ZOOM

Pişman Olmaktan Pişman Olmak

11 Oca 2022

Hayat deneyimi boyunca bazı davranışlarımızın sonucu bizi mutlu ederken bazısıysa tadımızı kaçırır. Birinci durumda sevinir, mutlu oluruz. İkinci durumda ise bizi hayıflandırır: ‘Bu benim başıma nasıl geldi’ler havada uçuşur. Oysa birinci, mutlulukla gelen duyguya ‘neden’ diye şaşırmamıştık… Pek adil görünmüyor değil mi? Pişman olmak hele, hiçbir işe yaramadığı gibi, enerjimizi boşa akıtmamıza neden de olabiliyor. Oysa deneyim kazanmaktan başka elimizden bir şey gelmez ve mutsuzluklarımız bize muazzam şeyler öğretebilir… Gelin birlikte, pişman olmanın bizi nasıl etkilediğini görelim. Belki pişman olmamız gereken şey, pişman olmaktır…

2 Bardak

Enerji Sızıntısı 

Hayatımızda takındığımız tavır ve ettiğimiz laflar bir şeylere hizmet ediyor mu? Eğer sadece enerji atmak için konuşuyorsak, aslında bu da belli bir amaca hizmet eder diye düşünebiliriz. Fakat, bunu devamlı yaparak alışkanlık haline getirmek bizi kimsenin yaklaşmak istemeyeceği bir tesla bobini haline getirir. Tabii bu öfke, hazımsızlık ve hırs içeren bir bobin olur. Biz bile işin içinde pek olmak istemeyiz açıkçası. Sonuçta bu dırdırı en çok dinleyen kişi bizizdir bir de! Pişmanlık, aslında saf ve mağdur görünür, kendinin affedilmesini bekler. Fakat onu sadece tanır, derinliğini, uzandığı yerleri ve bizi farklı zamanlarda nasıl da bölebildiğini görürsek belki huyumuzu düzeltmek için geçerli nedenler de bulabiliriz.
Bu işi bir örnek üzerinden anlayıp içimize sindirebiliriz: Aslında ağzımızdan çıkan her şeye maddi bir şey gözüyle bakarsak çarçur edilen enerjinin ne denli büyük olduğunu belki o zaman daha iyi fark ederiz. Eğer ağzımızdan çıkan kelimelerin bize bir yardımı dokunmuyorsa, muhtemelen zararı vardır diye düşünmek, enerjimizi korumamıza ve günümüzün sürdürülebilir bir gün olmasına önayak olur. Pişman olmak hayıflanmak ve kafaya bir şeyi takmak, eğer bunu çözme gibi bir amacımız varsa, planımızın neresinde ne gibi bir rol oynuyor olabilir ki? Daha çok, hiçbir rolü olmayan, yönetmenin filmden atacağı bir sahneye benziyor.

Deneyimden Başka Neyimiz Var Ki?

Hissimiz gerek pişmanlık olsun, gerek hırs, gerek kızgınlığımız, aslında kendimize soracağımız soru pek de değişmez: ‘Bu his neye hizmet ediyor?’. ‘Gerçekten bunu hissetmek benim neyime yarayacak?’, ‘Yoksa böyle hissetmek, sadece bir işaret sinyali mi?’. Akabinde, gerçekten bize yardım eden ilişkiler kurabiliriz böylelikle duygularımızda. Kaldı ki bizim ne yaşadığımızdan ya da hissettiğimizden ziyade, o konu ya da duygu ile ilişkimiz bizi etkileyen konumda olduğundan, bütün otları çeri çöpü ayırdığımız anda toprağımız, geriye sadece deneyim ve bu deneyim için gereken enerjinin doğru kullanımı ortada kalır.
Biraz da düşününce zaten, deneyimden başka neyimiz var ki? Neyin ne olacağını bilmiyoruz, hedeflerimiz ve ideallerimiz olsa dahi her zaman esnek olmak zorundayız ve ne olursa olsun hiçbir şey hiçbir zaman belli değil. Hayat bir oyun gibi bizi kendine bağımlı da tutabilir ya da daha rahatlatablir de. Yine, aynı duygular ve olaylarda olduğu gibi direk olarak ‘hayat’ olarak baktığımızda da hayatımız, neyin nasıl göründüğü ile değil, bizim onunla olan ilişkimizle bizi şekillendirir.

Mutsuzluk Öğretmeni

Neresinden baksak, pişmanlık duymak; bir pinleme yöntemi bir ‘cısss’ efekti gibi bir şey konumunda, ‘Şunu yaptığımdan çok pişmanım keşke yapmasaymışım’, gibi argümanlarımızsa sadece kendiyle alakalı olarak durur. Çünkü pişmanlık eliyle bir şey işaret eder ve yaşanılan durumu cımbızla çekip bize eziyet ettirir. Oysa mutsuzluk ve yanlışlıklarımızın başka bir nedeni olamaz mı? Belki bize yine işaret ediliyordur ama daha büyük bir resmi? Mutluluk bizi daha da mutlu edebiliyor, fakat mutsuzluk, incelediğimiz ve algıladığımız müddetçe kilitli kalmış birçok yönümüzü açarak, muazzam bir öğretmen görevi görüyor. Mutsuzluk öğretmeni, neler biliyor, neler öğretiyor?
Pişmanlığımızın gürültüsünden, öğretmenimizin dediklerini duyabiliyor muyuz acaba?
©2022 Beyhan&Beyhan Business Solutions Tüm Hakları Saklıdır
Yukarı Kaydır
BUNU OKUMAK İSTER MİSİN?