerden devam ediyor.

Bu küçük geminin, boyunu katbekat aşan macerasında bu kez “büyük” bir dostuyla, gerçek bir gemi ve onun mürettebatıyla kesişiyor yolu. Aradan geçen haftalar boyunca gemi yeniden yıpranmış durumda ve bu kez mürettebat tarafından kolay kolay yıpranmayacak şekilde tamir ediliyor Adventure. Ollie ve Harry’nin oyuncak gemisi, karşılaştığı insanlar bakımından epey şanslı gibi, ne dersiniz?

Gemi tamir edildikten sonra yeniden okyanusla buluşuyor ve bu kez kendisinden birkaç ay boyunca bir haber alınamıyor. Ta ki beş ay sonra, denize bırakıldığı noktadan yaklaşık dört bin kilometre ötede, Barbados sahillerinde sinyal alınana kadar…

Tabii, bu sinyalin ardından gemiye yerleştirilen takip cihazının şarjı bittiği için Adventure’dan o tarihten itibaren haber alınamıyor. Yani gemi hâlâ Barbados’ta, muhtemelen onu yeniden bulacak kişiyi bekliyor. Ya da belki çoktan bulundu ve yeniden denizde macera kovalamaya başladı, kim bilir? Adventure her halükârda küçücük boyuyla beş bin kilometrenin üzerinde mesafe katederek isminin hakkını verdi zaten. Ollie ve Harry ise başarılı birer kaptan ve gerçek bir maceraperest olduklarını Adventure’ı suya ilk bıraktıkları an kanıtlamışlardı.

Bu fikir akıllarına nerden geldi derseniz, onu da aslında bu iki sevimli çocuğu yetiştiren sevgili anne babalarına borçluyuz. Kendileri çocuklarını on sekiz yaşına basmadan evvel tam beş yüz tane çılgın macera yaşamaya teşvik ediyorlar, bu gemi fikri de işte buradan çıkıyor. Şimdilerde Ollie ve Harry bu maceraların büyük bir kısmını tamamlamış olsa gerek. Sayelerinde yüzümüze keyifli bir gülümseme oturdu, iyi ki varsınız çocuklar!