Önümüzdeki 5 gün boyunca
pexels
İLİŞKİLER / CİNSELLİK

İlişkilerde Devreye Giren Savunma Mekanizması

04 Oca 2022

İlişkilerde ufak tefek tartışmalar yaşamak olağandır, ne de olsa en uyumlu partnerliklerde bile zaman zaman kişilikler arası çatışmalar ve fikir ayrılıkları yaşanır. İki ayrı bedende tek ruh olduğuna inananların bile yaşadıkları romantik ilişkilerde hiç kavga etmedikleri gibi bir düşünceye kapılmıyoruz yani. Ancak bu tartışmalar esnasında bir tarafın diğerine göre daha baskın geldiği ve karşı tarafı fazla eleştiriye maruz bıraktığı bir durum söz konusu olursa, karşıdan da otomatik olarak bir kalkan devreye girecektir. İlişkileri çıkmaza sokan nokta ise tam olarak budur. Peki, bizler tam olarak ne zaman bu savunma kalkanlarını ortaya çıkarıyoruz? İlişkileri içinden çıkılmaz bir boyuta getirdiğimiz yer, tam olarak neresi? Kendimizi gerekli veya gereksiz her koşulda savunmaya alıyorsak, ilişkimiz bundan nasıl etkilenir? İşte tüm bu soruların yanıtını birlikte arayacağız.

pexels
Sigmund Freud’a göre ilişkilerimizde eleştirilmeye başladığımız noktada kendimizi hemen bir savunma kalkanının içine hapsediyoruz, bunu yaparken de en büyük endişelerimizle yüzleşmekten kaçınmaya çalışıyoruz.

Bilinçaltımızda bastırdığımız düşüncelerin gün yüzüne çıkması, bizi rahatsız hissettiriyor ve bu sebeple de savunma mekanizmamız zaman zaman saldırı boyutuna kadar varabiliyor.

İşlerin bu raddeye gelmesi, anlık duygu dalgalanmalarımızın değişken bir seyir izlemesi. O an içsel değişimimiz o kadar büyük oluyor ki kendimizi istemsizce yüksek tepkiler verirken bulabiliyoruz. Normalde yapıcı bir eleştiriyi bile dinlemekten aciz, saldırgan ve isyankâr bir moda bürünüyoruz. O anki tavrımızla her ne kadar kendimizi memnun hissetsek de bu his, geçici bir his oluyor ve diğer insanlarla olan ilişkilerimiz de sorunlu, sabır ve iyi niyetten uzak, tahammülsüz bir birliktelikler yığınına dönüşüyor.

pexels
En çok kullandığımız savunma mekanizmalarından biri, kendimizi kişisel problemlerimizden ve kusurlarımızdan arındırmak ve sanki yoklarmış ya da kusur aslında başkasındaymış gibi hareket etmek. Yani bir nevi izolasyon hali yaşamak.

Bu şekilde bütün hatalarımızı bilinçaltımıza gömerek kendimizi adeta bir melek ilan etme çabasına girişiyor ve kusurlarımızı tamamen görmezden geliyoruz. Suç, hiçbir zaman bizde olmuyor, daima karşı taraf suçlu ve biz de hep haklı olan kişi oluyoruz.

Bir diğer savunma mekanizması ise olumsuz olan bütün duyguları baskılayarak yok etmeye çalışmak. Eğer bir şeyi görmezden gelirsek, o şeyin gerçekten var olmadığına dair kendimizi ikna etmeye uğraşıyoruz. Aslında günümüz ilişkilerinde bu problemi bastırma/duyguları baskılama sorunu sıkça görülüyor. Normalde fikir ayrılığı yaşayan partnerler, sorunu çözmek yerine sadece varlığını görmezden gelerek sanki ortada böyle bir problem hiç yokmuşçasına hayatlarına devam etmeye çalışıyorlar.

pexels
Bunların dışında sıklıkla başvurulan savunma mekanizmalarından biri de içinizde var olan olumsuz bir duyguyu, ilkel düzeydeki arzuları ve kaygıları toplumun kabul göreceği bir biçime dönüştürerek kendinin ideal bir versiyonunu yaratmaktır.

Örneğin, öfke problemi olan ve şiddete meyilli bir birey, kendini dövüş sporlarına yönlendirdiğinde toplumun gözünde başarılı bir sporcuya dönüşebilir ama özünde saklanan şiddete meyillilik olduğu yerde durmaya devam eder. Başkalarının gözünde artık “iyi biri” olsanız da aslında içinizdeki duyguları saklamaktan öteye gidemezsiniz.

pexels
Öncelikle kendinize bu davranışlardan herhangi birini yapıp yapmadığınızı sorun. Kusuru hep başkasında mı arıyorsunuz? Gerçeklikten kaçınmak için alkol ve uyuşturucu maddelere yöneldiğiniz oldu mu? Partnerinizle olan sorunlarınıza gözünüzü kapatıp hiçbir şey olmamış gibi davranıyor musunuz? Büyük problemler yaşadıktan sonra ertesi gün sanki hiçbir şey olmamış gibi mi davranıyorsunuz? Partnerinizle kendinizi kıyasladığınız ve her seferinde kendinizi ondan üstün gördüğünüz oluyor mu?

Eğer bu sorulardan herhangi birine cevabınız evetse, siz ilişkide savunma mekanizmasına başvuranlardansınız. Gerçek sorunlardan kaçıyor ve onlarla yüzleşmemek için üstünü örtüp duruyorsunuz.

Ancak size kötü bir haberimiz var; derinlere gömülen her şeyin günün birinde ortaya çıkmak gibi bir huyu vardır. Yani sorunları görmezden gelerek onlardan kurtulamazsınız, korktuğunuz şeylerle yüzleşmek zorundasınız.

pexels
Alışkın olduğunuz düzenden vazgeçmek sizin için elbette zor olacaktır ancak bunun için partnerinize güvenmeniz gerekiyor. İlişkinizin bu rutinde ilerlemesi sizi anlık olarak korusa da ilerde çok daha büyük sorunlarla karşılaşmanız işten değil.

Sizi tanıyan ve seven insanların desteği ile kusuru örtmek yerine onu çözümleyip geride bırakmak sağlıklı olan davranış biçimidir. Tabii, buna ek olarak profesyonel bir desteğin de size büyük yardımı dokunacaktır.

Unutmayın, şu an içinde yaşadığınız şey gerçeklikten uzak ve bitmeye mahkûm bir ilişkiden başka bir şey değil. Eğer bunun sağlam temellere dayanan, uyumlu ve güven dolu bir ilişki olmasını istiyorsanız, savunma mekanizmalarınızı devre dışı bırakmak mecburiyetindesiniz.

©2022 Beyhan&Beyhan Business Solutions Tüm Hakları Saklıdır
Yukarı Kaydır
BUNU OKUMAK İSTER MİSİN?