Çok sevdiğiniz biri üzüldüğünde siz de en az onun kadar üzülüyor musunuz? Bir arkadaşınızın yardıma ihtiyacı olduğunda hemen elinizden gelen her şeyi yapmak mı istiyorsunuz? Anneniz arayıp, “Canım çok sıkkın.” dediğinde bunu düzeltmekten sorumlu hatta zaman zaman bundan dolayı suçlu mu hissediyorsunuz? Ya da sık sık kendi duygu ve deneyimlerinizden en sevdiklerinizi mi sorumlu tutuyorsunuz? O zaman siz de ilişkilerin iç içe geçtiği bir ailede büyümüş ve “ben” ile “sen” arasındaki şeffaf sınırdan mahrum bırakılmış olabilirsiniz. Kendimizle olan ilişkimizden diğer tüm ilişkilerimize kadar yaşamımızın her alanını etkileyen bu zorlu fakat bir o kadar da yaygın deneyimi gelin birlikte tanımlayalım.