Unsplash
WELLNESS

“Ama” Kelimesinin İkilemi

14 Eki 2022

Arapça’dan dilimize geçmiş ve bir bağlaç olan “ama” sözcüğü çoğu zaman kendi içinde tutarsızlık yaşandığında vurgulanan bir kelime olarak dikkatimi çekmiştir. Hatta bu mevzu küçüklüğümde izlediğim futbol maçı sonu röportajlarında, futbolcu ve antrenörlerin söylemlerinden zihnime kazındı da diyebilirim. Peki, o günden bugüne “ama” sözcüğünü üzerine bir içerik hazırlanacak kadar değerli yapan o röportajlar mı sizce? Elbette değil! “Ama” kullanımı bakımından bir bağlaç olsa da birçok yerde insanın kendini yalanlamasına sebep olması yüzünden tartışılmaya değer olduğunu düşünüyorum. Eğer siz de aynı düşünceler içindeyseniz “ama” ikilemi hakkında söyleyeceklerimi okumanızı isterim.

Getty Images

Futbolcuların “Ama”sı


Konuya elbette beni bu yazıya iten ilk kıvılcımdan başlamak isterim ki o da futbolcuların maç sonu röportajlarında kullandıkları “ama”dır. Çok iyi bir futbolsever olarak izlediğim her maç sonu röportajında beni tebessüm ettiren, eskiden öyle olduğu gibi, günümüzde de neredeyse tüm futbolcu ve antrenörlerin maç sonu röportajlarının odak cümlesi; “Hakemler hakkında konuşmayı hiç sevmem ama bugün hakem gerçekten hakkımız yedi!” kalıbından bahsetmek istiyorum. Hatta bir zamanlar bu cümleyi kurmadan röportaj veren sporcu yok denecek kadar azdı. Peki, neydi bu kendini yalancı çıkarma uğruna kullanılan “ama”nın sebebi? Bir erdem mi yoksa sadece öylesine söylenmiş, kalıplaşmış bir cümle mi?

Unsplash

Sosyal Medya Platformalarını Sevmiyorum Ama!


Belki futbol röportajları herkese dokunmayabilir ama günümüzün başka bir en büyük “ama” ikilemi olan “Sosyal medya platformlarını sevmiyorum ama..” ile başlayan kalıbı hatırlatmak isterim size. Bu kalıptan sonra gelen cümleler aşağı yukarı “...ama işim gereği kullanmak zorundayım.”, “... ama eski arkadaşlarımı sadece orada bulabileceğim.” gibidir. Peki, sosyal medya için kullanılan ama kelimesinden sonraki kalıplar nedir sizce? Bahanelerin ardına sığınma mı, kendini entelektüel sınıfa layık görüp mecburen kullanıyorum imajı mı yoksa gerçekten çelişkili ve tutarsız iki cümleyi birbirine bağlamak mı?

Unsplash

Kişisel Gelişim Kitabı Okumayı Hiç Sevmem Ama!


Diğer bir örneği de günümüzün en çok okunan fakat ne hikmetse kimsenin okuduğunu kabul etmediği kişisel gelişim kitapları hakkında söylenen kalıptan vereceğim. Tahmin ettiğiniz üzere “Kişisel gelişim kitaplarını hiç sevmiyorum ama...!” kalıbı sonrasında gelen “... ama işim gereği okumak zorundayım.”, “... ama o kadar övgü aldı ki bunu hak edip etmediğini sorgulamak için okudum.”, “... ama okuyacak kitabım kalmamıştı!” cümlelerinin doğruluğunu sorgulamak isterim. Gerçekten bunu söyleyen kişilerin hayatlarında hiç sevmedikleri halde okumaya vakit ayırdıkları fakat yine de asla değerli bulmadıkları kitapları okuyacak kadar vakitleri var mı merak ediyorum. Yoksa okumak isteyip de okumuyor izlenimimi yaratılmaktır istenen...

Örnekler o kadar çok ki eminim sizin de aklınıza birçok ama’lı cümle gelmiştir. Peki, sonuç olarak ama ikilemi içeriği sizin için açıkta kaldı mı? Eğer kaldıysa şunu üzerine basa basa söylemek isterim; “Ama”dan önceki söylenen tüm sözcükler, kalıplar, cümleler her biri aslında “ama”dan sonra söylenecekleri güvenceye alma ve yumuşatma halidir. Çünkü örf ve adetlerimiz gereği – evet hala bu yüzyılda da – söyleyeceklerimizi dürüstçe söylemekten çekiniyor, sözlerimizin insanları kıracağından endişeleniyor, kendimize yeterince güvenmiyor ve bir şekilde herkesin yaptığını yapmanın – özellikle kişisel gelişim kitap örneği için – kötü bir durum olduğunu düşünmemizden kaynaklanıyor. Elbette istisnalar kaideyi bozmaz “ama” “ama” ikilemi genel olarak böyle açıklayacağım size. Belki bu içeriğimi büyük bir genelleme olarak kabul edebilirsiniz fakat eğer siz de benim gibi “ama” ikilemine fazlasıyla takılıyorsanız bunu bir dertleşme olarak görmenizi isterim.


©2022 Beyhan&Beyhan Business Solutions Tüm Hakları Saklıdır
Yukarı Kaydır
BUNU OKUMAK İSTER MİSİN?