Bugün en önemli toplumsal meselelerden birini cinsiyet eşitsizliği oluşturuyor. Kadın ve erkek eşit bir zeminde buluşamadığı gibi kadınlara yönelik ayrımcı uygulamalar her alanda artarak devam ediyor. Yaratılan “öteki” algısı psikolojik ve fiziksel şiddeti, baskıyı, tacizi beraberinde getiriyor. Böylesi bir sonucun toplumsal cinsiyet eşitsizliği ile yakından ilişkisi bulunuyor. Erkekliğin kutsallaştırıldığı bir sistemde güç ve kontrol ilişkileri de hayatın her alanında etkili oluyor. Bunun bir parçasını da çalışma yaşamı oluşturuyor. Özellikle kadın emeğinin değersizleştirildiği çalışma alanı, kadınlara yönelik toplumsal algının meşrulaştırılmaya çalışıldığı bir düşünceye hizmet edebiliyor. Medya sektöründe çalışan kadınların taciz başta olmak üzere karşılaştığı pek çok sorun da bunun en somut örneğini oluşturuyor. O halde, medyadaki kadın çalışanların sorunlarına eğilerek kadına yönelik tacizin medya sektöründeki yansımalarına daha yakından bakalım.