Romanla öykü kıyaslanır her zaman. Fakat aslında her ikisinin de yeri hem edebiyat tarihinde hem de okuyucunun gönlünde bambaşka. Öykünün dinamik, kısa, hemen içine hapseden, her yolculuğa, tüm iki ara bir derelere, bir kahve molasına, uykudan önceki son on beş dakikaya ya da güne güzel başlamak için kahvaltıya iliştirilebilecek bir yapısı var. Öyküler, kısacık bir sürede size iyi bir çatışma, güçlü bir karakter ve bazen de büyük bir olay vadeder. Tüm bunlarla birkaç sayfada karşılaşıp birçok duyguyu, bazen de tek bir duyguyu yaşayabileceğiniz ve sizleri öyküden öyküye koşturarak nefes nefese bırakacak iki kitap önerim var. Gelin çağımızın güçlü öykü yazarlarından ikisine birlikte göz atalım.