Altın
%
Dolar
%
Euro
%
Bitcoin
%
Eth
%
Önümüzdeki 5 gün boyunca
SPOR

Evde Antrenman vs Spor Salonunda Antrenman

07 Ara 2021

Spor dendiği zaman aklımıza ilk ne geliyor? Tahmin ediyoruz ki, türlü türlü makinelerin ve çeşit çeşit ekipmanların olduğu bol aynalı bir spor salonu canlanıyor. Yeni bir kullanım dahi hayatımıza girmeyi başardı: Spora yazılmak. Oysaki spor, salonlardan ibaret değil. Bu gerçekle ilk olarak pandemi sürecinde yüzleştik. Evlere kapandığımız bu dönem, pek çoğumuzun istisnasız gittiği spor salonlarını evlere taşıdı. Bu süreçte tanık olduğumuz “Bu olabiliyormuş, evde spor yapılabiliyormuş.” düşüncesi söz konusu döngüyü kırmayı başardı. Aslında spor camiasında yıllardır tartışılan bir meseleydi evde spor/salonda spor; ancak bu denli kitlesel ve zorunlu bir uygulamaya dönememişti. Karantina bu tartışmayı tekrar gün yüzüne çıkardı. Şimdi ise bu iki farklı mekân, birbiri ile kıyaslanabilecek bir seviyeye geldi, bir fırsat eşitliği doğdu. Bugün, spora olan ilginin hiç olmadığı kadar arttığı bir dönemde yaşıyoruz. Haliyle, sporun nerede ve nasıl yapılacağına yönelik tartışmalar seviyesini yükselterek devam ediyor. Evde spor yapılabilir mi? Salonda daha fazla mı verim alıyoruz? Evde yapmak mı, spor salonunda yapmak mı? Hangisi daha avantajlı? Gelin hep beraber bu sorulara cevap bulmaya çalışalım.

Öncelikle anlaşmamız gereken bir nokta bulunuyor. En baştan belirtelim, yazımızın sonunda “Evde spor yapmak daha iyi.” veya “Salonda spor yapmak daha avantajlı.” gibi sonuçlar yer almayacak. Her ne şekilde olursa olsun spor yapmanın, spor yapmamaktan daha iyi olduğunu net bir şekilde belirtmemiz gerekiyor. Ufak bir durum analizi yaparak kendi tecrübelerimizden bahsedeceğiz. En nihayetinde kararı size vereceksiniz. O halde başlayalım. 


Bildiğiniz gibi günlük yoğunluğumuz arasında spor yapmak bir hayli zorlaşabiliyor. İş, okul, ev işleri derken, spora zaman ayırma noktasında sıkıntı çekebiliyoruz. Sorumluluk ve devam gerektiren bir alan olduğu için planlamamızı doğru yapmamız gerekiyor. Sağlıklı yaşamanın anahtarı sistemli bir program. Ancak bu demek değil ki kendimizi yiyip bitirelim, zorlayalım. Aksine spor, bizi fiziksel olarak geliştirdiği gibi ruhen de iyileştiriyor. Tam tersi istikamete doğru yürümeyelim, yönümüzü doğru çizelim. Spora ayırabildiğimiz süre, yaptığımız uygulamanın niteliği ile paralellik taşıyor. Gündelik hayatımızı düşündüğümüzde, eğer ki belli bir yoğunluğumuz var ise evde spor yapmak daha mantıklı gibi geliyor. Düşünsenize işten geç çıkıyor ve yorgun argın eve gidiyorsunuz. Tam bu noktada, sabah planlanan spor akşam suya düşebiliyor. Ancak evimiz bize 7/24 çalışma imkânı sunuyor. Bir şeyler atıştırıp biraz dinlendikten sonra daha enerjik ve odaklanmış şekilde, saat geç olsa da spor yapabiliyoruz. Peki ama aynı senaryoda spor salonuna gidemez miyiz? Elbette gidebiliriz. Ancak pek çok salonun kapanış saati oldukça erken. Buna bir de hazırlık ve yol süremiz eklenince, kendimizi saatler arasına sıkıştırmış, yaptığımız spordan pek fazla verim alamamış oluyoruz. Ruhumuzu iyileştirecek bir etkinliği eziyete dönüştürmeyelim. Kendimizi en rahat ve motive hissettiğimiz zamanda yaptığımız spor hem fiziksel hem ruhen daha iyi bir gelişim sağlıyor. Ev ortamı da bunu sonuna kadar sağlıyor. 

