Spor dendiği zaman aklımıza ilk ne geliyor? Tahmin ediyoruz ki, türlü türlü makinelerin ve çeşit çeşit ekipmanların olduğu bol aynalı bir spor salonu canlanıyor. Yeni bir kullanım dahi hayatımıza girmeyi başardı: Spora yazılmak. Oysaki spor, salonlardan ibaret değil. Bu gerçekle ilk olarak pandemi sürecinde yüzleştik. Evlere kapandığımız bu dönem, pek çoğumuzun istisnasız gittiği spor salonlarını evlere taşıdı. Bu süreçte tanık olduğumuz “Bu olabiliyormuş, evde spor yapılabiliyormuş.” düşüncesi söz konusu döngüyü kırmayı başardı. Aslında spor camiasında yıllardır tartışılan bir meseleydi evde spor/salonda spor; ancak bu denli kitlesel ve zorunlu bir uygulamaya dönememişti. Karantina bu tartışmayı tekrar gün yüzüne çıkardı. Şimdi ise bu iki farklı mekân, birbiri ile kıyaslanabilecek bir seviyeye geldi, bir fırsat eşitliği doğdu. Bugün, spora olan ilginin hiç olmadığı kadar arttığı bir dönemde yaşıyoruz. Haliyle, sporun nerede ve nasıl yapılacağına yönelik tartışmalar seviyesini yükselterek devam ediyor. Evde spor yapılabilir mi? Salonda daha fazla mı verim alıyoruz? Evde yapmak mı, spor salonunda yapmak mı? Hangisi daha avantajlı? Gelin hep beraber bu sorulara cevap bulmaya çalışalım.