Bacaklara Özgürlük: Yürüyerek Seyahat Etmek

Kabul etmek gerekir ki toplu taşıma ile yolculuk yaptığımızda mola verilecek lokasyonları belirlemek bizim elimizde değil. Dolayısıyla da her istediğimizde durmamız gibi bir şey söz konusu olamaz. Ancak böyle olduğu sürece geçtiğimiz yol üzerindeki bir sürü güzelliği kaçırıyor olabiliriz. Kaçırdığımız şey bölgeye has bir lezzet de olabilir, popüler bir yer veya büyüleyici bir mekan da. Fakat kendi kontrolünüz dahilinde yaptığınız yolculuklarda mola vermekte, istediğiniz kadar dinlenmekte ve keşif yapmakta özgürsünüzdür. Örneğin karavanınızla yolculuk ediyorsanız onu istediğiniz noktada bırakarak keşfinizi sürdürebilirsiniz. Eğer bir bisiklet üzerinde seyahat ediyorsanız işiniz daha da kolaylaşacaktır çünkü hem aracınız küçüktür hem de yanınızda daha az eşya vardır. Dolayısıyla da seyahatinizde size engel olacak unsurlar da oldukça azdır. Eğer yürüyerek seyahat ediyorsanız durum daha bile kolaydır. Çünkü o zaman aracınız yalnızca vücudunuzdur ve sırt çantanızdan başka bir yükünüz yoktur. Artık yüreğinizin götürdüğü yere doğru ilerleyebilirsiniz. 

Günümüz insanı bağlamında ele aldığımızda yürüyerek seyahat etme fikri hızla akan dünya ekseninde kulağa oldukça gerçekdışı gelecektir. Fakat neredeyse her alanda baş döndürücü bir biçimde hakim olan bu hıza inat, hala sindirerek yaşayan insanlar da var. Kaldı ki her şeyden önce yürüyerek seyahat mantık dışı değil. Evet, oldukça uzun zaman alır ve son derece yavaş bir yolculuk biçimidir. Ancak kabul edilmesi gerekir ki hayal dahi edilemeyecek deneyimler kazandırır. Ne kadar plan yapmış olursanız olun yolda ne ile ya da kimle karşılaşacağınız her zaman muğlaktır. Ancak yolculuğu güzel yapan taraf da budur. Bu durum kimilerine göre büyük bir tehlikedir fakat kimileri ise bunu rengarenk bir maceranın ayak sesleri olarak değerlendirir.