Pinterest
SCOPE

Belaya Hazır mısınız? Hem de Çifte Belaya: Dionysus ve İsa Mesih

27 Haz 2023

Antik dünya mitolojileriyle Hristiyanlık teolojisine baktığımız zaman pek çok benzerlik görmek mümkün. Eh, binlerce yıl Akdeniz coğrafyasını kasıp kavuran inanışların gökten zembille İsa indi diye bir anda değişmesini beklenemezdi. Buyurun, bugün Dionysus ve İsa Mesih’i inceliyoruz.

Bugün, yıllardır Antik dünya tarihçileri ve din tarihçileri arasında süregelen bir tartışma konusundan bahsedeceğiz, sevgili BOBOscope okuyucuları. İman gücü yüksek teologlar İsa Mesih’in biricik olduğunu savunsa da hem mitleri hem Hristiyan dogmalarını inceleyenler için temel sorulardan biri dini figürler arasındaki benzerlikler. Akdeniz coğrafyasının en ünlü figürü, ünlüleri iptal etme kültürünün ilk kurbanı İsa Mesih ile Mısır tanrısı Horus, Yunan tanrısı Dionysus, Mithra kültünün ana karakteri Mithras, Anadolu kültlerinin ayrılmaz parçası Attis, Mezopotamyalı Tammuz, Yunan Adonis veya Romalı Sol Invictus (Yenilmez Güneş)... Hepsi, İsa Mesih kültüne katkıda bulunmuş figürler olarak öne çıkıyor. Ama Dionysus ile İsa Mesih arasındaki benzerlikler, diğer adaylardan daha fazla incelenip makalelere konu oluyor. Neden diye sorduğunuzu duyar gibiyiz, sevgili okuyucular. Aslında bu sorunun cevabı oldukça basit: Yunan mitolojisi, diğer mitlere göre daha popüler ve daha geniş çaplı olarak biliniyor.

Pinterest
Yunan mitolojisinin şarap tanrısı Dionysus sadece şarabın değil, ritüellerle gelen deliliğin, tiyatronun, deliliğin de tanrısı. İsa Mesih ise Hristiyanlığın peygamberi, Cennet’in müjdecisi ve öte dünya umutlarının anahtar ismi. Güçlerine baktığımız zaman pek de ortak noktaları yok gibi gözükseler de aslında benzerlikleri, farklılıklarından daha fazla, sevgili BOBOscope okuyucuları. Pek çoğumuzun bildiği gibi İsa Mesih, Tanrı tarafından seçilmiş Bakire Meryem’den doğuyor bu yüzden hem insani hem tanrısal doğaya sahip. Dionysus ise Göklerin, Yıldırımların ve Şimşeğin Tanrısı Zeus ile bir insan olan Semele’nin oğlu yani o da hem çift taraflı doğaya sahip. Normal mitte, Semele, Dionysus’u doğuramadan yanarak kül olduğu için Zeus, çocuğu baldırına yerleştirip doğum anını bekliyor ve Dionysus, Zeus’un baldırından doğuyor.
Dionysus’a dair daha karanlık bir külte, Dionysus-Zagreus kültüne baktığımızda ise bu çift doğa meselesinin rengi de değişiyor. Zagreus kültüne göre Zeus, kızı Persephone ile beraber oluyor ve Persephone hamile kalıp Dionysus-Zagreus’u doğuruyor. Biliyoruz, sevgili okuyucular, tüyleriniz diken diken oldu... Ama Olymposlular için ensest ilişkiler normal, Tanrısal doğaları gereği aslında akrabalıkları büyük bir önem taşımıyor. Persephone doğum yapınca Hera kıskançlıktan delirip Titanları yeni doğan çocuğun üstüne salıyor, Zagreus öldürülse de Athena kalbini kurtarıp babası Zeus’a getiriyor. Bu noktada Semele’ye Dionysus’un olduğu bir iksir içirten Zeus, çocuk doğmaya hazır olunca Dionysus’u, Semele’nin rahminden alıyor.  

Pinterest
Şükürler olsun, İsa için bu kadar karışık doğum mitleri olmasa da bakire bir kadının nasıl doğum yapabileceği, doğum sırasında da bekaretini koruması ve el değmemiş olarak peygamberi dünyaya getirmesi yüzyıllardır herkesin aklını kurcalıyor. Bu soruların yanıtını bilmesek de Dionysus ve İsa’nın doğum mitlerinin benzer olduğunu söylemek mümkün. Dahası Dionysus mitlerinde geçen genç kadın kelimesi, İsa hakkındaki anlatılarda da bulunuyor. 

Orijinali İbranice olan Yeni Ahit’te ‘almah’ kelimesi Meryem’i tanımlamak için kullanılıyor, ‘almah’ genç kadın demek, bakire değil. Ancak Yeni Ahit’in ilk Yunanca çevirisi (Septuagint) çeviri hatalarında yeni bir çığır açıyor... Yunanca ‘parthenos’ hem genç kadın hem bakire demek, ‘almah’, Yunancaya ‘parthenos’ olarak çevrilince Latinceye de bakire olarak aktarılıyor... Eh, aslında çok şaşırtıcı değil, sonuçta Michelangelo’nun dillere destan Musa heykelinin boynuzları olması da çeviri hatalarından kaynaklanıyor! Ancak işin sonunda hem Dionysus hem İsa, çift doğaya sahip dini figürler ortaya çıkıyorlar.