Spor yapmak diyoruz fakat sporun bin bir çeşidi var. Burada da ciddi bir karmaşa bulunuyor. Hangi sporu yaptığımız, sporu nerede yaptığımız ile doğru orantılı. Örneğin bodybuilding, crossfit, powerlifting gibi sporların kendine has ekipmanları bulunuyor. Tır lastiklerini spor salonunun geniş alanında rahatlıkla çevirebilirken, tahmin edeceğiniz üzere aynı işlemi evde yapmak imkansız hale gelebiliyor. Her ne kadar fitness ve plates gibi sporları evde rahatlıkla uygulayabiliyor olsanız da ekipman ihtiyacı belli bir seviyeden sonra gelişim sağlayamamanıza neden oluyor. Örneğin, 5 kiloyla başladığınız bir egzersiz, gün geçtikçe gelişen kaslarınızın etkisiyle daha fazla ağırlığa ihtiyaç duyabiliyor. Hem maddi açıdan sizi zorluyor hem de kapladıkları yer ile evinizi. Elbette yapılmayacak şey değil, evinizi küçük bir spor salonuna çevirip gün geçtikçe ekipmanlarınızı güncelleyebilirsiniz. Ancak spor salonları bu zahmeti ortadan kaldırıyor. Her şey size bir paket gibi sunuluyor, koca bir alan ve çeşitli ekipmanlardan oluşan salonlar bu açıdan daha mantıklı gibi duruyor. 

Dikkat dağıtıcı unsurlar da bu kıyaslama açısından oldukça önemli. Ev ortamı yapılabilecek tüm işler için dikkat dağıtıcı unsurlar barındırabiliyor. Pandemi sürecinde evden çalışanlar bilir, gözler er geç sıcacık mis gibi yatağa kaymaya başlıyor. Spor için de bu geçerli. Ev ortamı konfor alanımızın en temelinde yer alıyor. Dinlendirici ve dingin bir etkiye sahip olduğu için daha hareketli ve güç kullanımına dayanan etkinlikler için cazip olamıyor. Ek olarak televizyon, bilgisayar ve özellikle buzdolabı gibi unsurlar spora yönelik odağı bir hayli kırıyor. Bunun yanında, eğer ki evimizi birileriyle paylaşıyorsak, o kişilerin varlığı da motivasyonumuzu olumsuz etkileyebiliyor. Ancak şunu da unutmamak gerek, bu insanlar bizim birer spor arkadaşımız olduğunda motivasyonumuz birkaç kat artıyor. Bu açıdan, krizi fırsata çevirip ev ahalisini spora ikna etmek oldukça mantıklı ve sağlıklı bir noktada duruyor. Spor salonlarında ise herkesin tek amacı spor olduğu için odağımız sapasağlam kalmayı, ortama ayak uydurmayı seçiyor. Üşendiğimiz her egzersiz, ortamın cazibesi ile daha yapılabilir oluyor. Konu odaklanma ve motivasyon ise spor salonları daha mantıklı bir noktada durmayı başarıyor.

Antrenman şeklimiz de bu kıyaslamayı etkileyen bir başka faktör. Bildiğiniz üzere egzersizler genelde bölgesel ve tüm vücut şeklinde ayrılıyor. Yani kimi egzersizler vücudumuzun sadece tek bölgesini çalıştırırken kimi egzersizler tüm kaslarımızı etkiliyor. Eğer ki antrenman mantalitemiz bölgesel çalışma (split) üzerinden şekilleniyorsa, spor salonlarındaki bin bir çeşit makine/alet/ekipman ile daha verimli bir spor çıkarabiliyoruz. Ancak tüm vücudumuzu (full body) çalıştığımız bir antrenman programımız varsa işin içine evde yapabileceğimiz sporu da ekleyebiliyoruz. Elbette her bölgemizi çalıştıran egzersizler spor salonlarında da yapılabiliyor, hatta daha verimli gerçekleşiyor. Anlatmak istediğimiz, evde yapılacak sporun split tarzı yerine full body olarak planlamamız. Böylesi durumlarda, ekipmansız, kendi vücut ağırlığımızla çalışabileceğimiz egzersizler evlerimizde kolaylıkla yapılabiliyor. Evin diğer avantajları da bize uyuyorsa, spor salonu dezavantajlı bir konumda kalıyor. 


En önemli ayrımı ise elbette maliyet oluşturuyor. Son dönemde spor salonları ücretlerinde ciddi bir artış var. Söz konusu masraflarımız olduğunda salon üyeliklerine ayıracak bütçemiz olmayabiliyor. Evimiz ve vücudumuz tam bu noktada hazır bir şekilde bizi bekliyor. Evde spor yaparak salonlara verdiğimiz ücreti, daha önemli ihtiyaçlarımıza harcayabiliyoruz. Ama eğer “Benim en büyük ihtiyacım spordur.” derseniz durum bir miktar değişebilir, bunu da en iyi siz biliyorsunuz. 

Özetle yaptığımız sporun mekânı; bizim gündelik hayatımıza, yaşam standartlarımıza, seçimlerimize göre farklılık gösterebiliyor. Her iki tarafın da avantajlı ve dezavantajlı noktaları bulunuyor. Sizin için en doğru kararı siz verebilirsiniz. Tekrardan vurgulayalım, nerede ve ne şekilde olursa olsun spor yapmak, spor yapmamaktan daha iyidir. Sizin bedeniniz sizin kararınız!

©2022 Beyhan&Beyhan Business Solutions Tüm Hakları Saklıdır
Yukarı Kaydır
BUNU OKUMAK İSTER MİSİN?