Benzerlikleri saymadan önce doğru bilinen bir yanlışı ifade etmek istiyoruz sevgili BOBOscope okuyucuları. İsa’nın doğum günü olarak kabul edilen 25 Aralık, Dionysus’un doğum günü olarak da kabul ediliyor ve bu durum benzerlik arayışında olanlar için ayrı bir kanıt olarak kabul ediliyor. Ancak böyle bir bilgi teknik olarak mümkün değil çünkü her şeyden önce Antik Yunan takvimlerinde Aralık’a denk gelen bir ay bulunmuyor.  Antik Yunanistan’da Dionysus Festivalleri ya Gamelion (Geç Ocak-Erken Şubat) ya da Elaphebolian (Geç Mart-Erken Nisan) aylarında kutlanıyor, kırsalda düzenlenen Dionysus kutlamaları da Romalıların, Aralık olarak kabul ettiği Poseidon ayına denk geliyor ancak bu sadece Romalılar için geçerli, Antik Yunanların böyle bir bilgisi yok. İsa’nın 25 Aralık’ta doğduğuna dair genel kabul ise 4. yüzyıldan sonra yerleşmeye başlıyor.

Pinterest
Hem Dionysus hem İsa yeni tanrılar olarak kabul ediliyor. Dionysus, orijinal Olymposlular içinde yer almıyor, dünyaya geldikten sonra Olympos’a yükseltiliyor, tıpkı İsa’nın Cennet’e yükselişi gibi. Dionysus da tıpkı İsa gibi yeni bir mesajı yaymak için insanların arasına karışıyor, verdikleri mesajlar sahip oldukları güçler gereği farklı amaçlara hizmet etse de temel mantık, insanları yeni bir inanca davet etmek. İki figürde vahiyleriyle meşhur, tıpkı Dionysus gibi İsa’da kehanet gücüne muktedir ve her şeye muktedir bir güçten aldığı bilgileri inananlarıyla paylaşıyor.
İki dini figür de hızla yükselen bir popülerliğe sahip. Tıpkı Hristiyanların bir anda çoğalmaya başlaması gibi Dionysus kültünü takip edenlerin sayısı da hızlı bir şekilde artıyor. Hem Dionysus hem İsa takipçileri inançları yüzünden zulme uğruyorlar. Antik Dünya tarihinin en kanlı olaylarından biri olan Bacchanalia Zulmü sırasında Dionysus takipçileri Roma İmparatorluğu tarafından katledilirken, Bacchanalia’dan yüzlerce yıl sonra Hristiyanlar yine Roma tarafından öldürülüyor. Bir benzerlikte inananlar arasından geliyor, nasıl erken dönem Hristiyanları arasında kadınlar çoğunluktaysa, Dionysus kültüne inananlar arasında da kadın nüfus çoğunluk olarak öne çıkıyor. 

Pinterest
Bir diğer benzerlikte İsa ve Dionysus’un karakteristik özellikleriyle alakalı. İki figürde, kendilerinden şüphe duyanları cezalandırmaktan tereddüt etmiyor. Barışçıl yönleriyle tanınan iki dini figür, güçlerine halel getiren kişilere verdikleri korkunç cezalarla tanınıyor. Dionysus kendisinden şüphe duyan gemicileri delirtip yunusa dönüştürürken, İsa inananlarına eziyet eden Saul’ü (havari adıyla Paulus) kör ediyor. Hem İsa’nın hem de Dionysus’un takipçileri, zulümler sırasında mucizevi şekillerde hapisten kaçıyor, işkencelere katlanıyorlar. Aynı zamanda iki dini figürde kendi mucizeleriyle meşhur, tıpkı İsa gibi Dionysus da yeniden diriltme gücüne vakıf. İsa’nın Cehennem’e inişi gibi Dionysus’da Yeraltı’na yolculuk ediyor. 

İki figüre de eşit bir noktadan bakıldığında aslında ortak bir tablo görmek mümkün, sevgili BOBOscope okuyucuları. Yüzlerce yıl beraber yaşamış Akdeniz toplumlarından bahsettiğimiz zaman, bu toplumların arasında uçurumlar olmasını bekleyemeyiz. Her ne kadar semavi dinler, pagan inançları keskin bir şekilde reddedip kendi dogmalarını mukaddes bir güce dayandırsalar da aslında bütün inançların iç içe geçtiğini görmek mümkün. Nasıl peygamberlerin ortak özellikleri farklılıklarından daha fazlaysa, semavi dinlerinde pagan inançlarla bağlantıları sayılamayacak kadar fazla. Bu noktada İsa ve Dionysus’un birbirlerine benzemesi de şaşırtıcı bir durumdan ziyade, beraber yaşayan ve aralarında politik olduğu kadar sosyo-kültürel pek çok ilişki olan toplumların ortak hikayeler oluşturmasından kaynaklanıyor.
©2022 Beyhan&Beyhan Business Solutions Tüm Hakları Saklıdır
Yukarı Kaydır
BUNU OKUMAK İSTER MİSİN?